Rozetini Satmayan Aynasız.!
Cennet vatan ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti devleti üzerinde yaşam süren insanlarımız ile bütün canlıların, toplu çıkarından yana onur ve gururla icra ettikleri gazetecilik mesleğinin örnek duayenleri rahmetli Nezih Demirkent’ler ve Uğur Mumcu’ların yolundan giden Tayfun Talipoğlu, Can Dündar ve Ali Murat Güven gibi örnek ve özde gazetecilere dünden daha çok, bugün ihtiyacı var.
Çünkü özde gazetecilerin tek derdi ve tasası, sözde gazeteciler gibi kendileriyle bir avuç yandaşlarının şahsi çıkarına hizmet etmek değil, devletin ve milletin ortak çıkarından yana mesleğini icra etmektir.
Türk basının duayenleri Nezih Demirkent’ler ve Uğur Mumcu’lar devletin ve milletin ortak çıkarı için çalışıp hayatı bilerek ve isteyerek yaşayan milletimizin gönlünde ve cennet vatan ülkemizin müstesna köşesindeki yerlerini almışlar. Tayfun Talipoğlu ve Can Dündarlar ile Ali Murat Güven’lerde ağabeyleri gibi emin adımlarla yollarına devam ederek, mesleğe sözde değil, özde gönül vermiş gazeteci adaylarına örnek olmaya devam ederek mesleğini onur ve gururla sürdürüyorlar.
Saygıdeğer okurlar, basın mensuplarının büyük ekseriyeti içinde bulunduğumuz genel seçim öncesi her biri, bir yerlerden istifa ederek vekil olmak, aday olamayanlarda kariyerlerini yükseltmek isterken, ülke genelinde olduğu gibi Ünye ve genelinde görev yapan basın mensupları da aday adaylarının çalışmalarını izleyerek ve gözleyerek haberlerini yapıp cüzdanları doldurma gayretiyle mersine gider iken, tersine gidiyorsun diyenlere, doğru yaşayanın yedi zürriyeti alnı ak, başı dik yaşar diyorum.
Bizde dört yılda bir gelen fırsatı kalemini satarak lehlerine değerlendirmek yerine, bildiği ve inandığı doğru yoldan şaşmadan adam gibi yoluna devam ederek, ülkenin ve halkın güvenine mazhar olmuş önemli şahsiyetleri böyle bir günde kaleme alarak, genç gazeteci kardeşimiz Ali Murat Güven’in güvenlik birimlerimiz başta olmak üzere, ülkemize ve gazeteciliğe kazandırdıklarına dikkat çekmek istedim.
1980’lerin ortalarında, bütün meslek hayatı boyunca namuslu kalmaya ve mesleğine gölge düşürebilecek her türlü rüşvet, yolsuzluk, kayırmacılık ve kirli ilişkiyle ölesiye savaşmaya yemin etmiş hayranı olduğu Amerikalı yiğit bir narkotik şube dedektifinin gerçek hayat hikâyesini ABD’ye giderek yaptığı özel röportajı sonrası ”Rozetini Satmayan Aynasız” başlığı ile kaleme aldığı eserini kitaplaştırarak okurlarıyla buluşturan gazeteci Ali Murat Güven basın ve reklâmcılık sektöründe faaliyet gösteren bir ailenin ilk çocuğu olarak 07 Mart 1968 yılında İstanbul’da dünya ya geldi.
Reklâm sektöründe metin yazarı ve kreatif yönetmen olarak yaşamını sürdürürken çocuk yaşta hayran olduğu Amerikalı Dedektif Farnk Speco ile24 Haziran 2012’de yüz yüze yaptığı söyleşiyle hedefimiz, polisin ahlâkî çıtasını iyice yükseltmek” diyen sözde değil, özde Gazeteci Ali Murat Güven, güvenlik birimlerimiz başta olmak üzere, ülkemize ve gazetecilik mesleğine ne özellikler ve güzellikler kazandırmış birlikte göz atalım
Ali Murat Güven“Ülkemizde, öncelikle polis teşkilâtında, genel olarak da kamu sektörünün bütün cephelerinde genel bir iyilik, iyileşme, temizlenme, arınma hareketinin başlatılmasına bir fiske de olsa katkıda bulunmak…
Daha ciddi, daha dürüst, daha yurtsever, daha ahlâklı, yasalara daha bağlı, daha özverili bir polis ve devlet memuru kuşağının doğup yetişmesi ülküsüne -dünyanın bu alandaki en önemli simgesi Frank Serpico’yu dört dörtlük bir rol-model olarak kullanarak- karınca kararınca katkıda bulunmak…
Kitabımda da sıklıkla belirtildiği üzere, Serpico’nun Amerikalı olmasının, kitapta ele aldığımız ana mesele, bir başka deyişle ‘büyük resim’ açısından en küçük bir önemi bile yok… Hayatını doğruluğa, dürüstlüğe adamış olan bu yürekli adam rahatlıkla Çinli, Rus, Kenyalı, Türk, Fransız ya da Alman olabilirdi.
Önemli olan, New York doğumlu bu ufak tefek polis memurunun, Amerikan emniyet teşkilâtında 13 yıl boyunca, çevresindeki hemen bütün meslektaşlarının sevgisi ve desteğini yitirmek, yapayalnız kalmak, aç kalmak, en nihayet hayatını yitirmek pahasına verdiği o muhteşem ahlâk mücadelesi…
Bu mücadeleden, Türk polislerinin, Türk kamu görevlilerinin de alacakları çok önemli dersler var. Bu kitabı para kazanmak için değil, daha yüksek standartlara ulaşmış bir devlet örgütlenmesine kavuşma yolunda, devletin çabalarına mütevazı bir katkı sunmak amacıyla yazdım.
Ülkemizdeki polis ordusunun da bu iyi niyetli çabamı sahipsiz bırakmayacaklarına inanıyorum. Hoş zaten, yalnızca bir ayda ilk baskısı neredeyse yarılandı. Yakında ikinci baskı da yapılacaktır. Mesajımın, muhataplarında karşılığını kısa sürede bulmuş olmasından dolayı çok mutluyum diyen örnek gazeteci Ali Murat Güven ve gibileri kutluyorum.
Ülkemiz genelinde olduğu gibi, Ünye ve genelinde seslerini yükseltmekten, kendilerini göstermekten imtina eden, duyarlı halkımız ve idarecilerimizin atağa kalkmalarıyla sayıları bir elin beş parmağını geçmeyen özde gazetecilerin sayısı artarak, satılmış kalemler başta olmak üzere, kendinden başkasını düşünmeyen seçilmiş ve atanmış bütün satılmışlara rozetini satmayanlar galebe çalacak diyor, saygılar sunuyorum.
Ahmet Yenin
Rozetini Satmayan Aynasız.!