Rol Oynayanlar Kim, Neden, Neyin Peşinde?
Kendisinde bir takım özellikler olduğunu düşünen her insan yaşamında bir
rol oynar. Roller de ya başrol ya oyuncu ya figüranlıktır. Kimi efendi kimi
emireri. Kimi bey hanım, kimi hizmetli, hizmetçi. Kimi durumundan mutlu,
kimi mutsuz. Kimi bu dünya nimetlerine sahip olarak haz duymak peşinde,
kimi öte dünya umudunda. Yani insanın beynine yapılan düşünce- inanç
şırıngası insanı tercihe yönlendirir.
Gerçek hayattan rol modeli olarak zihinlere yansıyan; güç ve paranın
bütün değerleri ezerek yerine geçmesi, toplumun yaşam tarzını kemiren başka
bir salgın hastalığa daha yol açıyor.
Bu tehlikeli salgın yolsuzluktur. Güç ve paraya ulaşmak için her yolu
mübah kılan bu virüs, esir aldığı toplumu çökertir, yaşam tarzını hastalık
üreten bataklığa çevirir. Çünkü tüm kaynaklar yolsuzluğa kurban gittiği
için, ruhsal ve sosyal hastalıklar içinde kıvranan toplum yeni kurban
olacaktır.
Önlenemeyen sosyal hastalıklar, zincirleme yolla ve çığ etkisiyle yaşam
tarzımızı işte böyle kirletiyor.
Zihinsel işgale uğrayan toplumlar, beyinleri sığlaştığı için soygunun
boyutunu kavrayamaz, neden ve nasıl gittiğini anlayamaz, önlem alamaz. Alık
alık seyreder. Kaybettiği bu trilyon dolarların binde birini bile tekrar
borç alabilmek için, kedinin kendi kuyruğuyla oynadığı gibi sürekli dolanır
durur. Sürekli sahte şifreleri çözmekle oyalanır. Halbuki, asıl şifresi;
kendi hayatının ve sağlığının kilitlendiği bu şifredir, bilemez ve çözemez!
İşte bu zihinsel işgal ve esaret; içinde yaşadığımız akvaryumu kirleten,
zihinleri kilitleyen ve toplumları acınacak hale getiren böylesine acımasız
bir akıl oyunudur.
ZiHinSel eSaRete uĞraYaN tOplUmLaR, içine düştükleri hastalık üreten
bataklığı idrak edecek ve kurutacak zihinsel yetenek ve derinliği de
kaybederler. Onların yapabileceği tek şey; bu bataklığın sürekli ürettiği
sivrisinek ordusuyla savaşmak ve kıt kaynaklarını ahmakça harcamaktan
ibarettir. Ama bu sivrisinek bulutları hiç bitmeyecektir.
Toplumu beyinsiz hale getirecek her işlem, zihinsel köleliği sağlamanın en
kısa yoludur. Bunun üzerine algı yönetimi de eklenirse, bir tek kurşun
bile atmadan bilinçaltı kurgulama ile toplumlar kolayca yönetilir. Bilim ve
akıl gücünü koruyamayan devletler, yöneten aklı kaybettiği için yönetilen
duruma düşerler. Çağdaş kölelik işte böyle oluşuyor.
Bu akıl oyununda, sağlıktan ekonomiye her alanda devam eden küresel
savaşın değişik şekillerini bilmeyen toplumların yaşama şansı yok.
Herkes bir tuhaf durumda. Şaşkın şaşkın bakıyor. Anlamıyor, anlamış
görünüyor veya anlamaya çalışıyor. Günümüz karmaşasında dikkatlerimiz çok
farklı düzlemde seyrediyor. ABD-İngiltere-Fransa; Ortadoğu, yani İslâm
coğrafyasını yeniden kendine göre düzenlerken ve işgal ederken Müslümanlar
nelerle meşgul dersiniz..
İster buna ırkçı ister dinci emperyalizm denilsin nihayetinde Müslümanları
kuşatmış bulunuyor. Daha küçük parçalara bölüyor, tamamen kendi kontrolüne
alıyor. Milyonları bulan insan ölümleri, kültür tarihinin tahribi,
psikolojik travmalar çok daha etkili ve tehlikeli durumda.
Müslümanlar, güdümlü dalganın etkisinde
Müslümanlar karunlaşıyor.
Müslümanlar burjuvalaşıyor.
Müslümanlar modernizmin etkisinde.
Müslüman kadınlar moda dalgasının etkisinde cinsel meta.
Müslümanlar sekülerleşiyor.
Müslümanlar İlahi mesaja dayalı İslâm'dan uzaklaşıyor.
Türkiye, Körfez ülkeleri, Kuzey Afrika, Ortadoğu İslam ülkeleri; NATO ve
ABD işgali altında.NATO üssü, radar üsleri, İncirlik ve daha onlarcasını
görmemek, bunları tartışmamak ne kadar doğrudur?
Bunları görmemek, bunların üzerinde durmamak gaflet değil midir? Bütün bu
tehlikeler göz ardı edilerek salt geçmişte de böyleydi bahanesiyle
emperyalizmin işgaline göz yummak ne kadar sağlıklı bir bakıştır?
Güç odakları medyayı çok güçlü olarak kullanıyor. Ne yazık ki bunun içinde
farkında olunarak ve olmayarak iblisin yolunda olanlara hizmet konumuna
düşülüyor.
Neden evrensel boyutta değil de yerel düzlemde olaylara bakıyoruz?
Neden evrensel insani değerler açısından değil de şarlatanların rahat
yaşaması için gerçekleri görmemeye direniyoruz. Zihinlerimize, enerjimize,
zaman israfımıza yazık oluyor.
* *
Günün Sözü: Kin nefret ve öfke içinde olanlar, kendi oyunları içinde
kalırlar.