Rize- Çayeli
Doğu Karadeniz’de Trabzon ilimize kadar gitmiş daha ileriye gitmemiştim.
Bu sefer yolum Rize- Çayeli’ne uzandı.
Adından anlaşılacağı üzere Çayeli çayın ili yani çayın diyarıdır.
Engebeli arazileri, senenin büyük kısmı yağmurlu geçen iklimi, gayretli insanları ile Karadeniz ve Karadeniz insanının memleketi.
Çayeli’nde çay bahçelerini, çayın nasıl yetiştiğini, zahmetini, çilesini gördüm.
Bölge halkı çay üretimi olmadan önce geçim sıkıntısı içindeymiş. Arazi dağlık tepelik olduğundan bakliyat yetişmiyor, meyve çeşidi de azmış.
Gürcistan’a gidip gelenler orada çay bahçelerini görmüşler. Aynı iklime sahip olan Rize yöresinde de çay yetiştirilmesi düşünülmüş. Denemek için çay fideleri getirip diktiklerinde çaydan iyi randıman almışlar. Başlayış o başlayış. Şimdi Rize ve sahilde bulunan ilçelerinin her tarafı çay bahçeleri ile dolmuş.
İlk zamanlar çay üretiminde hayvan gübresi kullanmışlar. Toprak üzerinde kuruyan otları hayvan gübresi ile karıştırarak çay fidelerinin dibine yaymışlar. Bu şekilde gübrelenen toprak kabarmış, daha çok suyu bünyesine emmiş.
Yamaçlara kademeli olarak dikilen çay fideleri sayesinde erozyon önlenmiş. Bölgeye çok miktarda yağan yağmura rağmen su taşkınları azalmış.
Yöre kadınları bahçelerde çay toplarken, erkekleri çay fabrikalarında işçi olarak çalışıyorlar. Fabrikalarda çalışan İki yaş kuşağındaki işçi emekli olmuş.
İlk zamanlar dünyanın en kaliteli çayı bu bölgeden elde edilmiş. Daha çok çay elde etmek için suni gübrelerin kullanılmasına başlanılması ile birlikte çayın kalitesi de değişmiş.
Önceden çay işlenirken fabrikaların on kilometre çapına kadar alanda etrafına burçu burçu çay kokusu yayılırmış. Artık o çay kokuları yok diyorlar.
Bütün bunlara rağmen Rize çayı dünyanın en kaliteli çayları içinde yer alıyor.
Diğer ülkelerin çaylarının üzerine kar yağmazken Rize çayının üzerine karda yağıyor.
Yağan kar ve devamlı aldığı yağmur sayesinde çayları haşere için ilaçlamaya gerek kalmıyor.
Bölge insanı ile konuşurken yurdumuzda satılan kaçak çay konusunu sordum. Bilhassa doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinde yoğun olarak kaçak çay kullanıldığını söylediğimde şunları dile getirdiler.
Kaçak çay içine katılan renk ve aroma veren maddeler kanser riskini artırmaktadır. Bu maddeler ayrıca insanda alışkanlık meydana getirmektedir. Gıda şartnamesine uygun değildir dediler.
Mevcut Rize çayının kurutulması ve fabrikada işlenmesi sırasında kaçak çay tadında çay üretimi yapılarak kaçak çay tüketimi önlenemez mi? diye sorduğumda bunun mümkün olmadığını bildirdiler.
AB talebi ile çay üretim bölgelerinde üretim kısıtlamasına gidildiği, çay üretimi rekolte sinin düşürülmek istenildiği; bu süreç devam ederse Rize çayı üretiminin gerilemesi ile ithal çaylar iç piyasaya daha çok girecektir.
Piyasada çoğalan özel çay fabrikalarının bir kısmında kalitesiz çay üretilmektedir. Bu durum yerli çaylar hakkında kötü bir kanaat oluşmasına yol açmaktadır.
Yurdumuza giren kaçak çaylar sıradan bir organizasyon neticesi pazarlanmamakta, binlerce TIR la nakli gerçekleşmektedir.
Kaçak çayların pazarlanmasında diğer yöntemde bir kısım Çaykur bayilerince Çaykur çay paketlerine kaçak çayların konularak çay piyasasına sürüldüğünü dile getirdiler.
Bölge insanının bu konularda isteklerini maddeler halinde sıralarsak:
1- AB müktesebatı ile getirilen çay üretim alanı daraltılmasına son verilmelidir.
2- Çaykur asla özelleştirilmesin. Rize’nin sembolü olan Çaykur revize edilerek hantallıktan kurtarılsın ve rantabl olarak işletilsin.
3- Suni gübreleme işine son verilerek tabi gübrelemeye ağırlık verilsin.
4- Devletimiz yurdumuza giren kaçak çaya engel olsun.
5- Kaçak çayın yoğun olarak kullanıldığı bölgelere, çay işletmelerinde bulunan fazla çayın sosyal yardım olarak dağıtılarak yerli çayın kullanılmasına bölge insanı alıştırılsın.
6- Özel sektör çay üretimi sıkı denetime alınarak, kalitesiz çay üretilmesine engel olunsun.
Çayın, Çayeli’nin insanları bunları dile getirdiler.
Yıllarını çay fabrikalarına vermiş, çay abidesi olan KAMİL KANDEMİR beye sordum.
_ “ Çay sizin için ne anlam ifade etmektedir.”
Cevap-“ Çay bizim için her şeydir. Bizim yıllarımızı çay ve üretimi aldı. Çay daha iyi yerlere gelsin, daha iyi anlaşılıp bilinsin istiyorum.”diyor.
Kahvaltımızın vazgeçilmezi, hararetlenince hararet kesici, üşüdüğümüzde içimize ısıtan, yorulduğumuzda yorgunluğumuzu alan, dertlenenin derdini paylaştığı, çay tiryakisinin vazgeçilmezi olan ÇAYI size anlatmak, sizin ile tanıştırmak istedim.
Çayı yetiştiren, emeği geçen, ekmeğini yiyen insanların sorunlarını sizlere duyurmaya çalıştım.
Diliyorum ki yetkililerimiz bu sorunları çözmek halletmek için çalışırlar.
Karadenizli hemşerilerimiz çayımızı sağlık ve sıhhat ile ağız tadıyla içmeye buyurun diyor.
27.02.2010
MUSTAFA YOLCU
Gezmeyi görmeyi istediğim yerlerin başındadır karadeniz.
İnşallah birgün nasip olur.
Ülkemizde tarım kasıtlı olarak öldürülüyor maalesef
Mart 2nd, 2010 at 14:53