Reise Talkım, Mebusa Salkım!
Erdal İZGİ
ESİNTİ
Demokratik, laik, sosyal, hak ve hukuka dayalı yönetimimizde;
Her ikisi de oyla seçilir.
Aynı partili, aynı seçmene sahip olsalar da;
Biri milletin, diğer şehrin, beldenin seçmenidir.
Milletvekili ve belediye başkanı.
Eski deyimle; mebus ve reis…
* * *
Başkan, bölge insanının doğum öncesi ölüm sonrasından bile sorumludur.
Kentin sağlıklı büyümesini planlar, çalışır.
Belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil eder.
Yetkiye dayalı sözleşmeler yapar.
Şartsız bağış kabul eder, bütçe ve ödenekleri kullanır.
Ama…
Dokunulmazlığı yoktur, görevden alınır, düşürülür, hapse atılır.
Mahkemelik olduğunda avukat parasını cepten öder.
Görevi bittiğinde, makam otosu, lojmanı, telefonu alınır.
Esirgenmezse; bir kuru ‘teşekkür’ yeter.
* * *
Milletvekili, kanun yapmak, değiştirmek, kaldırmak için TBMM üyesidir.
Bakanlar kurulunu, kararları ve bakanları denetler.
Milletin refahı için yasa taslakları hazırlar.
Hükümete yazılı ve sözlü soru önergeleri verir.
Şehrinin yatırım ve çıkarı için bakanlıklarda koşturur.
Ama…
Görevden alınamaz, yargılanamaz. Hiç dokunulmaz.
* * *
Milletvekilleri, ‘Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ çıkardı.
Kanun kapsamına, görevden sonra ‘tek kuruş’ verilmeyen belediye başkanlarını da aldı.
Emeklilik hakkını kazanana ‘temsil tazminatı’ verilmesi kararlaştırıldı.
Bir şart konuldu:
Erkekler 61, kadınlar 58 yaşını dolduracak!
* * *
TBMM’de 2 yıl görev yapan milletvekili emeklilik hakkını kazanır.
Kendisine yürürlükteki maaşın üçte ikisi ödenir.
Hem milletvekili, hem milletvekili emeklisi ise ikisini de alır.
Başbakanımız gibi.
TBMM üyelerinin verdiği bir teklif şimdi sırada bekliyor:
“Bir günlük milletvekili yapılması halinde temsil hakkı ve maaş verilmesi...”
Seçim öncesi her an sessiz sedasız çıkabilir.
* * *
Ortalık kızıştı ya…
“Hangisine talip olayım” diyene mebus-reis tarifesi budur…