Referanduma Doğru…
16 Nisan yaklaştıkça, iktidarın baskısı / tehditleri / engellemeleri / suçlamaları / iftiraları / karalamaları, artan dozlarda devam ediyor. Anayasa değişikliği hükümleri ile ilgili, hiçbir açıklama yapılmıyor. Var mı, yok mu, içi boş, ayrıştırıcı, korkutucu, karamsarlık doğurucu, demagojiler, “Halk, nasıl olsa okumuyor, araştırmıyor” inancı ile beyin yıkama operasyonları.
Bazı tekrarlara düşmek riskini de göze alarak, genel bir değerlendirme yapmak istiyorum:
A- Bu bir ABD projesidir;
- Önce; CIA Ajanı, Graham Fuller, “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabını yazmış, işaret fişeğini ateşlemiştir.
- Daha sonra; Atlantic Council ve Center for American Progress kuruluşları, projeyi geliştirmişlerdir.
- Amaç; Türkiye’yi antidemokratik bir ülke haline sokmak, güçsüz, istikrarsız, tam anlamı ile ABD’ye bağımlı hale getirmektir. Böylece; BOP Projesi başarıya ulaşacak, İsrail bölgede tek güç haline gelecek, Bağımsız Kürdistan (aslında Büyük Ermenistan) kurulacaktır. Ülkemiz bölünecek, bu arada “Eyalet Sistemine” geçilecektir.
- Tüm yetkiler (dış politika ve başkomutanlık dahil) tek elde toplanacağı için; ABD Ülkemizde, istediği gibi at oynatabilecektir. Tüm muhalif seslere hayat hakkı tanınmayacaktır.
B- AKP iktidarı, Ülkeyi ne hale getirmiştir;
1- Ekonomik Durum;
2002’den bu yana, ekonomimiz devamlı olarak gerilemiştir;
- a) Lüks, israf, saltanat sevdası, zirve yapmıştır. Saray, tam anlamı ile bir dipsiz kuyu gibi, milyarları yutmaktadır. Uçak, helikopter, makam aracı sayısı, dudak uçuran rakamlara ulaşmıştır.
- b) Örtülü ödenek harcamaları, hesaba kitaba sığmaz olmuştur.
- c) Kamu mallarının yağması, vicdanları kanatır hale gelmiştir.
- d) Tüm özelleştirmeler ve ihaleler, şaibeli duruma düşmüştür. Tüm varlıklarımız satılmıştır. (1985 ile 2002 dönemindeki özelleştirme tutarı 8 milyar TL, AKP dönemi tutarı 80 milyar TL’dir.) Kalanı da, Varlık Fonu’na aktarılarak, denetim dışına çıkarılmıştır.
- e) Enflasyon azmıştır. (Hele, TÜİK’in uydurma rakamları değil de, çarşı Pazar rakamlarına bakınca, durum iyice vahimdir.)
- f) Paramız pul haline gelmiştir. (2002 Kasım’ında 1 dolar, 1,5852 kuruştu. Bu arada, paramızdan, 6 sıfır da atılmıştır.)
- g) İşsizlik artmıştır (Sadece, diplomalı işsiz sayısı yüzde 836 artmıştır.) OECD kayıtlarına göre, 39 ülke içinde, 5. durumdayız.
- h) Beyin göçü, maalesef çok hızlanmıştır.
- i) Dış ticaret açığımız, 80 yılda, 247 milyar dolardır. AKP döneminde 77 milyar dolar olmuştur. Bunun için, ödenen faiz de 433 milyar dolardır.
- j) Dış borç 417 milyar dolara yükselmiştir.
- k) En kırılgan üç ülke içine düşülmüştür. Yatırımlarda da “en riskli” ülke haline gelinmiştir.
- l) 2002’de benzin 1,66 / motorin 1,23 TL idi. Şimdi 5,35 ve 4,68 TL’dir.
- m) Banka ve sigorta sektörleri, yabancıların eline geçmiştir. Borsa’da da durum aynıdır.
- n) Tasarruf oranı yüzde 23’ten yüzde 12’ye düşmüştür.
- o) Kaçakçılıklar (uyuşturucu, silah, akaryakıt, sigara, et, çay, tuz, şeker, Çin malları vs. vs.) korkunç boyutlara ulaşmıştır.
- p) Tarım ve hayvancılığımız çökmüştür. Esnaf perişandır.
- r) Tüm yatırımlar; (Çifte yollar, Y.S. Selim ve Osmangazi köprüleri, üçüncü havaalanı, Avrasya Tüneli, hızlı tren dahil DDY yatırımları vs.) hep kara delik haline gelmiştir. (Bu yatırımlara kimse karşı değildir. Yeter ki fizibilite yapılsın, yandaşlara kaynak aktarılmasın, ihaleler dürüstçe olsun.) TRT ve SGK vb. kurumların açıkları da ayrı birer yaradır. Ayrıca; Ülkesi için savaşmayan, Türkiye’de safa süren, tavşan gibi üreyen, Suriyeliler için harcanan 25 milyar doları da helal etmiyorum. Ülkemizde parya olmayı, içimize sindiremiyorum.
Gelecek yazımda devam etmek istiyorum...