Referanduma Doğru (III)
Evet çıktığı takdirde; Türkiye’de demokrasinin rafa kaldırılacağını, tek adamın keyfi yönetiminin başlayacağını, referandumla ilgili, eleştirilerimi açıklamaya devam ediyorum;
ÖZFATURA'NIN; Referanduma doğru (2)
D- Vaat edilemeyenler:Ülkesini seven, aklını ve vicdanını kiralamamış herkesin, evet propagandacılarına aşağıdaki soruları sorması gerekir;
1- Evet çıkarsa; (devamlı dile getirdiğimiz) terör nasıl bitirilecektir? Bugüne kadar göremediğimiz, hangi mucizevi tedbirler, devreye sokulacaktır? Can ve mal güvenliği, nasıl sağlanacaktır?
2- Ekonomi nasıl canlanacak; işsizlik nasıl azalacak; TL’nin değer kaybı nasıl durdurulacak; enflasyon nasıl önlenecektir? Ekonomi ile ilgili, hangi ciddi tedbirler getirilecektir? Kaçakçılıklar nasıl önlenecektir?
3- Fikir, ifade, inanç, teşebbüs hürriyetleri geri gelecek midir? Adil yargı düzeni kurulacak mıdır? Zulümler, kıyımlar, el koymalar, haksız tutuklamalar, baskılar, bitecek midir? OHAL keyfiliği, ülkeyi KHK’larla yönetme hukuksuzluğu, sona erecek midir? Gerçek demokrasiye kavuşacak mıyız?
4- Kışlalara, camilere, okullara, siyaset sokulmaktan vazgeçilecek midir? Din istismarı, sona erecek midir?
5- Bağımsız, sağlıklı, istikrarlı, başarılı bir dış politika takip edilecek midir? ABD güdümünden kurtulacak mıyız? Dış itibarımızı geri kazanacak mıyız? Adalarımızı, Yunan işgalinden kurtaracak mıyız? (Yoksa, iç kamuoyunu etkilemek için, meydan okumalar devam edecek midir?)
6- Eğitim kalitesi yükselecek midir? İleri teknoloji devri başlayacak mıdır? Beyin göçü, tersine çevrilecek midir?
7- Lüks, israf, kamu malları yağması, yolsuzluklar, rüşvet, torpil, kayırma vb. sona erecek midir? Liyakat sistemi; açık, şeffaf, denetlenen bir yönetim tarzı; geri gelecek midir? Varlık Fonu rezaletinden vazgeçilecek midir? Nedir bu beka sorunu?
8- Milli ve manevi değerlere, Türklüğe saygı gösterilecek midir?
9- Gerçek anlamda demokrat, güçlü, itibarlı, istikrarlı, teröre taviz vermeyen, halkına saygılı, adil, bir Türkiye için, neler yapılacaktır?
10- Ve Kandil; ne zaman, nerede, “Evet çıkarsa, biz biteriz” demiş? Kim duymuş, kim söylemiş? Aslında; Kandil ile, İmralı ile, FETÖ ile, sarmaş dolaş olan siz değil miydiniz? Hayır diyeceklerin hiçbirinin, böyle bir irtibatı olmadı...
11- Ezanı yasaklayan İsrail’e karşı tutumunuz ne olacaktır? Almanya, Hollanda, Avusturya, ABD vb. ülkelerle kavganız ne zaman bitecektir? (Yürekli iseniz İncirlik üssünü bunlara kapatırsınız.) (Laf değil, icraat yapılmalıdır.)
E- Korkularımız, Endişelerimiz:D bölümünde saydığım konuların, bugüne kadar cevaplarını hiç duymadık. Sadece; ayrıştırıcı, korkutucu, karamsarlık veren bir üslup. Bol bol demagoji, hakaret, suçlama, iftira, tehdit. Ve bu yüzden inanıyorum ki;
1- Rejim değişecek; parlamenter rejim sona erecek; TBMM, milletvekilleri, bürokrasi, yargı, devre dışı olacak, tüm yetkiler tek bir elde toplanacaktır. Güçler ayrılığı düzeni iyice bitecek; tüm icraatlar, tayinler (üst yargı dahil), ihaleler, aziller, harcamalar, dış politika, idari düzenlemeler vb. tek kişinin keyfine göre yapılacaktır. (Aynen, Vatikan yönetimi.)
2- Hiçbir denetim ve kontrol mekanizması kalmayacaktır.
3- Üniter devlet yapısı tehlikeye girebilecektir. Terör azacaktır. Türkiye, tüm Dünya’da dışlanacaktır.
4- Hiçbir muhalif fikre, kula kulluk etmeyenlere; hayat hakkı; fikir, ifade, inanç, teşebbüs hürriyeti, can ve mal güvenliği, tanınmayacaktır. Medya, tam anlamı ile tek sesli olacaktır. Nitekim, şu dönemde de, her türlü baskı ve engelleme yapılmaktadır.
5- Baskılar, kıyımlar, haksızlıklar, tehditler, tutuklamalar, artan tempoda sürecektir. Gariban ailelerin çocukları, şehit olmaya devam edecektir.
6- Ekonomik ve sosyal hayat, iyice gerileyecektir. Beyin göçü, sermaye kaçışı hızlanacaktır. Turizm çökecektir. İhracatımız ciddi darbeler yiyecektir.
7- Şu an olmadığı halde, sürdürülen “pranga ve vesayet” masalı gerçekleşecektir. Muhalif düşünenlere prangalar vurulacak; vesayet değil esaret dönemi başlayacak; Ülkemiz kapkara bir geleceğe esir olacaktır. Toplum bölünecektir.
Ülkesini seven herkes; politik görüşü ne olursa olsun; mutlaka oy vermelidir. Sandıklara sahip çıkılmalıdır. Ümitsizliğe, yılgınlığa, korkuya, kapılmamalıdır. Baskılara boyun eğmemelidir. “Niyet hayır, akıbet hayır” düsturuna sarılmalıdır.
Not: Kimsenin bize önem vermediği, teröre açıkça destek verdiği; dış itibarımızın sıfırlandığı, bir ortamda; Dünya’yı nasıl “ayağa kaldıracağımızı” çok merak ediyorum. Bunun, propaganda amacına yönelik olduğunu tekrar hatırlatıyorum. Ve biz Don Kişot gibi tüm Dünya ile (AB’nin tümü, ABD, tekrar Mısır, Libya, İran, Irak, Suriye vb.) kavga ediyoruz. Ve hepimizi çok üzen; gururumuzu kıran, davranışlara muhatap oluyoruz.