Referandum Neyi Değiştirecek ?
Aslında bu referandum meselesinde çok da kasmamamız lazım.
Başbakan Erdoğan’ın söylediğine göre, zaten bu anayasa değişikliğini, hele genel seçimlerden sonra AKP daha güç kazanınca, yeniden ve köklü olarak değiştirmek için yapıyoruz.
Yani Başbakanımız da aslında diyor ki; “değişiklik bu haliyle benim de içime sinmiyor.”
“Evet ya işte bu!” diyesi geliyor insanın.
1982 Anayasası değişmeli mi;
Eveeet, peki bu şekilde mi değişmeli. Hayırrrr
Çünkü bu değişiklik; göstermelik.
Ben demiyorum, bizzat Başbakanımız diyor.
Hükümetin Anayasa değişikliğini milletin içine sinecek şekilde yapma şansı yok muydu; Varrr...
Acaba önümüze bundan sonra çıkacak değişiklik çok mu korkutucu olacak da şimdi bir alıştırma yapıyoruz.
Sizi bilmem ama ben ürktüm!
**
Oysa “Sadece iki şey olsun, sonra referandum yapalım” istedi bu millet...
Önce akan kanlar dursun. Her gün artan, tırmanan teröre bir çözüm olsun.
Haydi, bitsin bu terör artıkkk.
Açılım, saçılım, kaçılım her neyse bir aşama kayd edelim. ‘Asıl sorun buradaaa haydii beyler’ diye bağırmak gelmedi mi hepimizin içinden...
Ama tersi oldu.
Terör tırmandıkça, anayasa değişikliği dediler, canlar yandıkça ülke bölündükçe “haydi referanduma” diye bağırdık.
Memurlara toplu sözleşme yapma hakkı tanımanın nesi aceleydi? Ya da Anayasa Mahkemesi üyelerinin sayısını artırmanın vatandaşa nasıl acil bir yararı var?
Düşünce özgürlüğüne katkı sağlayacak, yaşadığımız sıkıntılara merhem olacak bir değişiklik önerisi hani nerede?.
* * *
Bir de ne istedik; ekonomi düzelsin, aş ve iş derdinden biraz soluk alsın vatandaşlar.
Ekonomide resim hala bulanık. İhracatın ithalatı karşılama oranı füze gibi aşağıya iniyor.
Büyümede Avrupa rekoru kırdık deniyor. 2008’de küçülmede dünya rekoru kırdığımız için şimdi aradaki farkı kapatmak, rekor gibi geliyor. Ne mutlu bize.
Ama işsizlik rakamı yüzde 11’e düştü.
Peki nasıl bu kadar hızlı düştü? Sihirli değnek dolabın içinde mi duruyordu şimdiye kadar?
Elbette bir kısım artış üretimde geçen yılki kayıpların telafisinden geldi. Bu arada yalnızca son bir yılda devlete yaklaşık 1 milyona yakın memur, polis, öğretmen alındı.
Üzerine de koy tarım kesimindeki geçici işçileri.
Keşke işsizlik rakamlarını yenilikçi bir sanayi stratejisi ile indiriyor olsaydık.
Vallahi mühürü içimize sine sine vururduk...
Tabii işsizlik artıyor, al memuru. Devletin borçlanmasından kolay ne var? Geçen yıl 50 milyar dolarlık cari açığı tolere etmedik mi, bu yıl da şimdiden bütçe 40 milyar dolar açık verecek epi topu....
* * *
Diyorum ki, sorun evet ya da hayır demek değil: hangi şaşırtmacanın içinde olduğumuzu iyi anlamak.
Yoksa ben de Başbakan gibi düşünüyorum.
Bu referandum içimize sinmiyor, doğru düzgün bir anayasa değişikliği yapılmalı.
Ama kader işte..
Şimdilerde tarafını belli etmek serbest ve şart.
Ancak bu referandum neleri örtüyor diye örtünün altına bakmak yasakkkkk kardeşim.
Staja 10 bin başvuru
İşsizlikte asıl rakamları yıl sonuna doğru alacağız. Kamunun personel alma takadi kalmayacak. Tarım ve turizmdeki hareketlilik de bu aylarda azalacak. Yani 2008 öncesi rakamlara geliyor muyuz diye ancak o zaman sevinebileceğiz.
Ancak işsizlikte asıl sorun, genç ve eğitimli kesimin işsizliği. İyi eğitimli bir gence asgari ücret vermek istatistiklere, istihdam sayısında artış olarak geçer ama o genci bunalıma sürüklemekten başka işe yaramaz.
Gerçeğimiz buradadır bizim.
Geçen gün Türkiye’de en yüksek vergiyi veren kuruluşlardan, sigara devi Philsa Philip Morris&Sabancı’nın Kurumsal İletişim Müdürü arkadaşım Arzu Amirak’la konuşuyoruz.
Sohbet arasında kendilerine 10 bini aşkın staj başvurusu geldiğini söyledi.
Sadece üç ayda gelen başvuru sayısı bu. Yüzde 90’ı şimdiden etkileyici cv’lere sahip ya da başarılı son sınıf öğrencileri. Amirak’tan tam rakamı çıkarmasını rica ettim.
Mayıs ayından bu yana 10 bin 201 kişi staj için başvurmuş, değerlendirme sonunda 29 kişi staj için kabul edilmiş. İçlerinde ancak yüksek performans gösteren belki birkaçının işe başlama şansı olabilecek.
Yemek, servis, spor salonları ve sosyal aktivite kulüpleri ile happy hour gibi imkanlardan 2-3 aylığına faydalanmak bile başlı başına gençlere cazip geliyor.
Türkiye’de genç işsizlik oranı dünya ortalamasının iki katı.
Ancak tabii biz çok meşguluz, acaba gençlerimizin çoğu referandumda evet mi, hayır mı atacak?
Yazınızı okudum.
Ağustos 22nd, 2010 at 12:11Tşk ederim
Çapar Kanat
Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi
Bütün soru ve bütün kaygılar işte tam o soruda düğümleniyor.
NEDEN TOPLUMSAL UZLAŞIYLA TAMAMEN YENİ BİR ANAYASA yapılmadı ?
Esas soru bu
Bence bu referandum tam bir münafıklık abidesidir.
Aslına bakarsanız bu referandum RTE nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçilip seçilemeyeceğinin bir anketidir
Önümüzdeki genel seçimleri AKP umduğu gibi kotarabilirse hemen 2012 de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini öne sürüp RTE Cumhurbaşkanı olduktan sonra işte o zaman ESAS KAFALARINDA GİZLEDİKLERİ ANAYASAYI ortaya çıkaracaklar.
Bence işte o gün tam bir muamma gündür. Gerçek yüzler o gün çıkacak.
Tabi bu millet o kadar derin uyutulabilirse
İş adamları da fırça yemeye başladılar sanırım SİVİL DARBELER onların üzerinde de denenecek
Ağustos 22nd, 2010 at 12:46