Refarandum Tarihi 9 Nisan mı Olacak? Laiklik mi Tartıştırılacak?
Refarandum tarihi belli oldu(!) Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasal değişiklik paketini en geç cuma ya da cumartesi günü imzalayacağını söyledi.
Bu demek oluyor ki 9 Nisan 2017 pazar günü sandık başına gideceğiz.
Neden 9 Nisan?
Çünkü,TBMM 9 Nisan 1928 yılında tam 89 yıl önce Anayasa’nın 2. maddesini değiştirerek, laiklik yürürlüğe girdi. Söz konusu maddeden”Türkiye Devleti’nin dini İslam’dır” bölümü çıkarıldı.
****
Yazın bir kenara açık açık değil ama tabanda en önemli kampanya buradan yapılacak.
“Devleti dinsiz yaptılar. Devletin dinini yeniden islam yapmak için değişiklik yapılıyor denilerek” ’Evet’in yüzde 50’yi geçmesi için özel bir algı çalışması yapılacak.
Bunun anlamı şu: Yeniden laik, anti-laik çatışması hortlatılacak.
Bunun yol olmadığının bir kez daha altını çizelim.
“Hayır” diyecekleri teröristlerle bir tutmak yol değil!
“Hayır” diyenlerin; FETÖ’cü, PKK’lı, HDP’li, CHP’li diyerek; din düşmanı, millet, devlet ve vatan düşmanı diye lanse edilmesi doğru olmadığı gibi, 9 Nisan tarihinin belirlenmesinin ardında yatan algı çalışması da yanlıştır.
****
Ne olacak tercihimizi yaparken, düşüncelerine asla katılmayacaklarımızla yan yana düşmek bizi tercihimizinden vaz mı geçirecek?
Bu ülke hepimizin…
“Evet” diyecek olanlar da bu ülkenin sahibi, “hayır” diyecek olanlar da bu ülkenin sahibi…
Bu ülkeni yasal partilerini, millet iradesinin merkezi olan TBMM’de yer alanları öcü gibi göstermek kimin işine gelir?
Nasıl bir algı kampanyasıdır bu?
Düşmanlık üzerinden kampanya yürütmek, birilerine linç kampanyası zemini hazırlamak nasıl bir memleketseverlik, milletseverliktir?
Ve nasıl devlet yöneticiliğidir?
Milleti sevmek, sadece bize benzeyenleri, bizim gibi karar verecek olanları mı sevmektir?
Vatanı sevmek onun üzerinde yaşayanları temizledikten, sindirten sonra mı sevmektir?
Evet çıkarsa Türkiye ne şahlanacak, hayır çıkarsa da Türkiye yoksullaşmayacak
9 Nisan tarihine kadar görülen o ki, kampanyanın sert dozunu “evetçi blok”, iktidar yükseltecek.
Beklenen o ki “hayır” bloğunun da aynı sertlikte kampanya yürütmesi beklentisi var.
Çünkü ülkenin sertleşmesi, kampanyanın vatan-millet hamaseti üzerinden yapılmasının “evet”in lehine olacağı düşünülüyor.
Sokakta gördüğüm, etrafımda gördüğüm gerçeğin altını çizeyim.
Sokak hiç de kampanyayı yüretecek olanlar gibi düşünmüyor.
Sokak fanatikler haricinde bunun Türkiye Cumhuriyeti için bir son ya da başlangıç olduğunu düşünmüyor.
Bu bir tercih.
Demokratik bir tercih.
Ülkenin sonu değil.
“Evet” çıkarsa da Türkiye tüm sorunları bir gecede çözülmeyecek.
“Hayır” çıkarsa da ülkenin sorunları daha çok derinleşecek.
****
“Hayır”lar, “Evet”lerden çok çıktığında, anayasal değişiklik paketi kabul edilmediğinde AK Parti iktidarını kaybetmeyecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın süresi bitmeyecek.
“Hayır”lar çok çıktığında CHP ertesi günü iktidar olmayacak.
Ya da herhangi bir seçimde millet CHP’yi tercih etmeyecek.
Sonuç ne çıkarsa çıksın, yolumuza devam edeceğiz.
****
Ancak “evet” çıktığında milletin bir bölümü umudunu kaybedecek.
Hayal kırıklığı yaşanacak.
Ancak onlar zaten14 yıldır hep kaybediyorlar.
“Evetler” çok çıktığında ise birileri bu ülkeden “hayır” diyenleri Suriye’ye, Yunanistan’a doğru sürmeyecek.
Ancak bir gerçek var ki daha otoriter olacağız.
Daha çok biat kültürü derinleşecek.
Varlık Fonu AŞ’nin yöneticileri, yaptıklarından sorumsuz olacaklarmış!”
Evet”ler çok çıkarsa; Varlık Fonu AŞ’nin başına geçen yöneticilerin yaptıklarından dolayı sorumlu olmayacakları, denetlenemeyecekleri gibi, bizi yönetenlerin daha çok denetimsiz ve sorumsuz olduğu bir döneme adım atacağız.
Demokrasi umutlarından biraz daha uzaklaşmış olacağız.
Güce daha çok biat edeceğiz.
Biat etmeyenleri ise daha çok yok sayacağız.
Daha çok otorite sesleri çıkacak.
AK Parti kuruluş felsefesinden biraz daha uzaklaşmış olacak.
AK Parti de fabrika ayarlarına geri dönemeyecek bir şekilde silinme dönemi başlayacak.
****
9 Nisan tarihi refarandum tarihi olarak belirlenirse (ki öyle olacağı görülüyor) birilerinin beklentisinin ters çıkacağını bugünden tarihe not düşebilirim.
Çünkü bu gerginlik, gerginliğin ortaya çıkaracağı sonuçlar katlanılabilir gibi olmayacaktır.
Milleti millet yapan ortak paydalardır. Umutlardır.
Milleti millet yapan vatandır… Vatan ise; eşit, ayrımsız ve adil o topraklar üzerinde yaşayan herkesindir.
Devlet ise; vatan üzerinde yaşayan milletin, sınırları demokratik hukuk kuralları ile çizilmiş hizmetçisidir.
Devleti yönetenler de gökten vahiyle seçilmiş olanlar değil milletin seçtikleridir. Görevleri de kendisine oy vermeyenler de dahil; millete eşit, ayrımsız ve adil hizmet etmektir.
Cumhuriyeti savunmak onu demokratik bir Cumhuriyete dönüştürebilmek iradesini ortaya koymaktır. Yoksa içi boş hamasetle “Cumhuriyet’i değiştirmek isteyenler karşısında beni bulur” demek değildir.
Son söz: 18 maddelik anayasal değişiklik paketi, 90 yıllık otoriter Cumhuriyet’i demokratik bir Cumhuriyeti dönüştürmenin yolu değildir. Aksine daha çok otoriter bir Cumhuriyet’in egemenliğini, onaylamaktır.