Reaktif ve Proaktif Siyaset
Türkiye’de siyaset genel olarak reaktif olarak yapılmaktadır. Reaktif siyaset anlayışı, muhalefet partilerini, iktidar partisine bağımlı kılmaktadır. İktidar partisinin siyasal, sosyal ve ekonomik politikalarının karşıtını savunmak şeklindeki muhalefet partilerinin yaklaşımı, günümüzde artık kabul görmemektedir.
Günümüzde, siyasal partilerde, proaktif siyasal, sosyal ve ekonomik politikalar üretmeleri beklenmektedir. İktidar partisinin siyasal, sosyal ve ekonomik politikalarının tamamının reddedilmesi yaklaşımı yerine, muhalefet partileri gerektiğinde iktidar partisinin politikalarını destekleyebilmelidir. Örneğin, bireysel hak ve özgürlüklerin artırılması, özel hayatın gizliliğinin korunması, hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesi gibi iktidar partisinin bir politikası varsa tüm siyasal partilerce desteklenmesi gerekir.
İktidar partisinin siyasal, sosyal ve ekonomik politikalarını desteklemeyen muhalefet partileri ise alternatif politikalar oluşturmalıdır. Uluslararası alanda; kıta sahanlığı, Kıbrıs ve Ermeni Soykırımı konularında, uluslararası toplumu etkileyebilecek güçte politikalar üretilmesi gereksinimi her geçen gün daha da önem kazanmaktadır.
Türk siyasal hayatı kısır çekişmelere sahne olmakla birlikte, Türkiye’de siyasal partilerin politika üretebilecekleri birçok konu bulunmaktadır.
Bireysel hak ve özgürlüklerin artırılması, demokrasimizin batı demokrasilerinin ulaşmış olduğu standartlara yükseltilmesi, insan sağlığının korunması, toplumun gündemini sürekli meşgul etmekte olup maddi ve manevi toplumumuza zarar veren terörün yok edilmesi, yoksulluk içinde yaşayan insanlarımızın yaşam standartlarının yükseltilmesi, işsiz insan sayısının kabul edilebilir bir seviyeye düşürülmesi v.s. konularda etkili siyasal, sosyal ve ekonomik politikalar üretilmesi artık bir zorunluluk arz etmektedir.
Toplumsal değerlerimizin hiçbirisi herhangi bir siyasal partinin tekelinde değildir. Demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olan siyasal partilerin hepsi toplumsal değerlerimizi savunmak ve geliştirmek hakkına sahiptir.
Siyasal partilerin, siyasal, sosyal ve ekonomik politikaları toplumsal ve tarihsel özelliklerimize, 21.siyaset anlayışına, bilimsel ilke ve kurallara uygun olmalıdır.
Sadece, oy maksimizasyonuna yönelik, popilizme(halk dalkavukluğu) dayalı siyasal parti politikaları artık terk edilmelidir.
Siyasal partiler, parti içi demokrasi anlayışını güçlendirmelidir.
Siyasal partiler, 21.yüzyıl siyaset anlayışına uygun olarak yeniden yapılandırılmalıdır.
Siyasal iktidarın asli kaynağı olan halktan kopuk siyasal, sosyal ve ekonomik politikalar halka yarar sağlamamaktadır. Bu nedenle, halkımızın temel eğilimlerinin siyasal partiler tarafından her zaman dikkatle analiz edilmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Siyasal eğilimleri, doğru değerlendiren siyasal partiler 21.yüzyıl siyaset sahnesinde yükselirken, doğru değerlendiremeyen siyasal partiler yok olacaktır.
Son söz; vox populi, vox dei, yani halkın sesi, Hak’kın sesidir.
Siyaseti dünya gidişatını okumadan, global endişeleri taşımadan, çağın siyasi, toplumsal ve küresel gereklerini dikkate almadan yapanlar "halk dalkavukluğunu" esas alırlar ve sonu hüsran...
Mayıs 12th, 2010 at 10:29