Ramazan Bayramı Düşünceleri
Bayramlar huzur ve sükûnun en yüksek seviyede cereyan ettiği zaman dilimleridir. Kültür ve medeniyetimizde bayramların apayrı bir yeri ve önemi vardır. Birlik ve beraberliğin çimentosudur bu müstesna vakitler… Milli bütünlüğümüzü bu gibi ortak değerlerimize borçluyuz. Değerlerini yaşayan ve yaşatan milletler geleceğe emin adımlarla ilerlerler. Türk milleti zor badirelerden geçerek bugüne gelebilmişse bunu milli ve manevi değerlerine borçludur. Onun için çocuklarımıza değerlerimizi anlatmalı ve benimsetmeliyiz. Özellikle dini bayramlarının manevi hazzını çocuklarımıza doyasıya yaşatmalıyız. Onların da gelecekte çocuklarına anlatacağı bayram hatıraları olmalıdır. Bayramlar herkeste derin duygu ve düşünce çağlayanları oluşturur. Bir zamanlar Ramazan Bayramının şair gönlümde meydana getirdiği duygu ve düşünceleri “Ramazan Bayramı Düşünceleri” adlı şiirimde kafiyelere dizerek şöyle ifade etmiştim. Bu bayram hissiyatımı sizlerle paylaşmak istiyorum:
Muhabbetin gölgesi düşerken can evine
Sıladan uzaktaki yürek neye sevine?
Zaman bildiğin zaman arife ne, bayram ne?
Kurulsun yüce mizan, haklar yerini bulsun
Şen ola gönül köşkü, bayramlar bayram olsun
Yanar yürek dağları giryenin ateşinden
Sayılı gün tez geçer, uyanırsın düşünden
Gelir bayram neşesi ramazanın peşinden
Gururlanma ey insan sen de bir garip kulsun
Şen ola gönül köşkü, bayramlar bayram olsun
Kul çekmezse müşkülât ulaşamaz menzile
Huzur damlacıkları akar durur gönüle
Şeker bayramı gelir lezzeti değer dile
Gönül bahçelerinde gül açsın, zakkum solsun
Şen ola gönül köşkü, bayramlar bayram olsun
Şairlerin dilinde bayram aşk güftesidir
Çağları aşıp gelen Itri’nin bestesidir
Bayram yetime kucak, gariplerin sesidir
Mümin bayram ederken müşrik saçını yolsun
Şen ola gönül köşkü, bayramlar bayram olsun
Dursun bozuk saatler, çekin gönüle ayar
Sevgi coğrafyasında dolaşın diyar diyar
Girsin düşlerimize mübarek gül yüzlü yâr
Zalime balyoz yumruk, mazluma ayak kolsun
Şen ola gönül köşkü, bayramlar bayram olsun
Zihinlerde ateşten heyulalar örülür
Arasat meydanında suretimiz görülür
Fanilerin defteri elbet bir gün dürülür
Sevap çeşmelerinden amel kabımız dolsun
Şen ola gönül köşkü, bayramlar bayram olsun
Gönül penceresinden girsin cennet kokusu
Kuş uykusuna dönsün müminin kış uykusu
Sarsın hücrelerimi vahdet, vefa duygusu
Ey sırat-ı müstakim sen ne mübarek yolsun!...
Şen ola gönül köşkü bayramlar bayram olsun
Feyiz ve bereket ayı olan ramazanın sonunda bayram sevincini doyasıya yaşıyoruz. Gönüllerimiz taptaze bahar rüzgârlarıyla doluyor. Pörsüyen ruhlarımız bayram müjdesiyle diriliyor. Vicdanlar kirli duygulardan arınıyor. Keşke bu güzide ve mübarek zaman diliminde bütün Müslüman milletler ümmet şuuru içerisinde özgürce yaşayabilseler. Iraklı kardeşlerimizin başına akıllı bombalar yağmasa… Filistinliler sürgünlere mahkûm olmasa… Çocukların tatlı uykuları bomba sesleriyle bölünmese… Barut değil, huzur solusa bebeler…
İslam’ın yanlış tanıtıldığı, Müslümanların sabır ve tahammüllerinin fazlasıyla zorlandığı bu dönemde ne kadar bayram edilirse biz de o kadar yaşıyoruz bayram düşüncelerini. Bayramlarda içimiz gülse de suretimiz kan ağlıyor. Bayramın yankısı cevap bulmuyor gönüllerimizde. Günümüzde atlastan cepkenli yiğit akıncıların ruhu toprağın derinliklerinden ses vermiyor. Eski bayramların tadı hayallerimizi süslüyor. ‘Nerde o eski bayramlar…’ sözü dudaklardan düşmüyor. Ramazanlar ve bayramlar mahzun geldi, mahzun gidiyor. Fakat bizler yine de gelecekten ümitliyiz. Güneş battıysa tasalanmaya gerek yok. Zira güneş doğmak için batar. Bizler o kutlu doğuşun intizarıyla yaşıyoruz. Her şeye rağmen ramazan bayramınız mübarek olsun; şeker bayramı Türk-İslam âlemine hayırlar getirsin.