content
20 Şub

“Rabb, Şeytana Dedi ki….”

Bir ay boyunca kullandığım yol güzergâhında – Eski Akün Sineması ( Ankara)- Akün Sahnesinde bu tiyatro oyununun afişi vardı.” Rab Şeytana Dedi ki” adlı oyun. Müsait olup da gidip izleyemedim. Ama bu hafta sonu hala gösterimdeyse izleyeceğim. Ama bu ilgi çekici başlık üzerine hızlı ve dingin bir tefekkürümün nüvesini zerk edeceğim, sizlerin almaya açık gönlüne.

Maddeleşmiş bir yaşamda acaba şeydan algısı nasıl değişti? Çok öneme haiz bir sorudur bu. Şeytan, çağın gereklerine göre kendini hızla yenileyen bence. Bir asır önce kullandığı argümanları bu gün kullanmıyor belki de. Belki de hala ilk atamız Âdem’e onun oğulları Habil ve Kabil’e karşı kullandığı silahları hala güncel. Bir düşmana galebe çalmak istiyorsanız ilk adımınız şeksiz şüphesiz o düşmanı bütün hassalarıyla en iyi şekilde tanımak olmalıdır. Bilmediğin bir güçle nasıl bir güreşe tutuşabilirsin?

Günah nedir? Kutsal kitapta ve Peygamberin hadislerinde açıkça, şeksiz şüphesiz tarifini bulandır. İçki, kumar vb türevlerden ibaret değildir. Şeytan’ın günah listesini iyi bilmeniz gerekir. Şeytan’ın bizi yanıltma amacı, bazı süfli menfaatlerle doludur. Zahiren hiçbir günah menfaatsiz değildir. Öyle olsaydı, cazip olmazdı.

Şirk, kibir, egoizm, gıybet, yalan… Ne kadar ürpertici değil mi? Panzehirlerine sahip değilseniz, bunlardan herhangi biri sizi alaşağı edip yok edebilir. Bir imtihan içindeyiz. Her saniyesi kıymetli olan. Yeri gelmişken çok eskiden yine bir köşe yazımda dediğimi tekrarlayayım.” Uyku büyük bir nimettir. Fakat onu en büyük nimet kılan- bana göre- günahsız geçirilen uyku saatleridir. Uyuduğumuz süre içerisinde günah işleyemeyiz. Öncesi ve sonrası halis ise.” Yeri gelmişken “ Âlimlerin uykusu, cahillerin ibadetinden evladır.” sözünü bir de bu pencereden tefekkür edin ne olur.

“Hilkatte beraberiz, hakikatte biraderiz.” dedikten sonra ırkçılık kim yapabilir. Veda hutbesi de bu kadar açıkken. Ama hala bu hususu temcit pilavı gibi bize kullananlar var. Allah akıl fikir versin. Bu da bir günah. Hem ırkçılık hem iftira.

“Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. Bu bir kalkandır, koruyucudur. “ Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” bu kime ve neye ait olduğunun tapusudur. Şeytanla mücadele en ciddi mevzudur. Düşmanını hafife alan galibiyet göremez.

“Allah indinde tek din islamdır. Allah muhakkak nurunu (dinini) tamamlayacaktır.” Bu da bizim son oyunumuz Dünya Tiyatrosu’nda. Mesele şudur, bu oyun muhakkak oynanacak ve perde kapandığında kıyamet kopacak. Mühim olan biz rol alabilecek miyiz? Düğümün çözüme ulaştığı an, işte bu andır. Son sözü, yine Allah’a teslimiyet olarak çıkarabilmek gırtlaktan.

Şeytanla mücadele ciddi bir iştir. Bilerek yaşamak gerekir. Her an her şeye hazırlıklı olmak. Makam, para, kumar, cinayet, her an hazırlıklı olmadan aşılabilecek duvarlar değildir.

Necip Fazıl Kısakürek üstadın o veciz ifadesi ne muhteşemdir. Şöyle diyor  “ İnsan, Allah’la şeytanın açık bir savaş alanıdır.” Sözün sükûta erdiği yer işte burasıdır.

Mevlit kandili sevgililer günü ile aynı güne denk geliyormuş. Ne büyük tesadüfmüş. Bizim için her sene bu böyle zaten. Mevlit kandili sevgililer gününe denk geliyor. Sevgilimizin mevlit kandili var.

Kıskançlık, aldatma, haset, iftira, münafıklık, menfaatçilik, yalakalık…

Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınalım.

Haftaya da görüşebilmek umudu ile…

Hoşça bakın zatınıza.

*Oğullarım Hasan ve Hüseyin’e Allah’tan rahmet dilerim, şefaatlerine nail olmayı umarım. Oğlum Ahmet Dursun’a sağlıklı uzun ve hayırlı bir ömür dilerim. Tarihe kayıt düştüm.

Sevgi ve saygılarımla...

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank