Pusulasız Açılım
Şimdi bu açılım, Türkiye’nin en sorunlu dönemlerinden birine de denk gelse, ülkenin sorunlu gündemlerini gözden ırak hale getirmek için kullanıldığı kuşkusu oluşsa da, Türkiye demokratik zeminini çok önceden sorgulamalıydı.
Geçmiş yıllarda demokrasinin algılanılmasında büyük hatalar yapıldı. Suni güçler, suni demokrasi anlayışları yarattılar.
Güzel ülke , demokraside hep birileri tarafından çekiştirildi. Militer anlayış çekiştirdi, siyaset çekiştirdi, bürokrat çekiştirdi.
*******
Önce şunda hemfikir olmalıyız; Türkiye bugün attığı demokrasi adımlarından vazgeçmemeli.
Zaten sorun adım atılmasında değil, açıkçası son adımın nereye atılacağının iyi hesaplanılmasında.
Demokraside son adım nedir ? Bir bölge halkı referandum yaparak biz federasyon olmak istiyoruz demek son adım olabilir mi ?
Ya da henüz detaylarını bilmediğimiz açılımın çerçevesini konuşurken samimi olalım ve şu soruyu soralım:
Terör örgütünün lideri, yıllarca hunhar cinayetleri, onbinlerce insanı Kürtçeye özgürlük tanınsın, Kürtçe bilen imamlar, öğretmenler olsun diye mi işledi, işlettirdi?
Konu elbette çok çetrefilli, çok karmaşık. Türkiye nedeyse yarım asırlık sorununu şimdi bir açılımla çözebilir mi ?
Ancak bizim ülke olarak yakalanmaya bayıldığımız bir hastalığımız vardır. Taraf olma… Konunun ne olduğu, alınan kararların hangi riskleri yaratacağı, avantajları tartmadan, tartışmadan taraf olmayı severiz.
Sürecin iki moda sorusu
♦ Yoksa demokratik açılımlara karşı mısın?
♦ Vatanı satıyorsun farkında mısın?
Türk aydınları arasında “ tarafını seç” yaklaşımını bugünlerde kim yapıyorsa işte bu konuda özde ayrımcı o’dur.
Ki şu an muhalefet “taraf olma” kolaycılığını üzerinden atamıyor.
Oysa zaman açılımı iyi irdeleme, demokratik haklar konusunda yılların eksiğini kapatabilme zamanıdır.
*******
DTP ve PKK sempatizanları ise !Tek devlet, tek bayrak, tek vatan” söyleminin içinde çözüm istediklerinde samimilerse sorun yok
Türkiye bu adımları zamanla atar.
Değillerse, özünde yürütülen Türkiye’yi siyaseten ver kurtul noktasına getirmekse “açılım” tam olarak “içimize kapanalım”a dönüşür-. Bu da demokrasi konusunda ülkenin önünün tıkanması için şahane bahaneler yaratır.
Sonuç o ki,
Demokratik hakları vererek kendi kültürel kimliğine sahip olma hakkı tanıyarak bu devlet kimseye lütuf vermiyor. Aslında açılmıyor, eksikliklerin üzerini kapatıyor.
Ama açılımı fırsat gösterip, ülkeyi kaosa sürüklemek, kurulmuş birliktelik zeminlerini yok etmek kadar derinlere açılmak isteyenler de bu süreçte asla böyle bir ortam bulamamalı.
Derin sulara açılmak yalnızca cesaret değil, ulaşacağın yerin rotasını iyi bilmeyi de ister..
Çok güzel belirtmişsiniz.
Eylül 2nd, 2009 at 09:14Ben bu açılımdan oldukça umutsuzum
Toplumda ayrışma dahada arttı
Toplum içsavaşa sürüklenebilir