Primitif Değişim Özentili Değil;
Primitif Değişim Özentili Değil; Adil, Özgür ve Dürüst Bir Hükümet Gerek!..
Önce başlıktaki “primitif” sözcüğünün anlamına bakalım: İlkel, cahil, mürteci, yobaz…
Şimdi: “Değiştirme ve Dönüştürme Furyası” adlı makalemizde bahse konu değişim, dönüşüm (doğal evolüsyon anlamında ‘sürekli değişme ve istikrarlı, düzenli gelişme’ değil; Bilâkis baskı ve dayatma sonucu zorla değiştirme-dönüştürme) veya eşdeğeri transformasyon, perestroika ve glasnost” söylemleri bağlamında; Türkiye Orta Doğu ve buna paralel seyreden yakın çevre (milli kapsama alanı) gelişmelerini ele alalım. Bakalım mutasyona uğramış sabık PolitikACI’lar bu süreçte yalan-talan ve iğrenç dümenlerden başka ne yapmışlar?...
TÜRK DÜŞMANLARININ DÖL YATAĞI: ORTADOĞU
Suriye 1963’den itibaren, Türkiye aleyhine faaliyet gösteren anarşi, terör, tedhiş ve tehdit unsurları ile bilumum katil, hırsız-yolsuz, kaçakçı ve adi suçlulara kucak açtı. Melânet menfur ve meczuplar için helvi kampı ile mahzun korkmaz akademisini kurdu. Onu, şerefsiz bir düşmanlıkla Filistin, Ürdün ve Irak takip etti. Suriye, Abdullah Öcalan’a verdiği çok özel önem, lojistik destek, ikamet ve karargâh imkânları nedeniyle, zamanla Türk milleti ve Türk kamuoyunun infiale varan öfke, tel’in, tepki ve nefretine maruz kaldı. Fakat malum ve mahut hükümet ricali; Evrensel hukuk ve kurucu unsurun misilleme emrine mukabil sabırlı, pişkin ve adeta “suç ortağı” gibi sessiz kaldılar…
Bundan 22 yıl önce 9 Ocak 1990’da Suriye, silâhsız-savunmasız, üstelik korumasız bir Türk harita uçağını; Milli hava sahamız üzerinde kasten, gözdağı, tehdit ve tahrik amacıyla bilerek düşürdü! Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Tugay Özçeri’ye göre: “Elimizde, Suriyeli pilotların üsleri ile yaptığı konuşmaların kayıtları” olmasına rağmen hiçbir şey yapılamadı!..
1991 ÇEKİÇ GÜÇ MANYAKLIĞI
BM yardımı maskesi altında, 36'ncı paralelin uçuşa yasak bölge ilan edilip Amerikan ‘Çekiç Güç’ birliklerinin 17 Nisan 1991'de K. Irak'a girmesi ve Kuzey Irak’ın bütün Türkiye düşmanlarının sinsi, alçak, kalleş ve küstah kullanımına açılması ile tarihi bekraundunu (altın vuruş) Türk Milleti’nin yok edilişi üzerine kurgulayan ABD olmak üzere;, Almanya, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Ermenistan, İsrail ve Rum çeteleri dâhil, ezeli düşman ülkelerin menfur emellerine tahsis edilen cephenin başına Barzani ve Talabani Yahudilerinin getirilme faciası..
2 Ekim 1992’de Ege’de yapılan Nato Kararlılık Tatbikatı sırasında Muavenet muhribi Amerikan Saratoga uçak gemisinden atilan Sea Sparrow füzeleri tarafından vuruldu. Geminin komutanı dâhil 5 denizcimiz şehit edildi. Donem ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Lawrence Eagleburger haberi; Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir’e “Geminizi batırdık özür dileriz” diye iletti. Sonuç: Milli onur’un alçakça ve küstahça çiğnenmesine mukabil hikâye..
Ege'de 8 Ekim 1996 tarihinde, resmi görev esnasında Yunan uçakları tarafından bir f-16 uçağımız düşürüldü. Emekli pilot Kurmay Yarbay Osman Çilekli, kendisinin de o uçakta bulunduğunu ve Hava Kuvvetleri'nin bu olayı utancından 8 yıl gizlediğini iddia ve itiraf etti. Yunan jetinin vurması sonucu düşen uçakta Pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan şehit oldu. Düşürülen uçağın enkazı denizin 400 metre altında, halâ çıkartılamadı. Yuan’a bir nota bile verilemedi.
4 Temmuz 2003 Çuval rezilliği. Süleymaniye’deki resmi Türk karargâhında 1 binbaşı ve 11 TSK (!) askeri ile Türkmen mihmandarın işgalci ABD er ve peşmerge tarafından; Tam da Amerikanın bağımsızlık günü basılarak başlarına çuval geçirilip 60 saat esir edilip sorguya çekilmeleri hadisesi, alçakça bir meydan okumadır. Ne yazık ki karşılıksız kalmıştır!..
Tamamı sineye çekilen ve Atatürk’ün tırnağı kadar olsun mukabeleden aciz kalınan bu ve benzer yüzlerce rezillik ve skandalın adı ‘yurtta barış, cihanda barış’ olamaz; Olsa olsa ‘dâhili siyasete malzeme, harice dalkavukluk’ olur. İşte Türk milletini kahreden sorumsuzluk budur.
Millet böyle ikiyüzlü, sünepe, sinsi, dalkavuk; Hain, korkak ve ırkçı, politikACI’lar değil; Sapına kadar “Namuslu/dürüst/demokrat, saydam, özgür, mert, cesur, adalet ile hâkim, hukuk ile hükümran”, vicdanı hür, irfanı hür vekiller, bakanlar ve hükümet” istiyor.