Pranga
Ayaklara takılabilen ama fikirlere asla takılamayan, iki okka yüz dirhem ağırlığındaki pranga üç yüz yıl sonra yeniden gündemde.
Üç yüz yıl önce, Londra Thames Nehrinde bulunan ilk prangadan sonra şimdi elektronik pranga var.
Recep Tayyip Erdoğan “Said Nursi de prangalar eskiterek gitti” demişti.
Ne hikmetse, iktidar sahipleri ve onun sözcüleri epey bir süredir, bilhassa da Referandum sürecinde hep bir pranga deyip durdular.
Şimdi anlaşılıyor ki, kapalı kapılar arkasında Silivri’deki yurtseverlerden ebediyen nasıl kurtuluruz-u planlıyorlarmış.
Yıkılan Cumhuriyetin yurtseverlerine elektronik pranga takılması, İnfaz Yasasını değiştirmek bahanesi ile gündeme getirildi.
Medyayı iktidar soytarısı yapıp, basının diline pranga vuranlar, Ergenekon Tertibi ile Silivri’de yatanların çıkması durumunda ebediyen konuşmasınlar diye, elektronik pranga ile toplum içine salmayı planlıyorlar. Zaten niyetleri hiçbir zaman yargılamak değildi. Zaten onlar, Bizans Medyasını kullanarak, Silivri’dekileri yargısız infaz etmişlerdi. Şimdi bu durumun prangalar ile sürdürülmesini amaçlıyorlar.
Yandaş Medya ve Holding Medyası pranga fikrini nasılda memnuniyetle karşıladı. Vicdanlarını rahatlatacaklarını düşünüyorlar.
Büyük Ortadoğu Projesinin F-Tipi gladyosu ile işgali tamamladıklarını düşünüyorlar.
İşgalin sürdürülebilir olması için Ergenekon Tertibine maruz kalanları kamuoyu önünde ebediyen mahkûm kılmak için onlara elektronik pranga planlıyorlar.
Amerika Türkiye’nin ayağına pranga bağladı. Onun içerdeki işbirlikçileri de yurtseverlerin yüreğine pranga bağlamaya çalışıyorlar.
Hem sömürmek, hem de sömürdüklerini susturmada uzman olan Batı, bunların akıl hocasıdır. Pranganın mucidi de, elektronik pranganın icatçısı da, bize Barbar diyen Batıdır.
Bizans Medyası istediği kadar, Ergenekon Tertibine maruz kalanları suçlu gibi göstersin. Millet onları kahraman olarak görüyor.
%42’nin ifade ettiği anlam buydu. %42’yi yok sayarak işgali tamamladık sanıyorsanız. Yanılıyorsunuz.
Silivrideki yurtseverler ha!
Ekim 5th, 2010 at 09:43Adınız Bülent(yüksek,yükseklik anlamındadır) ama düşünceler esfel-i safilin. Çarşaf çarşaf suikast planları, Law silahları, Eldiven'ler, Sarıkız'lar...
İnsan bir şeyi ifade ederken vicdanında herhangi bir reaksiyon duymuyorsa, bu tehlikelidir. O yat-kalk, yat-kat kemalizmi, miadını doldurmuştur. biliyorum, söz konusu vatansa gerisi teferruattır modundasınız. Yani kim ölmüş kim kalmış sizin için önemli değil! Ben en kısa zamanda "Koçtaş" veya "Praktiker" gitmenizi, oralardan kazma, kürek, fıskiye bilumum bahçe edevatı temin etmenizi ve o yetiştirdiğiniz bahçede torun sevmenizi öneririm!