Potansiyel Kendine Güven Faktörünün Girişimciliğe Etkisi
Potansiyel yani insanın özünde cevher olarak bulunan güven faktörü bu kavramın özünü oluşturmaktadır. İnsanın ait olduğu toplum, aile ve arkadaş çevresi insanın içindeki potansiyeli için bir avantaj kaynağı olabildiği gibi, önüne set çeken bir pozitif enerji çekim merkezi görevi de görebilmektedir. Ya bireysel ve yaradılış potansiyelinize uygun özellikleriniz beslenir ya da bir aslana kedi muamelesi yapılıyordur. Ama can alıcı nokta her insanın içine istisnasız olarak Allah tarafından yerleştirilmiş cevher olduğu gerçeği. Bu cevheri ortaya çıkarmak insanın kendi ustalığına bağlanmıştır. İnsan çaba gösterdiği ölçüde hayallerine ulaşabilecektir. Etrafınızda her zaman olumsuz olanı ön plana çıkarmaya çalışan birileri mutlaka olacaktır. Önemli olan sizin amacınıza kilitlenmiş olmanız ve hedefi şaşmamanızdır.
Burada içten böbürlenme ile gururun ürünü olan ve küçük dünyaları ben yarattım duygusunu taşıyan güven algısı konumuzun dışında tutulmuştur. Günümüz modern yaşam koşulları tüm araçları ve bilinçaltı dayatmaları ile insanın egosunun burnunu kaf dağına çıkarırken; sen biriciksin ve özelsin gibi yüzeysel kavramlar ile insanı adeta ego ile örülmüş bir kaleye hapsetmektedir.
Evet her insan özeldir ve kendini özel hissetmek ister. Bu diğer insanlarında özel olduğunu ve en az kendimiz kadar saygıya değer olduğunu insana unutturmamalıdır! Kendisinin mükemmel olduğuna inanan insan her şeye kendisinin layık olduğunu düşünmektedir. Dünya üzerinde kurulu düzen içerisinde ‘değerli insan’ kavramı toplumsal aidiyetinin ve insani gerekliliklerinin farkında ve bilincinde olarak yaşama ile ulaşılabilecektir. İnsan ait olduğu topluma maddi ve manevi bir çıktı kazandırmadan, üretmeden, atıl kalarak kendisini biricik ve değerli görmek yerine üretmenin tatminini yaşamalıdır. Çünkü içinde yaşadığı topraklara vefa borcunu en iyi ödeme araçlarının başında girişimcilik gelmektedir. Girişimci bu yolla kendisini anlamlı hissedecek ve kendini gerçekleştirmenin maddi-manevi tatminini yaşayacaktır.
Fayda üretimi ile doğru orantılı olarak hayatınız istediğiniz yönde akacak ve kendinizi anlamlı hissedeceksiniz. Ve emin olun kendini anlamlı ve hayatta bir misyonu olduğunu hissederek yaşayan insanların hayattaki tatmin düzeyleri, hiçbir fayda üretemeyen insanlara göre kat be kat yüksek olmaktadır.
Bu aşamada bize düşen kendimizi bilme ve tanıma zorunluluğu! İnsan önce kendisinin lideri olmalıdır. Burada hemen söyleyelim.Sakın hayatınızın bundan önceki diliminde yaşadığınız olumsuzlukların sizi negatif girdabına çekmesine izin vermeyin! İşte düşünce gücünüzle yüzeceğiniz alan bu nokta! Her zaman daha iyi olmaya odaklanmak ve istemek bize burada yol gösterici olacaktır. Hep bir ağızdan terennüm edeceğimiz cümlemiz ‘ben irademi daha iyi yarınlar için seferber ediyorum’ ve değiştirebileceğim her şeyi değiştirme gücü içimde Allah tarafından verildi! O halde içinde var olan cesaretin şaha kalkarak harekete geçmesini sağlamasına izin vermek gerekmektedir. Bill Graham "cesaretin bulaşıcı" olduğunu söylemektedir. Sizin kendi hayatınızda göstereceğiniz cesaret belki dalga dalga yayılarak başka hayatlarda da bir değişim, dönüşüm ve inkişaf’a sebep olacaktır.
Haydi, cesaretle içimizdeki girişken ‘ben’i harekete geçirme vakti!