Polislerimiz…
Cumhuriyeti koruyup kollayan, Demokrasiye, kişi özgürlüğüne, hak ve hukuka güç katan, silahlı amma gücünü silahtan almayan, tam aksine silahını barış, iyilik ve doğrudan yana, kullanan, asayiş ve huzuru sağlayan Laikliği benimsemiş, özgür ve özgürlüklerden yana olan birey ve toplumların da güvencesi olan bir kanun adamıdır!
Oluşturduğu topluluğa ise Teşkilat diyoruz.
İşte Polis teşkilatımızın bugün 168.kuruluş yıldönümü.
Öncelikle teşkilatımızın kuruluş yıldönümünü gazetem adına kutluyor, meslekte şehit ve gazi olan emniyet güçlerimize saygı ve minnet duygularımızı sunuyor, çalışanlara da başarılar diliyoruz.
Vatandaşlarımızın bir haksızlık, usulsüzlük, yanlışlık, ya da başka türlü şikâyetleri durumunda ilk baş vurdukları yer polis karakolları ve hatta o anda ilk gördükleri polislerimiz ise (ki öyle), onların da kendilerine güven duyan, can ve malını teslim eden, hatta kendilerine sığınan vatandaşlarımıza karşı daha ilgili, duyarlı ve şefkatli davrandıklarından eminim.
Belki içimizde polislerimizi tenkit eden, eleştiren, silaha karşı alerjisi olanlarımız var amma, rahat ve huzurun sağlanmasında da kanunun kendilerine verdiğini ( ! ) mantıklı bir şekilde kullanması da en tabii hakkı olduğunu anlamamız gerekiyor.
Sözün Özü!
Dünyanın hiç bir yerinde asayiş, silahsız, tüfeksiz sağlanmıyor. Polisimiz de görevinin gereğini kanunlar çerçevesinde yapıyorsa (ki yapıyor, istisnalar kaideyi bozmaz) kimsenin söyleyeceği hiç bir şey olamaz. Olamaz çünkü bir gece yarısı herkes çoluk çocuğunun içinde ve sıcacık yataklarında mışıl mışıl uyurken; şehrin terörüyle, ayyaşıyla, zibidisiyle, kaçkınıyla, katiliyle, soytarısıyla, sapığıyla uğraşan tek gücümüz onlar. Empati yaparsak onları daha iyi anlarız diyorum.
Polis Teşkilatımızın 168.kuruluş yıldönümünü tekrar kutluyor, sağlık ve afiyetler ve kazasız belasız çalışmalar diliyorum.