Polisleri Hizaya Dizmek ve Yerel Ayanlar
Dörtyol’da yaşanan vekil oğlunun tüm polisleri hizaya dizdirip apoletleri söktürmesi olayı yerel ayanlaşmanın her nasılsa basına yansıyabilmiş bir örneğidir. Batılı ifadeyle mafyalaşma denilen bu oluşuma ben “yerel ayanlaşma” diyorum.
Bir zamanlar mafyalaşmadan rahatsızlık duyulan bir vilayete popüler bir ismin vali olarak atanması şehir halkında büyük beklentiler oluşturmuş. En azından mafyalaşma benzeri yapılaşma ve uygulamaların sonlandırılacağı ümit edilmiş. Konuyu tartışan iki arkadaştan biri bu konuda farklı düşünüyormuş. Bu ikinci arkadaş büyük şehirlerin aksine küçük yerel yerleşimlerde mafyalaşma benzeri oluşumların(yerel ayanlaşma) kolay kolay dağıtılamayacağı kanaatindeymiş.
Bu masalsı örnekten hareketle gerçekten büyük şehirlerin dışında yerelde yapılaşmalar daha farklıdır. Tarihi ve aristokratlık zeminine bağlı olarak maddi-manevi tüm ilişkiler biraz daha derin ve kendi mekanizmasını koruyucu özelliktedir.
Dörtyol’da yaşanan vekil oğlunun tüm polisleri hizaya dizdirip apoletleri söktürmesi olayı yerel ayanlaşmanın her nasılsa basına yansıyabilmiş bir örneğidir. Batılı ifadeyle mafyalaşma denilen bu oluşuma ben “yerel ayanlaşma” diyorum.
Yerel ayanlar asıl güçlerini öncelikle kökleşmiş aristokratlıktan alırlar. Geçmişte(kuşaklar önce) bu güçle edinilen servetleri ve bu servete sürekli servet katmaları ve bu yolları sürekli araştırıp kullanmaları özellikle siyasal iktidarları kendi lehlerine kullanma kaabiliyetleri onları asıl güçlü kılan etkendir. Vicdanlı, dürüst, hakperest aristokratlar ise materyalizme aykırı davranışlarıyla yavaş yavaş yoksullaşıp kendi sade köşelerine çekilmişlerdir. Gözü pek bazı şahıslar, yereldeki etkin aristokratların toplumsal ve siyasal gücünü fark ettirmeden kullanarak aristokratlık dışı yerel ayan konumuna gelebilirler. Yerel ayanlarla irtibat kurup onların desteğini aldığı her şehirde cemaat güçlenmiş ve öne çıkmıştır.
Yerel ayanlar için önce kendileri ve çıkarları söz konusudur. Bunu elde ettikten sonra masum yoksulları koruma rolünü üstlenebilir; yaşadıkları şehir için çalıştıklarını her defasında dillendirir; vatan millet Sakarya söylevlerinden geri kalmazlar. Oysa asıl hedefleri, kendileri ve çevrelerinin menfaat ve geleceğidir. Bu uğurda meşru, gayri meşru her şeyi yaparlar.
Osmanlı döneminde güçlenen ayanlar zaman zaman devleti uğraştırmışlardır. Osmanlının Mısır valisi Mehmet Ali Paşa, toparlanıp belli bir güce ulaştıktan sonra Osmanlı devletinin baş edemediği zamanın yerel ayan gücü olmuştur. II. Mahmut döneminde güçlenen ayanlarla devlet senedi ittifakı imzalamak zorunda kalmıştır.
Cumhuriyet döneminde, özellikle milli şeflik zamanında yerel ayanların kapitalist ve vicdansızları devleti temsilen CHP’nin yanında yer almışlardır. Anadolu halkı yokluklar kıtlıklar yanında, birde ağır vergilerle adeta enkaz altında kalma psikolojisi yaşamıştır.
Menderes hükümeti döneminde “yerel ayanlar”ın biraz vicdanlı olanları ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu gidişat altmışlardaki askeri darbeyle akamete uğratılmıştır. Sonrasında uzun süre devam eden Demirel hükümetlerinde yerelde asıl ayanlar, zamanla ipleri ellerine almışlardır.
Özal döneminde Menderes dönemini hatırlatır benzerlikler yaşanmakla birlikte iktidara gelmek ve iktidarda kalmak için siyasi liderler Demirel olsun, Özal olsun yerel ayanlarla dirsek temasında olmuşlardır.
Özgürlükler ve demokrasi vadeden Ak Parti, toplumun genel çoğunluğu oluşturan ezilmiş halkın büyük umudu oldu. Zaman zaman umut ve beklentilere de ulaşıldı. Ancak önceki siyasilerde olduğu gibi elbette Ak Parti’de seçim kazanmayı ve iktidarda kalmayı düşünüyordu. Anavatan ve Adalet Partileri iktidarlarında muhafazakarlığa bürünerek etkin olan yerel ayanlar, Ak Parti iktidarının başlangıcında izleyip görme taktiği gereği biraz geride kaldılar. Yıllardır beslendikleri Anavatan, Adalet ve Demokrat partilerin artık tarihsel rollerini tamamladıklarını anladıklarında çaresiz Ak Partili olmaya başladılar. Bilemiyorum bu belki Ak Parti’nin de işine geldi ve dindar muhafazakarların yanı sıra yerel ayanlar, onlarla bağlantılı ve destekli adaylar son dönem Ak Partiden aday gösterildi ve bir çoğu vekil seçildiler.
Gelecek dönem bunların daha da çoğalacağı kanaatindeyim. Oysa bu adaylar Ak Partinin temelde fikir ve zihniyetine uymamaktadır. Nasıl ki yılan doğası gereği sokarsa mafya terimiyle ifade edilen bu yerel ayanlarda doğaları gereği davranacaklardır.
Sonuçta bu işten zararı Ak Parti görecektir.
Basına yansıyabilen Dörtyol olayını Ak Parti bu bağlamda görmeli, değerlendirmeli ve kesinlikle kalıcı çözüm ve uygulamaları seçim kazanma endişesine düşmeden bir an önce yapmalıdır.
Özgürlükçü, eşitlikçi demokrasi hedefleri öncelikli Ak Parti, yerel ayanlara bilerek yada bilmeyerek yol verirse varın görün siz bundan sonra bu milletin halini. Bir oyana bir bu yana döner ağlarız yıllar yılı.