Plan
Belki de, hem insan yaşamının, hem de toplum yaşamının
en sihirli sözcüklerinden biridir, plan.
Piyasa ekonomisinin yürürlüğe girmesinden sonra, herkes
sandı ki, plan ve planlama bitti.
Dolayısı ile de, plan sözcüğüne de gerek kalmadı.
Planlama teşkilatları ya kaldırıldı, ya da işlevsizleştirildi.
Çünkü artık plan yapmaya gerek yoktu. Piyasa insanları da, toplumları da,
devletleri de zaten planlıyordu.
Piyasa otomatik pilot gibi bir şeydi.
Gerçek dünyada ise plan hiçbir zaman ortadan kalkmamıştı.
Küreselleşme adı verilen ve emperyalistler tarafından büyük bir plan
yapılmıştı. Bizim gibi ülkelerin bir plan yapmasına gerek yoktu.
Emperyalizmin yaptığı planın ana unsuru sermaye idi. Bu
palana göre, sermayenin önündeki engeller, sözde özgürlük adına,
kaldırılmalıydı. Öyle de yapıldı. Artık sermaye özgür ama emek sonuna kadar
baskı altındaydı.
Bu plan gereğince, yapılması gereken savaşlar yapıldı.
Düşürülmesi gereken devlet başkanları düşürüldü. Harcanması gereken parti başkanları harcandı.
Kaldırılması gereken gümrükler kaldırıldı. Satılması gereken devlet kurumları
satıldı. V.s.
Aslında küreselleştirecekleri ülkelere kendi planını
yaptırtmıyordu. Ama kendileri planın Allahını yapıyorlardı.
Dünya 1980 yılından bu yana böyle bir süreci yaşadı.
Küreselleşme denen planın işlemesi için etnik ve dini
çatışmalar yürütüldü. Hala da yürütülüyor.
Ancak geldiğimiz noktada büyük bir gerçek ortaya çıktı.
Küreselleşme(emperyalizm) gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin hiçbir
sorununu çözmedi. Sorunlar daha da çözümsüz bir noktaya taşındı.
İşsizlik ve
onun yarattığı sorunlar, ulusların kendi planlarını kendilerinin yapması
noktasına getirdi.
Batılı ülkeler Arap ülkelerinde kalkışmaların olacağının
kendi planları gereğince zaten biliyorlardı. Çünkü onlar, adına küreselleşme
dedikleri planı yaparken, bu ülkelerin, eninde sonunda kalkışma noktasına
geleceğini biliyorlardı.
Büyük Ortadoğu Projesi, işte bu planın aksadığı yerde,
planı zor ile devreye sokma araçlarından birisi olarak düşünüldü.
BOP dışarıdan bakıldığı zaman, sanki askeri bir
projeymiş gibi görünür. Ama esas itibari ile sömürünün devamını sağlayan
araçlardan sadece birisidir.
Sömürülme
insanlığın gönül rızası ile katlandığı bir süreç değildir.
Sömürünün zora ve şiddete dayanan unsurları vardır.
Sömürünün insanların rızası alınmadan yapıldığı hallede, şiddet gerekir. Buna
faşizm denir. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi, sömürünün bir noktadan
sonra şiddet(faşizm) olmaksızın yürüyemeyeceği kesindir.
SSCB yıkılmadan önce, Onuncu Beş Yıllık Plan aşamasına
gelmişti. Ömrü vefa etmiş olsaydı; kira, yeraltı treni, telefon, gibi
hizmetleri bedava olacağını vaat etmişti.
Bunu şunun için hatırlattım. Rusya’da yeni bir akım
gelişiyor. Plan dönemlerine geri dönelim diye. Putin bu çalışmaları destekliyor.
Önündeki seçimlerde planı savunmayı seçim vaatleri arasına koymuş.
Rusya’daki seçim süreci böyle işliyor.
Bizdeki seçim sürecinde ise, liderlerin koydukları bir
plan ve program yok. Çünkü onların plana ihtiyacı yok. Onların yerine planları
Amerika yapıyor.
Bizde Amerikan planlarına oy vermiş olacağız.