Türkiye, jeopolitik açıdan dünyanın en önemli yerindedir. Yalnızca Ortadoğu’nun kontrolü için değil, Orta Asya ve Balkanlar için de önemlidir. Bunun içindir ki Türkiye’nin güçlenmesi dünyanın efendilerinin işine gelmez. Nasıl I.Dünya Savaşı Osmanlı topraklarını paylaşmak için yapılmışsa, bugün de Ortadoğu savaşları Türkiye’yi parçalamak içindir. Bu gerçekleri bilmeden sapa yollardan gitmek, duygusal çözümlerin peşine takılmak, mağduriyet ve masumiyet söylevleriyle politikalar oluşturmak sorunu çözmez.
Terör örgütünü başta ABD olmak üzere batılı bazı ülkeler tarafından desteklenmektedir. Burada asıl belirleyici güç ABD. Çünkü PKK’nın üslendiği komşu topraklar ABD’nin kontrolünde. ABD, BOP kapsamında Ortadoğu’da sınırların değişeceğini ilan etmiş. Yine küresel emperyalizm, ulus devlerin ortadan kaldırılması için savaş açmış. Yaşadığımız coğrafyanın iki güçlü dünya devleti var: Türkiye ve İran. ABD Türkiye ile neden uğraşsın? Bir defa Türkiye kuruluşu itibarıyla bölgemizin en güçlü devleti ve ağabeyi durumundadır.
Dünya enerji kaynaklarının büyük bölümünün yer aldığı Ortadoğu’da, Türkiye örneğinin olması süper güçler için sakıncalıdır. Çünkü Ortadoğu da bazı devletlerin Türkiye’yi örnek alarak bağımsız ve çağdaş olmaları doğal kaynaklarına da sahip çıkmalarını gerektirecektir. Bu da süper güçlerin çıkarlarına zarar verir. Bundan ötürüdür ki yüz yılı aşkın bir süredir dünün sömürgecileri, bugünün emperyalistleri, Ortadoğu’da fitnecileri destekleye gelmişlerdir. Bu yolla da petrol ABD’nin elinde yeşil dolara çevrilmiştir. Geri kalmış, parçalanmış, kendi iç sorunlarına gömülmüş, bölgesel çatışmalarla meşgul olmuş bir Ortadoğu; ABD’nin çıkarlarına uygundur. Bu nedenle de Türkiye, emperyalizmin hedefindedir.
HDP hala PKK’yı bir terör örgütü olarak görmüyor, PKK’nın bu eylemlerini kınamıyor. HDP hala “savaşta çekilen acılardan” söz ediyor. Sanki ortada iki ayrı devlet var, bu devletlerin askeri güçleri birbirleriyle savaşıyor ve iki taraf da eşit statüde. Oysa hem uluslararası hukuk hem ulusal hukuk açısından PKK bir terör örgütü, devletin güvenlik güçleri ise yasal bir devletin yasal güvenlik güçleridir. PKK devletin yasal güvenlik güçlerine karşı terör eylemleri yapıyor, devlet de kendini savunmak amacıyla bu örgüte karşı operasyonlara gidiyor.
Terör eylemleri ile gerilim yaratmanın bir başka amacı da var: Kitlelerde merkezi otoriteye karşı memnuniyetsizlik yaratmak, ülkede huzuru bozmak ve bu yolla halkın ayaklanmasını sağlamak. PKK’nın Güneydoğu Anadolu’da, yaptığı eylemlerdeki amacı budur. Ülkede huzuru bozmak ve halkı bir birine düşürmektir. Bu amaçla hareket ediyor...
Terör, terörden besleniyor. Terörün panzehiri, adalettir, kardeşliktir,Kürt Halkına sahip çıkmaktır ve geniş demokratik haklardır; ekonomik refahtır. Bunların var olmadığı yerde, terör olur. Çünkü bunlar, terörün tohumudur, fideliği gibidir. Etnik bölücülük, ırkçılık, halka yönelik zorbalık, ekonomik yetersizlik, terörün başlıca besin kaynaklarıdır. İşte PKK da Güneydoğu’da bu kaynaklardan besleniyor ve dünya çapında bir Türk düşmanlığı yaratıyor.
Silahlı mücadeleyi esas alan bir örgüt için eylemler, örgütü ayakta tutan enerji kaynağı gibidir. Ancak, terör örgütü eylemsiz kalınca, dağılır ve yok olur. Bu açıdan PKK’nın kendiliğinden silah bırakmasını beklemek hayal olur. Terör örgütleri ile ancak onların anlayacağı dille mücadele edilebilir. Bugün, devlet terörle mücadele için elinden geleni yapıyor. PKK terörüne karşı operasyonlar devam ediyor. Operasyonlar devam ederken bölge halkına sahip çıkılması, sorunlarına el atılması önemlidir. Masum Kürt halkı bu olaylardan ayrı tutulmalı; kanaat önderleriyle, Sivil Toplum Örgütleriyle bilinçli olarak PKK eylemlerine karşı tavır almaları sağlanmalıdır. PKK ile masum Kürt halkı arasında kardeşlik duygularını hakim kılmak için çalışmalıyız.