Piyasa İslam’ının Geldiği Uludere Durağı
AKP içindeki “Uludere Tartışması” çok derin ayrılıkların işaret fişeği olarak görülmelidir.
Bir yerde ideolojik ayrışma varsa, onun arkasında yatan önemli bir maddi bölüşüm kavgası var demektir.
Cemaat ile Hükümet arasında süren ayrışmanın duracağını sanmak, yanıltıcı olur. Amerikan destekli cemaat, tüm ulusu ve tüm devleti piyasa İslam-ı çerçevesinde cemaatleştirmek istiyor. Hâlbuki ortada bir devlet var. Bunu cemaat haline getirmek için tüm kurum ve kuruluşlarını dönüştürmek gerekir.
Kuruluşların başındaki yöneticileri cemaatçi yapmak, tüm devleti cemaatçi yapmaya yetmez. Devletin tümünü cemaatleştirmek demek; devlet içinde yaşayan tüm insanları ve unsurları cemaatleştirmek demektir. Yani yerleşik tüm düzeni değiştirmek dönüştürmek demektir. Bir anlamda yaşayan insanlar yerine başka insanlar üretmek demektir.
Yani hukuk ve ilişkiler zemininde, değişme ve dönüşmeyi kast ediyorum.
İnsanlardan başlayalım.
AKP iktidara gelince, devleti dönüştürmek için “havuzlar” kurdu.
Bürokrat tayinlerinde, “ bürokrat havuzu”, özelleştirme ihalelerinde alınan yüzdelerin toplandığı “ihale havuzları” gibi havuzlar kuruldu.
Bürokrat havuzuna, cemaatçi, dış bağlantılı liberal, bölücü, ırkçı-milliyetçi unsurlar havuzlandı. Üst düzey bürokrat atamaları yapılırken, bu havuzlara eller daldırıldı ve atamalar yapıldı.
Yekpare olmak, homojen olmak kitle partilerinin hiçbir şekilde başaramayacağı bir husustur.
Dinci kitle partisinin içinde milliyetçi, milliyetçi kitle partisinin içinde de dinciler olacaktır.
Milliyetçi kitle partisi (MHP) içindeki dinciler, MHP’yi nasıl dincileştiriyorsa ve milli olmaktan çıkarıyorsa, dinci kitle partisinin (AKP) içindeki ırkçı milliyetçiler de, dinci partinin dinci kalmasını engelleyebiliyor.
Bunların hepsi, dini bir ticarethane gibi kullanmaktan ileri geliyor. Bu ticarethanede, bazıları çok kazanıyor, bazıları ise az kazanıyor. Aslında hepsinin sattığı ürün aynı: din satıyorlar.
Sattıkları ürün aynı olup kazançlar faklı olunca, anlaşmazlıklar, ideolojik ayrılıklar şeklinde neva buluyor.
AKP’nin Uludere Durağı işte bu duraktır.
AKP içindeki ideolojik ayrışma artık durdurulamaz.
Gericileşme kendi karşıtını da beraberinde yarattığı için, toplumsal ayrışma hızlanıyor. Dini ticarethane gibi kullananla, din gibi kullanan arasında da ayrışma başladı. Asıl piyasa İslam’ının iktidara taşınmasında yani pasif karşı devrimin iktidara taşınmasında kullanılan “itaat”, şimdi itaatsizliğe dönüşme dönemine girdi.
PKK ile birlikte yeni Anayasa yapma, AKP içindeki çatışmaları da birlikte getirecektir. Samimi dindarlarda, birleşmek farz, bölünmek günahtır sesleri yükselirken, milliyetçiler PKK ile görüşmelere karşı duruyor. Güneydoğu milletvekilleri de, Ordunun PKK karşı mücadeleden rahatsız olabiliyor.
Amerika ne kadar isterse istesin balık kavağa çıkamıyor. Amerika’nın Suriye ve Anayasa planı bir başka piyasacı parti veya partilere kalacak gibi…
Ya da…