“Perrier” Marka Su İçen Zibidi! Bir Gün Sen de Öleceksin!
Kana Kana "Perrier" Marka Su İçen Zibidi! Bir Gün Sen de Öleceksin!
Bir gün sende öleceksin!
Aynı benim öldüğüm gibi!
Eğer bu topraklardaysan ve kafa kağıdının din hanesinde, mevcut dine mensup olduğun yazılıysa…
Seni de, benim gibi önce bir güzel yıkayıverecek, imam efendi!
Pamuk muhabbeti falan da olacak, baştan söyleyeyim…
Sonra da, bir zamanlar o kullanmadığımız başımızı, şöyle enine boyuna açılmış bir çukurun içine sokarak, Güney’e doğru döndürecekler…
Eh, biraz da toprak dolacak her yanımız…
Ne yapalım? İntikamını başka türlü alamayacak o toprak çünkü bizden.
Toprak ve intikamdan bahsedince, kafan mı karıştı? Aaa bak! Derhal açıklayayım o halde…
Şimdi bir zamanlar- hani sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşayıp, durduk ya…
Hani, başkalarının malları yüzünden, gözümüzü, hırs, kin, entrika, kıskançlık bürümüştü ya…
Hani, o hayvansal dürtüler uğruna, yalnız cebimizdeki, sadece cebimizdeki ve başkalarının da cebindeki, o kağıttan kaplanlarımızı, sömürdük ya…
Hani, o millete gösteriş uğruna, beş yıldızlı otellerin, muhteşem açık büfelerinde, karnımızı, tıka basa doyurup, patlarcasına yiyip, içtik ya…
Hani, bir de aykırı olmak adına, nerede abidik-gubidik yabancı marka varsa, hepsini alıp, bir güzel kendimizi bezedik ya…
Hani, içimizdeki, o doydurulamaz vahşi yaratığı, yine ihtiyaç duyduğumuz maddelerle doyurduk ya…
Hani, farklı olmak adına, önümüzdeki tabağın üzerinde duran, Şatobriyan’ı yerken, bir de kana kana ‘’Perrier’’ marka membaa suyu ile birlikte içip, ciğeri beş para etmez bir restorana, bir işçinin haftalığı tutarında hesabı verdik ya…
Hani, sonra da bir güzel, midemizdeki ve bağırsaklarımızdaki tüm zenginliklerimizi, belediye yolları ile toprağa zoraki atıverdik ya…
İşte o toprak; onun intikamını alacak!
‘’Hani zamanında sende benim üzerimi kaplamıştın yaaa! Ne oldu? Ödeştik mi cicim?’’diyecek.
Eeee böyle, olur , nam-ı diğer,Tüketim toplumunun, cenazesi!
Başka bir şey beklemeyin!
Şimdi iş-işten geçtikten sonra, tüketilenlere mi yanmalı, yoksa tükenen her şeyimize mi?
