Pekdaş’ın Zor Savaşı
Size tavsiyem, uzaklardan bir tanıdığınız geldiğinde onu gezdirirken gece yolunuz, şehrin en merkezi yerlerinden Alsancak sokaklarına ve Kıbrıs Şehitleri’ne düşerse, durun, gitmeyin.Özellikle gece saat 21.00’den sonra...
Kordon’da dolaşın, mümkünse Cumhuriyet Meydanı ya da Liman’ın oradan dönüp, evinize gidin.
Yoksa tanıdıklarınızın aklında Alsancak sokakları işporta çarşısı olarak kalacak.
Kıbrıs Şehitleri’nde dumandan boğulma riskleri de var.
*
“Gitti Tartan, geldi Pekdaş” değişen bir şey yok henüz buralarda.
Hatta artık yok, yok. Adana kebaplar, ciğer kebaplar, kokareç kokuları, saclarda kızartılan tavuk butları, dumanlardan hareler önce burnunuzu, sonra içinizi yakıyor.
Geçen gün gördüm, köfteci dükkanı rekabetten geri kalmasın diye dışarıya mangal atmış.
O derece...
*
Her geçen gün satılan ürünlerin çeşidi de artıyor. Rengarenk şapkalar, bilezikler süs eşyalarının yanına yerlere donlar da model model seriliyor.
Buraya kadar ne olduğunu anlattık, mesele bundan sonra ne olacağında...
Eğer sonuç zabıtaların, işportaçıları kovalamasında, tekmelemesinde görülecekse, bırakınız herşey böyle kalsın diyorum.
*
Çünkü bu işin suçlusu, ekmek parası için zor koşullarda mal satmayı göze alan insanlar değildir. Aksine, çoğunu gördüğümde, içim sızlar, işsizlik oranlarını birer istatiksel veri olarak görenlerden başlar, asgari ücrete ev geçindirmeye zorlayan gelir adaletsizliğini yaratan sistemi şöyle bir anarım!...
*
Ancak sonuç ortada, önlem almadığınızda iş çığrından çıkıyor.
Önlem ne olabilir tartışılmalı, bir gece pazarı mı? Bilmem belki ya da önce uyarı ardından para cezası mı..
Konu zor. Üstelik biliyorum yalnız merkezin değil, İzmir’in birçok semtinin de benzer sorunları var.
Sema Hanım nasıl bir çözüm getirecek, merak ediyorum doğrusu.
Tanıdığım kadarıyla, kendisi için önce insan gelir, kimsenin canı yansın istemez, asla tercih etmez. Belki de bu, başkanlık sürecinde en çok zorlanacağı konulardan biri olacaktır.
Ama herhalde farkındadır, iş çığrından çıkmak üzere.