content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
26 Mar

Parti Kapatmak

Bir siyasi parti kapatılabilir mi?

Bu güne değin birçok siyasi parti kapatıldı. Bugün de kapatılabilir, bundan sonra da kapatılabilir. Dünyanın her yerinde, başta anayasa olmak üzere bütün hukuk kurallarına, bireyler kadar kurumlar, bu bağlamda siyasi partiler de uymak zorundadır.

Uymazlarsa, bireyler de siyasi partiler de sonuçlarına katlanırlar.

Yargıtay Başsavcısı, iki dönemden beri iktidarda olan siyasi parti hakkında dosya düzenleyerek "kapatılması" istemi ile, bu konuda yetkili olan Anayasa Mahkemesine başvuruda bulundu.

Yargıtay Başsavcısı aynı partiyi bir ay kadar önce de birkaç kez uyarmıştı. Uyarılarına kulak asılmadığı kanaatine varmış olmalı ki bu kez hakkında dava açmak gereği duydu.

Yargıtay Başsavcısı bu iş için yetkilimidir? Evet yetkilidir. Hem yetkilidir, hem de görevlidir. Çünkü siyasi partilerin denetlenmesi görevi hukukumuza göre Yargıtay'ındır..

Milli iradeyi temsil eden, yani halkın oylarının çoğunu temsil eden partilerin kapatılamayacağı, halkın arzu ve isteklerine ters düşmek anlamı taşıdığı görüşü, olayı başka kanallara saptırmaktan başka bir anlam taşımaz.

Çünkü, partilerin kapatılmasının temel nedeni, anayasada belirtilen kurallarına uymadıklarından kaynaklanmadır. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama bu anayasa da halk oylaması ile kabul edilmiştir.

Hem de yüzde doksan üçlük bir çoğunlukla kabul edilmiştir.

O halde Anayasa da Milli İrade'nin kendisini temsil etmektedir.

Ortada böyle bir anayasa varken, anayasada değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler varken, ister iktidarda, ister muhalefette, isterse meclis dışında olsun bu maddelere ters düşen partiler bunun sorumluluğunu da üstlenmek durumundadır.

Sadece partiler değil, siyasetçiler hatta bireyler de aynı sorumluluğu taşırlar.

Ayrıca Milli İrade dedikleri "ulusal egemenlik" sadece siyasi partilerin temsil edebilecekleri bir şey değildir. Anayasamızın Egemenliğin kullanılmasını düzenleyen 6. maddesi çok açıktır.

"Türk Milleti egemenliğini anayasanın koyduğu kurallara göre yetkili organlar eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir kuruma, hiçbir zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan devlet yetkisi kullanamaz"

Egemenliği kullanacak organlar içinde "Yargı Organı" da vardır. Anayasa Maddesi 9 ; "Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır"

O halde, egemenliğin kullanılması konusunda siyasi iradeler ne kadar yetkili ise, yargı kurumları da o kadar yetkilidir. Bunun içindir ki Yargı kararları "Türk milleti" adına verilir ve kararlarda da böylece belirtilir.

Parti kapatmak demokrasi anlayışına uygun mudur, değil midir?

Bu tartışmaların da olayı başka yönlere saptırmaktan başka bir anlamı yoktur.

Hiç kimse büküp, eğip, kıvırmamalıdır.

Eğer herhangi bir siyasal oluşum, demokratik düzenin altını oyuyorsa, demokratik sistemi dinsel veya başka bir düzene doğru yöneltmek istiyorsa bu eylemlerinin veya söylemlerinin sonucuna katlanacaktır.

Faşist krallıkların, imparatorlukların, şeriatla yönetilen ülkelerdeki sistemlerin kendilerini koruyacak mekanizmaları, koruyucu kalkanları vardır. Bunlar da genellikle korku ve baskıya dayalı kurallardır.

Onlarda olduğu gibi demokrasilerin de kendilerini koruyacak mekanizmaları vardır. Bu mekanizmaların başında da Yargı Organı gelmektedir.

 

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank