Parayı Nereye Yatırmamız Lazım?
Piyasalar yatay çok da riske girmeden müşteri piyasada ne oluyorsa direk onunla ilgili enstrümanlara yatırım yapıyor
Merkez başkasını rezervi eksik falan gibi saçma yorumlarla piyasayı olumsuz etkileyen çevrelere bu argüman yanlış diyorum. Rezerv sorunumuz yok, politika geliştirme sorunumuz var. Örnek; müdahalelere rağmen MB rezervi eksilmiyor. Zaten eksilse ne olur 50 Milyar dolar satsa ne olur? Bir şey olmaz. Artık MB faiz artışına direnmemeli piyasa gerçekleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Piyasa faizini arttırmamız lazım. En azından piyasaya faiz arttırırım değer kaybının önünde dururum, para çıkışının önünde dururum imajı vermek gerekiyor. MB bankası kurların daha çok artmamamsı için faiz arttırarak bunun engelleyebileceğini göstermeli. Buda en kritik anda faiz artışını gerektiği kadar göstererek yapabilir. Bugün politika faizlerinde marjinal bir artış görülmesi piyasada bono talebinin ve para girişini tetikler. Artan faizlere doğru hemen bir fon girişi sağlanır ve piyasalar kendi dengesini bulur. 1.75 altında da yani 2 TL sepet altında alıcı olur. Sepet kurda 2 TL’in altında alıcı 2 TL’nin üstünde satıcı olan bir MB piyasaları dengeler.
MB başkanları ve PPK üyeleri enflasyon korkusu ve/veya faiz karşıtı siyasi politikalar yüzünden MB önlemleri ve araçlarını kullanamazsa MB araçları yaşayamaz. MB varlığı bu durumda tartışma yaratır. Bunun için MB devamlı döviz piyasasına müdahale eden bir aygıt olmaktansa faiz politikası ile bunu çözmelidir. Artık Türkiye gerçeklerini görmek ve “faiz lobisi var” gibi değişik ve gerçekle bağdaşmayan söylemleri bir kenarda tutmak lazım. Faiz iyi bir şey değildir ama bu yüzden de ülke değerlerinin yabancı para birimleri karşısında peşkeş çekilmesine de karşıda gereklidir. Bu noktada gereklidir. Çünkü başka mücadele aracı yoktur.
Amacımız tereciye tere satmak değil tabiî ki ama nasıl ki döviz düşerken yüksek faiz politikası eleştiriliyordu şimdide döviz çıkarken olması gerekenden daha düşük faiz politikası eleştirilmeli. Enflasyon kaygısı ile faiz artırmayan MB kurların yükselmesi ile daha fazla enflasyon yaratmıyor mu? Aynı zamanda üretim girdi maliyetlerini zorluyor, enerji maliyetlerini arttırmıyor mu?
Mevduat dışında paramızı nereye yatırmamız lazım?
Mevduatın dışında Türkiye yatırımcısı ve tasarruf sahipleri yeni enstrümanlar bulmalı. Sabit getirili ile değişken getirili sermaye piyasaları enstrümanları üretecek bir mekanizma neden Türkiye de yok. Bankalar ve aracı kurumlar bu konuda ürün geliştirmekte sorun yaşıyorlar. Bildik zararlı fonları önermekten başka seçenek sunamıyorlar. Klasik bankacılık mantığında mevduat yapana tahvil sunuyorlar, tahvil yatırımcısı şu dönem getirileri beğenmiyor. Mesela dövize endeksli getiriler istiyor onu da bankalar cesaret edip sunmuyorlar. Veya sunan varsa da çok bilinmiyor. Zaten mevcut durum fon toplayanların işine geliyor. Piyasalar yatay çok da riske girmeden müşteri piyasada ne oluyorsa direk onunla ilgili enstrümanlara yatırım yapıyor. Yaratıcı, müşterinin gelirini arttırıcı, reel getirisi yüksek ürünlere odaklanan yok. Anapara korumalı yıllık ve 2-3 yıllık değişken getirili enstrümanlar konusunda çalışma yapan var mı? Yok… Yurtdışında birçok yatırım bankası, aracı kurum ve bankaların araştırma departmanları bu konuda çalışmalar yağıyor ve müşterilerine ürünler sunuyor. Bir çok banka müşterinin risk algısına ve getir beklentisine göre fonlar kuruyor portföy yönetim stratejisi geliştiriyor. Bu konuda hazır menkul kıymetlendirilmiş ürünleri satıyorlar. Müşteriler de belli bir period da çıkmamak koşulu ile bu ürünleri aldıklarında anapara korumalı olsun veya sabit getirili olsun kazancını az çok tahmin ederek sürprizlere gark olmadan yatırım yapıyor.
Uzun vadeli fonların sırrı bu ürünlerde…
ABD bankacılık sistemi mevduat bazlı değildir ama bankacılık sektörü çok karlıdır, yaşamsal kaynaklara hep sahip olmuştur. Çünkü fon toplamanın tek yolu mevduat değildir. Bugün gelişmiş ekonomilerde 1-2 hatta 5 yıla kadar yatırım fonuna paranızı bağlar ve bundan çekinmezsiniz. Bu sayede getiriniz fikslersiniz diğer yandan da ekonomi uzun vadeli kaynak sağlamış olur.
Türkiye piyasalarına yön verenler bu gibi ürünlerin gelişmesi için öncülük etmeli. Bazı kamu kurumları bunları çıkarmalı. Kamu bankaları bu gibi özellikleri olan fonlar kurmalı… Sermaye ve finans piyasalarının eksik olan bir kısmı da bu şekilde tamamlanmalı. İstanbul finans merkezinin önemli bir unsuru daha sektöre bu öncülükle kazandırılmalı.