content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

21 Şub

Emek li

Memleketimizin medarı iftiharları emeklilerimiz.

Geçmiş onların eseri, gelecek bu eserler üzerine bina edilmiş. Bir nevi geçmişle gelecek arasına köprü olmuşlar.

Şimdi en olgun yaştalar, tecrübe dolular, vermeye paylaşmaya eser bırakmaya en yakın dönemdeler.

Yunus Emre’nin; “hamdım piştim yandım” düsturuyla verdiği hayat özetini kendi ölçeklerinde yaşamışlar.

Düşünsenize hayata atıldıkları günden bugüne sabahtan akşama çalışmışlar, birçok gün evlerine iş götürmüşler, birçok zaman mesaiye kalmışlar, hafta sonu da çalışmaya gelmişler.

Eksisiyle artısıyla bugünkü geldiğimiz noktayı onlara borçluyuz.

Çoğu zaman işi, ya işte ya da özel gayretleriyle öğrenmişler.

Çoğu zaman kurucu personel veya müdür olarak ilk olmuşlar.

Acemi iken tecrübelenmişler, genç iken yaşlanmışlar.

Bekar iken evlenmişler, farklı çevreler edinmişler, kimi zaman iş çevresi aileleri gibi olmuş.

Mevzuat, uygulamalar, teknolojiler, malzemeler defalarca değişmiş ve defalarca da sıfırdan başlar gibi olmuşlar.

Eninde sonunda bize; bu şehirleri, sokakları, binaları, kurumları, sanayileri, fabrikaları, atölyeleri … bırakmışlar.

Neredeyse ömürlerinin yarısı işte geçmiş, acısıyla tatlısıyla birçok yaşanmışlıklar, hatıralar bırakmışlar artlarında.

Şimdi çoğu 60 ve üzeri yaştalar, nüfusumuzun yaklaşık % 8’ini oluşturuyorlar (65 ve daha yukarı yaş % 8, bir o kadarda öncesi diye düşündüm, yarısının emekli olduğunu kabul ettim)

Her biri farklı meslekler icra etmişler, türlü mesleklerden geliyorlar, adeta “hep beraber Türkiye’ler”

Onlar bizim büyüklerimiz, en değerlilerimiz, medarı iftiharlarımız, sevgi depolarımız, hafızalarımız.

Peki şimdi ne yapıyorlar dersiniz, korkmanıza gerek yok, gayet güvendeler. Çok azı yeni bir iş kurma ve yürütme için koşturuyor, geri kalanları kahve ile sokak arasında güvende tutuyoruz.

Artık bir selamı çok görüyoruz, kahveye bağımlı hale getirdik, saygıda kusur etmiyoruz görünce ellerinden öpüyoruz ve uzaklaşıyoruz.

Kahveye stokladık onları, sabahtan akşama, belkide ömürlerinin sonuna kadar orada dursunlar, suya sabuna dokunmasınlar diye.

Emeklilerimizi çok ihmal ettiğimizi ve ötekileştirdiğimizi düşünüyorum. Emeklilerimizi en verici dönemlerinde kahveye terk ettiğimizi, evine soğuttuğumuzu, kendilerini kötü hissettirdiğimizi ve hastaneye abone ettiğimizi, özetle de çok yazık ettiğimizi düşünüyorum.

Bu toplumun dönüşümüne emeklilerimizin dokunması, katkı vermesi, yeniden dirilişin mimarı olması, kendilerini değerli hissetmeleri ve kahve ve hastaneleri terk etmeleri gerekiyor.

Adına bir bakın: EMEKLİ, EMEK Lİ, emek dolu, bilgi dolu, ter dolu. Asla depolanamayacak kitle demek.

Emeklilerimizin de liderlik etmesiyle toplumsal dönüşümümüzü tamamlamayı diliyorum

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank