Para ve Kadın İlişkisini Takip Edersen, Soyguncuyu Bulursun!
Cinayeti çözmek için kadın ve paranın takip edilmesi, suçluyu bulmakta, metot olarak kullanılırdı.
Bu metodu şöyle de kullanabiliriz.
Parayı takip eder ve parayı anlayabilirsek, emperyalizmin tüm mekanizmalarını çözebiliriz.
Zaten ‘para’yı anlayamayanlar, ya da yarım yamalak anlayanlar, emperyalizmi de yarım yamalak anlamış olurlar.
Emperyalizm eskiden bir ülkeyi işgal eder, o ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerine zorla el koyar, sömürü mekanizmalarını işletirdi.
Emperyalizmin bu aşamasından sonra, artı değer üzerinden, yani sattığı malın üzerine koyduğu karı, çalışanlar ile paylaşmadan yürütülen bir sömürü şekliydi.
Günümüz tekelci kapitalizminde, yani emperyalizmde, eski metot üzerinden sömürüler devam etmekle birlikte, durum biraz daha değişti.
Bu sömürü şeklinde; sömürüyü yapan ülkenin parası, sömürünün esas aracı olarak kullanılmaya başlandı.
Anlatımı kolaylaştırmak için şöyle bir örnekten gidelim.
Bizim Rusya ile ticaretimiz, Amerika ile olan ticaretimizden fazla olmasına rağmen, Rusya ile ticaretimizde, Amerikan doları kullanırız.*
Bu alış verişten Rusya ve Türkiye kazançlı çıktı diyelim.
Elini sıcak sudan, soğuk suya sokmayan Amerika’da kazançlı çıkmış olmaktadır.
Şimdi dönüp bu sisteme (finans sistemine) neden zorunlu kalıyoruz ona bakalım.
Batı finans sistemi içinde olan ülkelerin merkez bankaları İsviçre’deki Dengeleme Merkezi kanalı ile bastığı paraları dünyaya satan para babalarına bağlıdır. Yani FED ve Bundesbank’a bağlıdır.
Kemal Dervişin ülkemize yaptığı en büyük hainlik, Merkez Bankamızı bu sisteme bağlamış olmasıdır.
Merkez Bankası fiyat istikrarı adı altında, para piyasasındaki para ve döviz miktarını kontrol eder.
Ülkemizdeki mal ve hizmetlerin karşılığında, piyasada olması gereken Dolar(döviz) ve Türk lirasını belirler.
Yani piyasamızda, Amerikan dolarının varlığını garanti altına alır.
Bir de ucuz dolar, değerli Türk lirası kullandın mı, piyasada daha çok dolar kullanmak demektir.
Bir de rezerv dolar meselesi vardır.
Bizimkiler 122 milyar dolar rezervine ulaşmakla övünmektedirler.
Eskiden rezerv para yerine altın stoklanırdı. Bunlar ülkenin ödeme güçlüğüne düştüğünde, mesela fabrika satın alınırken, satıcı firmaya, ödeme güçlüğüne düşülürse garanti olarak gösterilirdi.
Bunun yerine rezerv dolarlar teminat olarak gösterilmektedir. Hala da merkez bankası rezervlerinin az bir kısmı altın olarak Amerika’da saklanmaktadır.
Neden Amerika’da saklanır diye sorarsanız, biz güvenliğini sağlayamadığımız için Amerika’da saklanıyor cevabı vardır. Birde orada saklama kirası ödenir.
Aslında, Altın ve rezerv paraların Amerika’da olması, emperyalist ülkelerin bizden istedikleri bir zorunluluktur. Çünkü hükümetler değişirse; ben borçlarımı ödemiyorum, siz zaten alabileceğiniz kadarını faiz yolu ile aldınız derseniz, Amerika’daki altınlarınıza kolayca el koyarlar.
Notcu,reytingci firmalar da, evet bu ülkenin Amerika’da şu kadar rezervi var, raporları ile keselerini doldururlar.
İkinci dünya savaşından sonra, Amerika Almanya’yı denetim altına almak için, Bundesbank’ın tüm altınlarını Amerika’ya taşımıştı. Şimdi Almanya bu altınlarını ancak geri alabiliyor.
Devam edelim ve emperyalizmin, dolar, Euro ve Yen demek olduğunu anlamaya çalışalım.
Ünlü ekonomist Stiglitz, dünyada birkaç merkez bankası bağımsız ve görevini ülkesi için yapıyor diyor. Rusya, Hindistan ve Çin’in dışındaki merkez bankalarının görevlerini yapmadığı söylüyor.
İran, petrolünü dolar ile satmadığı için başı emperyalizm ile beladadır. Yani batı finans sitemine, yani dolar aracılığı ile sömürülme düzenine girmediği için.
Kaddafi ve Saddam bu yüzden kelleyi vermişlerdir.
Borsa rekorlar kırıyor.
Neden?
Türkiye ekonomisi küçülürken(büyüme %2,9 demek küçülme demektir.), işsizlik % 9,1, cari açık 45 milyar dolar iken Borsa tavan yapıyor. Sanki Borsa’da hisse sahibi olan şirketlerin değeri, birden bire %50 artmış gibi.
Amerika ayda, 85 milyar dolar basıp, kendinde enflasyon olmasın diye, bizim gibi ülkeleri borçlandırıp, bastığı paraları satıyor.
Buna da, kibarlaştırarak, parasal genişleme adını veriyorlar.
Satmakla kalmıyor, bir de yüksek faiz alıyor. ABD’de faizler %075 iken, bize %6,16 ile satıyor. Merkez bankasının son borçlanma faizi 6.16 idi.
Para ve emperyalizm ilişkisini anlamaya, daha sonraki yazılarımda devam edeceğim.
*Rusya ile sözde kendi paralarımız Lira ve Ruble üzerinden ticaret yapacaktık, niye uygulanamıyor?