Ozon Tedavisi Şarlatanların Elinden Kurtarılmalıdır
Ozon tedavisi yapanlar tarafından “kutsal metin” olarak gösterilen “Madrid Declaration On Ozone Therapy” (Ozon Tedavisine Madrid Deklarasyonu) başlıklı bildiriyi sitemde “Tabiban-ı Cihan İçün” bölümünde okuyabilirsiniz.
Ozon tedavi uygulayanların temel “kaynak”ları olan bu bildirgenin çok ilginç bir özelliği var: Bildirgede “tek bir kaynak bile” zikredilmiyor.
Evet, tek bir kaynak bile yok!
Kaynak bildirilmeden de elbette bir yazı kaleme alınabilir ama bu o zaman hikâye, roman, masal gibi hayâl mahsulü “edebi bir ürün” olur.
“İlâhi ürünlerde” de kaynak aranmaz.
Hiçbir kaynağı olmayan tıbbi bir yazının bilimsel bakımdan değeri de “sıfır” dır.
Ozon tedavisi gibi modern tıp tarafından kabul görmeyen bir yöntemin temel kaynak olarak gösterilen bildirgesinde sadece birkaç kitaptan bahsediliyor.
Bu iş böyle “kabala” olmaz; tüm ayrıntılar için tek tek kaynak gösterilmesi icap eder.
Ozon tedavisi gibi dünyada birkaç ülkede uygulanan bir yönteme sahip çıkanların biraz daha “ciddi” olmalarını beklerdim.
Madrid Bildirgesi’ni sadece bu özelliğinden dolayı bile “bilimsel” bir belge olarak kabul etmenin mümkün olmaması bir tarafa bu belge ozon tedavisinin bilimsel bir yöntem olmadığının delili olarak bile gösterilebilir.
Mucize tedavilerin dayanağı varmış
Ozon tedavisini onlarca hastalığa karşı “mucize” olarak sunanların da bu “bilim dışı” kaynaktan kuvvet aldıkları anlaşılıyor.
Bildiride “düşük dozlar” hakkında yer alan şu ifade ozon tedavisinin neden her türlü suiistimale açık olduğunu gösteriyor:
“Bu dozlar immünomodulatuar (bağışıklık sistemini düzenleyici) etkiye sahiptir ve bağışıklık sistemin etkilendiği yönünde şüphenin yer aldığı hastalıklarda kullanılmaktadır” deniyor.
Ne etkinliği ne emniyeti henüz ispatlanmamış ozon tedavisinin bu tür “her tarafa çekilebilecek, muğlak ifadelerle” modern tıpta kabul görmesi hiçbir zaman mümkün olamaz.
Literatürde olmayan hastalığa bile iyi geliyor
Bildirgede, ozon tedavisinin en iyi geldiği hastalıklardan biri olarak “pleural emphysema” in de adı geçiyor.
Bu herhalde “emphysema” değil “ampiyem” olmalı ama metnin Türkçe çevirisinde de aynı isim geçiyor; demek ki gerçekten böyle bir hastalık var.
Bu bildirge ve bu ciddiyetsizlik bu yönteme iyi niyetle bakanları bile kendinden uzaklaştırır.
Türkiye’ de üç ozon derneği varmış
MODER’ in sayfasında yer alan çeviride ülkemizde üç ozon derneği olduğu anlaşılıyor:
Medikal Ozon Terapi Derneği (MOTDER), Medikal Ozon Oksijen Derneği (MODER), Türkiye Tıbbi Ozon Terapisi Derneği.
Ozon tedavisi için üç ayrı derneğin olması da başka bir “ciddiyetsizlik delili”.
Demek ki ozoncular arasında paylaşılamayan “bir şeyler” var.
Bu derneklerden biri ile bir ozon tedavi merkezinin adreslerinin aynı olması da çok ilginç!
Yakında başında “öz” veya “as” gibi önekler bulunan dernekler türerse şaşırmayın.
Gelelim neticeye
BİR: Alternatif tıbba da ozon tedavisine de körü körüne karşı değilim ama bu yöntemin tüm dünyada olduğu gibi bizde de “suiistimal edildiğine” inanıyorum.
İKİ: Ozon tedavisine gerçekten bilimsel bir tedavi yöntemi gözüyle bakanlar önce içlerindeki “şarlatanları” deşifre etmeli ve bunları dışlamalıdır.
ÜÇ: Ozon öyle “üfürük” gerekçelerle her hastalık için kullanılacak bir tedavi yöntemi değildir.
DÖRT: Ozon tedavisinin muayenehane ve kliniklerde para karşılığı “mucize bir yöntem” olarak uygulanması yanlıştır ve yasaklanmalıdır.
BEŞ: Ozon tedavisi bu aşamada sadece belirli hastalıklarda, üniversiteler tarafından iyi düzenlenmiş bilimsel araştırma kapsamı içinde uygulanmalıdır.
ALTI: Ozon tedavisinin etkinliği ve emniyeti “Biz yapıyoruz, çok iyi netice alıyoruz” demekle değil bunu “bilimsel çalışmalarla ispat ederek” gösterilebilir; gerisi lâf-ı güzaftır.
YEDİ: Madrid Bildirgesi ozon tedavisi yapanların ne kadar bilim dışı olduklarının bir belgesidir.