Ozon Nedir?
Ozon oksijenin alotroplarından biridir.
Alotropi, bir kimyasal elementin iki veya daha fazla farklı formlarda bulunması özelliğidir; bir elementin atomları birbirlerine farklı şekillerde bağlanmıştır.
Oksijenin diğer alotropları şunlardır:
Atomik oksijen: O1 (serbest radikaldir)
Singlet oksijen: O2 (di-oksijen)
Tetra-oksijen: O4
Ozon üç oksijen atomundan oluşan bir moleküldür; O3 sembolüyle gösterilir.
Kısaca oksijen diye bildiğimiz, soluduğumuz havada yüzde 21 nispetinde bulunan ve yaşamamız için elzem olan “oksijen” aslında “di-oksijen” yani O2’ dir.
Ozon, di-oksijenden ultraviyole ışınların veya atmosferik elektrik şarjlarının etkisiyle meydana gelir; istikrarlı değildir ve kısa sürede di-oksijene dönüşür.
Klora veya yeni biçilmiş çayır kokusuna benzetilen keskin bir kokusu olan ozon atmosferdeki miktarı 0.6 ppm’ dir ve solunan havada 10 ppb üzerine çıktığında hissedilir.
Gökyüzünün mavi rengi ozondan gelir.
Elektrik motorları, lazer yazıcı ve fotokopi makinelerinden de ozon yayılabilir ve bu koku hissedilebilir; buna elektrik kokusu diyenler de vardır.
Ozon kuvvetli bir “oksidan” dır ve atmosfer havasında bulunan yüksek miktarda ozon solunum sistemi için çok zararlıdır (“kötü ozon”).
Mesela otomobil egzozlarından çıkan nitrojen dioksitten fotokimyasal reaksiyonlarla (güneş ışınlarının etkisiyle) ozon oluşur.
Büyük şehirlerdeki hava kirliliğinin önemli sebeplerinden biri de yoğun trafik ve fabrikalardan kaynaklanan ozondur.
Atmosferdeki ozon artışı, yaşlıları, bebekleri, kalp ve akciğer hastalarını ciddi şekilde rahatsız eder.
Buna karşılık yeryüzünden 10-50 km uzaktaki stratosfer tabakasında bulunan ozon (ozon tabakası olarak bilinir) mutajenik ve diğer zararlı etkileri olan ultraviyole ışınların yeryüzüne ulaşmasını engeller (“iyi ozon”).