Özlemeyi ve Hayal Kurmayı Unuttuk!..
Hem ileriye gitti düşüncelerim, hem de geriye yol aldım. Sordum kendime;
“Acaba, önceden daha mı mutlu bir toplumduk?”
Yanıt vermek istedim yine kendim:
“…Eskiden ekmekler atılmazdı çöplere, evlerde erişteler kesilirdi makarna yerine, evde ekmek mayalardı annelerimiz, küflenmezdi soframızda nimetimiz…”
“…Buzdolapları yoktu, gaz ocaklarında günlük tencere kaynardı, gıdalarımızda GDO denen ölüm tohumları ürünleri de yoktu, yazı ve baharı özlerdik sebze ve meyveleri yemek için, erik gördük mü pazarda, yaz yaklaşıyor derdik, mevsimleri özlerdik…”
“… Doğalgaz yoktu, odun veya kömür sobasında veya mangal ile ısınırdık kışları…”
” …Ne moralimizi bozacak ve “kumanda kapma” tartışmalarımıza neden olan TV’lerimiz vardı, ne de akıl ve ruh sağlığımızı dolambaçlı pencereler tıklayıp bıraktığımız bilgisayaralarımız vardı, radyomuz vardı, dinlemeyi bilirdik, iletişimimiz daha bir sağlıklıydı.”
“…Reklam ürünleri ve kimyasal boyalı çerezleri satın almazdık, yerine çerezlerimiz olan, yazdan kavurduğumuz ay ve kabak çekirdeklerimizi çıtlardık…”
Kısacası;
Eskiye baktığımda az ile yetinmesini bilir, çekirdek ailemizle okul ve iş dönüşlerimizde mutluluğu tadardık…
Günün eksi ve artılarını konuşarak paylaşırdık…
Ne organik, ne fast food yiyecekler bizim akıl ve beden sağlığımızı tehdit etmezdi…
Ya şimdi?
Konuşup, dinler ve anlardık birbirimizi…
Şimdi dinlemeyi unuttuk…
Anlayınca, hoş görür severdik birbirimizi…
Şimdi sevmeyi de unuttuk…
Bize verilen değerlerle itibar kaybolmamıştı, saygı duyardık…
Değer yargılarımızı yitirdik, saygıyı da rafa kaldırdık…
Bütün bunların yanı sıra verilen sözler tutulurdu, güven duyardık…
Şimdi birbirimize hiç güven kalmadı…
Ve her şeyden önemli olanı; en önemli bir “değer duygumuzu” kaybettik biz…
“Özlemeyi!”
Özlemek, olmayınca hayatın da bir değeri kalmıyor…
Hayal etmeyi ve umudu da peşinden sürüklüyor…
Ve en berbat olan ile karşı karşıya kaldık…
MUTSUZLUK!
İşte bu duygu; yürek kapımızdan içeri girip, bulaştırıyor hüzünü, oradan da AŞKI dışarı atıyor…
Akıl ve ruh sağlığımızı tehdit ediyor….
Her üç kişiden biri depresyon hastalığına yani ruhun nezlesine tutulmuş durumda...
Şimdi olduk hepimiz bir mekanik robot...
Ve ancak robotlar hayal kuramaz ve özlemezler.
Emine Pişiren/Bursa
22.11.2009
Not: Şair ve Yazar Emre Onbey’in "Zor Be Usta" adlı yazısından esindir.
Sayın Emine Pişiren Hanımefendi
Ağustos 5th, 2010 at 00:25Siz Şair ve Yazar Emre Onbey’in “Zor Be Usta” adlı yazısından esinlenmişsiniz.
Çiğ Süt fiyatları,gıda etiketleri,tarım politikaları, tarım ekonomisi,gdo ile teknik olarak uğraşır olmuşum.
Yazınız beni çocukluğuna götürdü. Eski iyilerle şimdiki kötüleri sizin gibi karşılaştırmaya vakit bulamadım.
Fırsat bulursam ben de sizden esinlenerek geşmi/şimdi-iyi/ kötüleri fırsat bulursam yazacağım
.
Değerli Yazım Dostu,
Kimsenin yazısından etkilenmedim, duygu ve düşüncelerimi kalemimle sizlerle-okurla üleşmek istedim.
Yazım sayfamı ziyaret edip, yorumlarınızla eşlik etmeniz beni mutlandırdığı gibi yazımı daha da güçlendirdi.
Teşekkür ederim efendim.
Sevgi ve ışıkla
Ağustos 5th, 2010 at 19:21