content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

05 Tem

Özgün Gereksinimden İbaret Gerçeklik

Yaşadığımız dünyada, siyaseten neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamanın ölçütü nedir?
Hangi ölçüye göre siyasetler üretiliyor?
Yaşadığımız dünya da, aynı ülkemizde olduğu gibi, düşünce dünyaları ikiye bölünmüştür.
Amerika ve Batı’nın yanında olanlar ve Batı’ya karşı olanlar.
Siyaseten, bir şeyin doğru olup olmadığına bakmak için, ortaya konulacak yeni bir siyasetin, hangi kutbun yararına olduğuna bakarak karar üretilmektedir.

Bu konuya biraz daha açıklık getirmek bakımından, iktidar/halk ilişkisine biraz daha derinden bakılmalıdır.
Michel Foucault’a göre “iktidar, sahip olunan bir nesne değil, sayısız noktadan uygulanan değişik ilişkiler çokluğudur. İktidar gerçekliği üretir, özgürlüğün öznelerini ve algının nesnelerini yaratır.”
Son yıllarda, finansal kapitalizme (tabi olan) bağımlı olan bir özgürlük anlayışı geliştirildi.
Paracı(finansal) kapitalizme bağlı kalmak kaydıyla, seçme özgürlüğünüz vardır.

Hemen hatırlatalım. Burada ki seçme özgürlüğü; siyaseti seçme anlamında değildir. O zaten seçilmiştir.
Paracı kapitalizmin seçme’den anladığı tek şey; onun size sunduğu ürünler arasındaki tercihtir.
Sürekli “zevk al”, “eylen”, “satın al” ile ifade edilendir. Yani zorunlu haz.

Ana siyasal tercih, uluslararası tekellerin, önümüze uygulanmak üzere koyduğu siyasetlerdir.
Tekellerin siyasetlerine uygun gerçekler, yerel iktidarlar tarafından simgelerle inşa edilir.
Ana siyasete örnek olsun diye, Irak işgalinden söz edelim.

ABD Irak'ı işgal etti. Iraklılar işgale karşı çeşitli direniş yolları ararken, El-Kaide ve türevleri ortaya çıktı. Batı ile birlikte hareket etme hastalığına duçar olmuş mantık; teröre karşı olmanın dışında başka mantık üretemedi.
Bu düşünce, Saddam Amerika ile beraber hareket ederken, Saddam iyidir. Ama ABD Irak’ı işgal ettiğinde, ülkesini savunan Saddam kötüdür.
Çünkü Türkiye’deki, ABD iktidarı, “uygulanan değişik ilişkiler çokluğu sayesinde, kişi Amerika’nın yanında mantık yürütür.
Bir Türk insanı, Irak, yani komşumuz işgal edilirken, nasıl olur da, Amerika’dan yana olabilir? Ve bu doğrultuda fikir ve icraat üretir?
İktidar gerçeklik üretir derken, Irak’ın işgalinin, Türkiye’nin aleyhine olduğunu göstermez. Hatta Irak’ın işgalinden kendi payına yararlar da çıkabileceğini düşündürtür.

Egemen ulus devletlerin, piyasanın(aslında tekellerin) ağır saldırısı altında olduğu ülkelerde, tekeller lehine kararlar alınırken, bir taraftan da, “başka bir gerçeklik üreterek, tekellere karşı direnci kırar. (Emperyalizme karşı direnci demek istiyoruz.)
Borcu veren ve seni piyasa, ya da tekeller bağımlısı haline getiren de, iktidarın yarattığı gerçekliktir.
Hani iki de bir “mevcut gerçeklik bu” diyorlar ya işte o.
Bahsettiğimiz gerçekliğe benzer gerçeklikleri yıkıp, yerine yeni ve halkın yararına bir gerçeklik üretmeye de devrim denir.
Türkiye’nin bir bataklığa dönmesini önlemek için, TSK bir savunma stratejisi geliştiriyor. Bu stratejinin Amerika’nın aleyhine olacağını varsayanlar, hep bir ağızdan, iktidarın (aslında ABD’nin) inşa ettiği gerçeklikle hareket ediyorlar.
Naçizane benim gerçeğim ise; ABD’nin aleyhine olan her şey; insanlığın lehinedir.

bulentesinoglu@gmail.com

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank