Özel Hayatın Gizliliği Kalmadı
Bir video kaydı üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal istifa etti. Mevcut veriler ışığında; bu video kaydını ne amaçla kimin yaptığını sağlıklı bir şekilde kamuoyunun çözmesi pek olası görülmemektedir. Çünkü eksik enformasyon söz konusudur. Kesin olan ise, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğidir.Anayasamızın 20.maddesinde;”Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” hükmü yer almaktadır.
Herkesin, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu hususunda bir sorun bulunmamaktadır. Evrensel kabul görmüş bir hukuk kuralıdır.
Sorun nerede kaynaklanıyor? Anayasanın “Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” hükmüne karşın, birçok kişinin özel hayatına dokunulmaktadır. Bu anayasal hukuk kuralının ihlal edilmesi durumunda; insanlar, ailelerini, kariyerlerini, toplumsal saygınlıklarını v.s. kaybetmektedir. Olayın mağduru açısında telafisi imkânsız sonuçlar doğmaktadır. Diğer taraftan toplum da bu tür olaylarda zarar görmektedir. Bu nedenle, özel hayatın gizliliği hususu tüm toplumu ilgilendirmektedir.
Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğinin korunması, bu teknoloji koşullarında polisiye önlemlerle engellenebilir mi? Elbette, basit polisiye önlemlerle engellenemez. Ancak, teknoloji konusunda yetkin kurumların olması, olayların daha çabuk aydınlatılmasını, konu hakkında spekülasyon yapılmasının önüne geçilmesini(bilgi kirliliği), insanların yakalanma korkusu ile bu tür faaliyetlere daha az başvurmasını(caydırıcılık) ve şüphelilerin daha hızlı yakalanarak adalete teslim edilmesini sağlayabilir.
Birey olarak, özel hayatımızı ve aile hayatımızı bu teknoloji koşullarında ne kadar koruyabiliriz? Sade vatandaşların bu konuda alabilecekleri çok fazla bir önlem yoktur. Ancak, toplumda önemli görevlerde bulunan insanlar, kripto, gizli kamera, dinleme cihazları v.s. konularda uzmanlaşmış şahıs ve kurumlarda teknolojik destek alabilirler. Bu konuda, yüzde yüz gizlilik garanti edilemez, ancak, özel ve aile hayatının gizlilik ihlali minimize edilebilir.
Toplumsal yaşam, insanların birbirlerinin özel hayatlarına saygı göstermesini ve karşılıklı güven duygusunu gerektirir. Bir toplumda insanların kafasında, “Acaba telefonlarım dinleniyor mu? Ses veya görüntü kaydım var mı?” gibi düşünceler varsa, o toplumda güven duygusu yerini kaygı ve korku duygusuna bırakmış demektir. Her gün, gazete, televizyon vs. medya organlarında, bir sanatçının, bir siyasetçinin, bir işadamının, bir bürokratın, bir askerin v.s. ses, görüntü veya video kaydının yer alması toplumsal kaygı ve korku duygusunu teyit eder niteliktedir.
Anayasanın “Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” hükmünün gereğini sağlamak siyasal iktidarın görevidir. Siyasal iktidar, özel hayatın gizliliği konusundaki tutum ve davranışlarını, varsa eylem planını kamuoyuna açıklamalıdır.
Bireysel hak ve özgürlükler arasında yer alan özel ve aile hayatının korunması ilkesine her vatandaşın duyarlı ve bilinçli yaklaşması, uzun vadede konunun toplumsal konsensus ile çözülmesinde önemli rol oynayacaktır.
Son söz; karşılıklı güven duygusunun olmadığı yerde huzurlu bir toplum olmaz.
kim tutar sizi efenim
Mayıs 13th, 2010 at 15:31