Oy Kullanmayanların Şikâyet Hakkı Yoktur!
Elin gâvuru, Bulgaristan’da Türklerin kendi müftüsünü seçmesini yasaklamış.
Yerine bir de eski KGB subayı adamı müftü atamış.
Bak sen!
Gel de şimdi şikâyetleri dinle!
Bulgar’ın hainliğinden, acımasızlığından dem vuran mı istersin; gâvur eziyeti diyen mi ararsın; nerede insan hakları diye feryat eden mi dersin; paralarımızı çarçur edecekler diye yakınan mı görürsün?
Ne arasan var!
Sadece; bir zahmet yerlerinden kalkıp oy kullanmaya gitmeyenlerden şikâyet eden bulamazsın.
Onlar yüzünden başımıza bu netamelik geldi diyeni göremezsin.
Kuluçkadaki civcivleri soğuyacağı için Bulgaristan seçimlerinde oy kullanmaya gitmeyenler, şimdi bir güzel oturup kına yakabilirler…
Türklerin çoğunlukta olduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH) yeteri kadar oy alamaması nedeniyle iktidar ortaklığından düşmesinden sonra bunların yaşanacağı aşikârdı.
Oysa 7,5 milyonluk Bulgaristan’da 2 milyon Türk yaşıyor.
Ama seçim sonuçlarına gelince birinci parti çıkması gereken HÖH hak ettiği yeri bulamıyor.
Neden?
Bulgaristan vatandaşı olup, Türkiye’de yaşayan soydaşlar zahmet edip de oy kullanmaya gitmemişler…
Sanki Bulgaristan’da yaşayanlar gitmiş mi?
Daha ne diyelim yani…! Bak sen!!!
Ondan sonra Türk milletvekillerinin parlamenterlik hakkı elinden alınsın, müftüyü Bulgarlar atasın…
Daha ne bekliyordunuz ki?
Dedim ya; birileri şimdi oturup kına yaksın!
Kuluçkadaki civcivleri umarım çıkmıştır(?)
Konuyu bilmeyenler için Rumeli Balkan Federasyonu’ndan gelen haberin özetini aşağıya veriyorum:
Hepiniz Allah’a emanet olun…
* * *
Bulgaristan, AİHM'in Dinler Kanunu'nda yapılmasını istediği değişikliklere rağmen, hukuki olmaktan çok, siyasi nitelikteki bir kararla Müslümanların dini işlerine müdahale etmiş ve 130 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Bulgaristan Baş Müftülüğüne 1,5 milyon Müslüman'ın oylarıyla seçilmiş olan Mustafa Aliş Haci’nin Başmüftülük yetkisini Yüksek Temyiz Mahkemesinin (YTM) adaletsiz bir kararıyla iptal etmiştir.
Kabul edilemez bir şekilde Mustafa Aliş Haci’nin müftülük yetkisinin alınmasını ve Komünist diktatör Jivkov yönetiminde Bulgar Komünist Parti'nin Baş Müftüsü, istihbarat ajanı bir emekli KGB Yarbay olan Nedim İbrahim Gencev’in Müslümanların tepkisine rağmen yeniden müftü tayin edilmiştir.
Gencev ve ortaklarının Bulgaristan Türkleri’ne ait milyonlarca Leva para gasp ettiği ve 20 yıldır Müslümanlar'ın işlerini sabote ettiği konuşulurken; seçimle gelmiş Baş müftünün yerine bu kadar şaibeli bir kişinin Bulgaristan Hükümeti tarafından müftü atanmasıBulgaristan Müslümanlarını kahretmiştir.
Bu karar; Bulgaristan Müslümanlarının özgür iradesine saygı gösterilmediği ve bazı politik niyetlerin gerçekleştirilmek istendiği anlamına gelmektedir. Daha açık bir ifadeyle, Bulgaristan'daki Müslümanların birlik ve bütünlüğünü zedeleyici birtakım sonuçlar doğurması kuvvetle muhtemel olan bu karar, fiili olarak, ülkeyi Todor Jivkov'un komünist rejimine geri götürüyor.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin (AKPM) Bulgaristan'ı, ülkedeki Türk azınlığının insan haklarına yeteri kadar saygı göstermediği gerekçesiyle eleştirmesine rağmen Devlet Ulusal Güvenlik Ajansı (DANS) tarafından yapılan baskı ve tehditler vasıtasıyla Müslüman topluluğun içişlerine müdahale edildiği görülmektedir.
Müslümanların yaşadıkları yerlerde var olan cami encümenlerinin yok edilmek istendiği, Baş müftülüğün internet sitesi kapatılarak Müslüman halkın sesini susturmaya çalışılmaktadır.
Avrupa Birliği üyesi bir ülke olmasına rağmen Bulgaristan' da "polis devlet yöntemlerinin" uygulandığı, "Parlamentodaki DANS'ı Denetleme Komisyonu başkanlığının ATAKA Partisinde olması ve Bojidar Dimitrov gibi profili eskiden malum olan birisinin Başkanlığa bağlı Yurtdışındaki Bulgarlar Ajansı ve Diyanet Müdürlüğünden sorumlu Devlet Bakanı olması, uygulanan baskının perde arkası planlarının bir göstergesidir. Yukarıda zikredilen hareketlerle toplumsal huzurun bozulması, beyaz bir sayfanın kapatılması ve onun yerine karanlık geçmişi hortlatan hareketlerin uygulamaya konması hedeflendiği değerlendirilmektedir.
Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nin kararları uygulanacağı yerde insan haklarına ve dini teamüllere aykırı davranan Bulgaristan’da “Müslümanlar için de demokrasinin işletilmesini ister ve adil olmayan bu kararın bozulmasını” ümit ederken, İslam dünyasının, Avrupa Birliğinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bu hukuksuz olaya seyirci kalmamasını ve düzeltilmesi için müdahale etmesini bekliyoruz.