content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Mar

Öteki Hırsızlar Var ya… Ya Sizin Hırsızlar…

Ne diyeyim ne yazayım…
İki yüzlü çifte standartçı düşünceler karşısında ne söyleyebilirim ki!

Şiirlere, şarkılara, kitaplara, kendime sığınırım…
Adamcıklara bakar mısınız…
Kendi partisinden olunca hırsız hırsız değilmiş…

Kendi düşüncesinden olunca arsız arsız değilmiş…
Kendi inancından olunca üçkağıtçı üçkağıtçı değilmiş…
Kendisinden olunca yolsuzluk yolsuzluk değilmiş…
Ne diyebilirim ki…
Susarım, derin bir sessizliğe gömüleviririm…
****
Hırsızlar ve arsızlar için…
Bakar mısın, daha itinalı dil kullanılmalıymış…
Kendi partisinden olunca tüm hoşgörüsü ile girivermiş topa…
Ne de olsa partisinden…
Öteki olsa basacak içindeki tüm irinleri…
Hak etse de etmese de…
Ancak kendisinden olunca, tüm sevecenliği, hoşgörüsü ortaya çıkıvermiş…
Ne de olsa partilisi ya…
****
Hay sizin partilinize…
Hay sizin zihniyetinize…
Hay sizin yol arkadaşlarınıza…
Yeter be…
Çürüyorsunuz görmüyor musunuz…
Her tarafınızdan etleriniz dökülüyor…
İrin kokuyorsunuz.
Her tarafınızdan pislik akıyor…
****
Hangi partiden olursa olsun, alıştık tüm hırsızlıklara…
Hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk yapmayana acaip bakıyoruz.
Yeteneksiz, çapsız, beceriksiz diye…
Hırsız kim olursa olsan, ne kadar çalıyorsa ve çaldıklarını ne kadar paylaşıyorsa o kadar makul oluyor…
Biz makullerin arasında kalmışız…
Çalmayana, rüşvet almayana sorunlu gibi bakıyoruz…
Çalanlardan üç kuruş arpalanmayı da normalleştirmişiz…
Kirlenmişiz…
Yapanı da yapmayını da aynı kefeye koyuveriyoruz.
Zihniyetlerimiz kirlenmiş…
Akıllarımızı kiraya vermişiz…
****
Bizimkiler var ya bizimkiler mağdur…
Ah o ötekiler yok mu, onlar var ya onlar amudu ile götürüyorlar…
“Bizimkileri görüyorsunuz, onları ise görmüyorsunuz…”, “Zamanında onlar çaldı şimdi sıra bizde…”  diyerek yüreklerinizi, vicdanlarınızı satıyorsunuz…
Hırsıza hırsız bile diyemiyorsunuz.
Bizimki ise hırsız, aklamak için yedi takla atıyorsunuz…
Şaklabanlıkta üzerinize yok…
Dedik ya öteki ise hırsız, yolsuzluk yapan öteki ise onlara karşı freni patlamış kamyon gibisiniz…
Hırsızlık karşısında eşit ve adil bile duramıyorsunuz…
Ayaklarını yukarı kaldırarak, kendinize atılacakları bekliyorsunuz…
Aldıkça mutlu ve anlayışlı, alamadıkça kendinizden olana da bu sefer anlayışsız ve kinlisiniz…
****
Halbuki yapmanız gereken çok açık…
Sizin ki, bizim ki, öte ki fark etmeden yanlış olana karşı çıkmak…
Hırsızlık dünyanın her yerinde hırsızlık…
Rüşvet dünyanın her yerinde rüşvet…
Yolsuzluk dünyanın her yerinde yolsuzluk…
Bir tek yerde bunlar normal…
Hırsız bir düzende…
Hırsızların düzeni ile işbirliği yaptığınız her yerde….
Aslında siz bir hırsızsınız ancak farkında değilsiniz…
Bilesiniz ki; ister ötekinden olun ister sizinkinden, ses çıkarmıyorsanız ya tüm adaletsizlikler karşısında ortaksınız.
Hırsızlıklar karşısında aslında siz suç ortağısınız…
****
Nazım Hikmet’in şiirine sığınıyorum… Sessizliğimde ses oluyor…Sizin de sesiniz olsun…

Ben İçeri Düştüğümden Beri
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ona sorarsanız: ‘Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman…’
Bana sorarsanız: ‘On senesi ömrümün…’
Bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi
Ona sorarsanız: ‘Bütün bi hayat…’
Bana sorarsanız: ‘Adam sende bi hafta…’
Katillikten yatan Osman; ben içeri düştüğümden beri
Yedibuçuğu doldurup çıktı.
Dolaştı dışarda bi vakit,
Sonra kaçakçılıktan tekrar düştü içeri, altı ayı doldurup çıktı tekrar.
Dün mektubu geldi; evlenmiş, bi çocuğu olacakmış baharda…
Şimdi on yaşına bastı, ben içeri düştügüm sene ana rahmine düşen çocuklar.
Ve o yılın titrek, uzun bacaklı tayları,
Rahat, geniş sağrılı birer kısrak oldu çoktan.
Fakat zeytin fidanları hala fidan, hala çocuktur.
Yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde, ben içeri düştüğümden beri…
Ve bizim hane halkı, bilmediğim bir sokakta, görmediğim bi evde oturuyor
Pamuk gibiydi bembeyazdı ekmek, ben içeri düştügüm sene
Sonra vesikaya bindi
Bizim burda, içerde
Birbirini vurdu millet, yumruk kadar simsiyah bi tayin için
Şimdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsız
Ben içeri düştüğüm sene, ikincisi başlamamıştı henüz
Daşov kampında fırınlar yakılmamış, atom bombası atılmamıştı Hiroşimaya
Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman
Sonra kapandı resmen o fasıl, şimdi üçünden bahsediyor amerikan doları
Fakat gün ışığı her şeye rağmen, ben içeri düştüğümden beri
Ve karanlığın kenarından, onlar ağır ellerini kaldırımlara basıp doğruldular yarı yarıya
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine
‘Onlar ki;
toprakta karınca,
su da balık,
havada kuş kadar çokturlar.
Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar,
Ve kahreden yaratan ki onlardır,
Şarkılarda yalnız onların maceraları vardır
‘Ve gayrısı
Mesela, benim on sene yatmam
Laf’ı güzaf…

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank