Ostim Ne İlk Ne de Son
Çünkü denetim yokluğu, ucuz tüp merakı ve kullanıcı cehaleti elele katliam yaratıyor bu ülkede.Biz ise sadace ölenlere rahmet okumak kalıyor. Her suç cezasız.
Oksijen tüpleri yüksek basınçlı, tehlikeli tüpler. İmalattan tüp haline getirilmesine kadar önemli bir üretim zinciri var. Sonrasında kullanım süreci de denetim ve bilgi istiyor. Ev tüpü değil bu!10 yılda bir tet yapılması gereken dolum tesislerini kim, hangi düzende denetliyor,hakkıyla? Kaynağı belli olmayan oksijen tüpleri piyasada nasıl dolaşıyor?Nasıl giriyor? Cevap veren yok elbette. Ne sağlıkta , ne sanayi sitelerinde cevap verecek yetkili yok.Onlar meşğul.
Kullanımı bilmeyen cahil ellerde facia ateşleniyor.Kimseye eğitim vermek akla gelmiyor.Bunu soran da yok. Ölenleri göm ve unut.
Davutpaşa ne oldu???Bilen var mı?
Yeterli güvenlik önlemleri alınmadan, basınç testleri yapılmadan sanayiye temin edilen tüpler bomba. 17 kişi böyle öldü.2 ağır yaralı da sırada.
Ne ilginç ki, iki patlayan işyerinde de ayni marka oksijen tüpleri varmış!
Ne tesadüf! Kimsenin haberi yok.Kim satıyor bunları?
Dikkat edilmesi gereken noktalar:
-Saf oksijenle metalik yağlar temas etmemeli
-Bunu bilmeyen kullanıcılar eğitilmeli
-Yağlı elle müdahale edecek kadar ne iş yaptığının farkıda olmayan işçiler var.
-Asetilen ve LPG en çok kullanılan iki gaz bunlar kaynakta kullanılıyor.
-Bu gaz tüplerinin emniyet bantları olmalıdır
Medeni bir ülke olmak kolay değil.İleri demokrasi ileri denetim, yasal uygulama ve adalet ile eğitim istiyor.
Haydi ileri demokrasiye!
N.S.
Milliyet’te çıkan haber benim yazımı da destekliyor.Şikayet ediyorsunuz ama kurum ve yaptırım ortada yok ve bile bile parçalanıp gidiyorsunuz.Gerçekten bu kadar ileri demokrasi “ileri” geldi bana!!
OSTİM’deki ilk patlamanın şoku atlatılamadan, iki sokak aşağıdaki İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde meydana gelen patlamada yaşamını yitirenlerin öyküleri de yürek burktu. Patlamada ölenlerin ismiAnkara Valiliği tarafından açıklanmadı. Ancak yakınlarını hastanelerde ve işyerinde bulamayanların Adli Tıp’ta verdikleri bilgiye göre, patlamada; Aydemir Çapraz, Aydın Çapraz, Hüseyin Yıldız, Aytaç Akkaya, Selfet Yurttaş, Dilek Gürer, Cengiz Soyalp, Abdullah Karakulak, Hüseyin Okçu ve Cihan Demir yaşamını yitirdi.
Şikâyet etti, olmadı
İkinci patlamada hayatını kaybeden Dilek Gürer, her iki patlama sonunda yaşamını yitiren tek kadın oldu. 37 yaşındaki Gürer’in Ankara Üniversitesi Makine Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra yaşamının sonlandığı firmada işe başladığı ve 16 yıldır aynı firmada müdür olarak çalıştığı öğrenildi. 7 yıl önce babasını kaybeden Gürer, menenjit geçiren ve yatağa bağımlı kalıp konuşamayan kardeşine bakmak için hiç evlenmedi.
Gürer’in, patlamanın meydana geldiği, kaçak mazot sattığı iddia edilen firmayı geçen yıl kaçak işçi çalıştırdığı gerekçesiyle şikâyet ettiği, bunun üzerine kısa süre kapalı kalan firmanın faaliyetlerini yeniden sürdürdüğü ortaya çıktı. Yakınları bu nedenle firmaya ve yetkilelere dava açacaklarını söyledi.
Patlamada, aynı firmada çalışan kardeşler 33 yaşındaki Aydemir Çapraz’la 35 yaşındaki Aydın Çapraz da can verdi. Aydın Çapraz evli ve 2 çocuk babasıydı. Kardeşi Aydemir’in ise bir çocuğu vardı. Tornacı olarak çalışan iki kardeş, anneleri, eşleri ve çocuklarıyla aynı gecekonduda yaşıyordu. En küçükleri İkram Çapraz da yanlarında çalışıyordu. Patlamadan 1 saat önce annesini doktora götürmek için izin alan İkram Çapraz son anda kurtuldu. Gecekondularını müteahite veren aile, hayalini kurdukları apartman dairesine taşınacaktı.
Tornacı olarak çalışan Aytaç Akkaya henüz 20 yaşındaydı. Babası Ramazan Akkaya’yla birlikte aynı işyerinde çalışan Aytaç Akkaya, yıllarca hem okudu hem de çalıştı.Babası Ramazan Akkaya patlamadan yaralı olarak kurtulurken, Aytaç Akkaya patlamada yaşamını kaybetti.