Osman’ıma Her Şey Yakışır, Helâl Olsun!
Hürriyet gazetesi yazarı Osman Müftüoğlu bir süredir hem gazetelerde hem televizyonlarda “Taşyapı Four Winds” isimli binaların reklâmına çıkıyor, burada yaşamanın ne kadar sağlıklı olduğunu anlatıyor.
Oysa gazetenin, yazarlarının reklâmlarda yer almaması gibi bir prensibi var.
Hürriyet’in daha önce bu gerekçeyle Erman Toroğlu’ nun işine son verdiğini hatırlıyorum.
Gazetenin Okur Temsilcisi Faruk Bildirici ve bazı okuyucular Müftüoğlu’ nun reklâmlarda yer almasından rahatsız olmuşlar; bunları gazetede okuyabilirsiniz (1).
Bu konuda benim de dikkatinize sunmak istediğim bazı hususlar var.
Göztepe’ nin kalbine saplanmış bir hançer
Müftüoğlu’ nun reklâmını yaptığı “Taşyapı Four Winds” bana göre, güzel Göztepe’ min “kalbine saplanmış dört hançerden” başka bir şey değil.
1977-1997’ de yirmi sene, “şen kahkahaların bahçelerin koynunu sardığı” Göztepe’ de oturdum; geçen sene annem ve babam vefat edene kadar da en azından haftada bir iki kere Göztepe’ ye gider gelirdim.
O beton yığınlarının göğü tırmaladığı geniş alanda ağaçlar, yeşillik, çiçekler ve bir de Meteoroloji’ nin binası vardı.
Tellerle çevrili olduğu için o yeşil alana kimse giremezdi ama eminim ki oranın yeşilini uzaktan seyretmek, etrafında yürümek, o boş alandan ferahlık hissetmek bile Göztepe’ lilerin sevdiği bir şeydi.
Eski bir Göztepe’ li ve hâlâ o semte meftun biri olarak o yeşil alanda o heyula kuleleri görmek beni derinden üzüyor.
Keşke o yeşil alan, üzerine binalar dikileceğine, tüm halkın istifade edebileceği bir parka dönüştürülseydi.
Bu reklâmdan rahatsız olmadım
Reklâmı sevmem lâkin bu reklâmdan rahatsız olmadım.
Hayır, yanlış anlamadınız.
“Her türlü reklâma karşı” diye bildiğiniz ben, bu reklâmı aksine eğlenceli bile buldum.
Bakın, neden?
Reklâm bana göre, “Halka ihtiyacı olmayan bir ürünü, üstelik de ihtiyacından çok aldırmayı sağlayan bir pazarlama numarasıdır.”
Bu tarife bakarak reklâm için, insanları “aldatma oyunu” denebilirse de reklâmdan reklâma büyük farklar olduğu unutulmamalıdır.
İnsanların gerçek ihtiyaçlarına ayırdıkları parayı, ıvır-zıvıra harcamalarını sağlayan reklâm son derecede “zararlı bir oyundur” ama hedef kitle miktarını tam bilemediği parasıyla ne yapacağını düşünen şaşkınlar ise “eğlenceli bir oyun” hâline gelir.
İşte bu reklâm, eğlenceli bir oyundur; çünkü sıradan insanları değil, milyon hatta milyarları olan birkaç yüz kişiyi hedef almaktadır.
Oradaki bir dairenin fiyatının ancak milyon dolarlarla ifade edilebileceğini tahmin ediyorum.
Halkın tümünün hevesleneceği, mesela bir cep telefonunu, bir kıyafeti, bir spor ayakkabıyı, bir takıyı veya bir kozmetiği alamamak insanları üzer fakat milyon dolarlık bir daire söz konusu ise bu sadece belirli bir kesimi ilgilendirir.
Yani burada “Yahu, böyle reklâm olur mu, alan var alamayan var” türü fakir edebiyatının yeri yoktur.
O kulelerden ev almak ya da kiracı olmak sıradan vatandaşın aklının ucundan bile geçmez.
Birkaç milyonluk daireye heveslenip alamayanlara üzülmenin de âlemi yoktur.
Müftüoğlu’ nun reklâma çıkmasından memnun olanlar da olabilir
Gazetede, birkaç okuyucunun memnuniyetsizliğinden yola çıkarak bunun tüm okuyucuların ortak fikri olduğunu söyleyemeyiz.
Bu tür Okur Temsilcisi köşelerine daha çok, “şikâyeti” veya “olumsuz” düşünceleri olanlar yazarlar; memnunlar genellikle sessiz kalmayı tercih ederler.
Bir kısım okuyucunun, yazarlarının reklâmlara çıkmasından memnun olmaları, hatta yazarımız artık bir “reklâm yıldızı” diye iftihar etmeleri de ihtimal dâhilindedir.
Kendi çapında bir yazar olarak, yazarlarını çocukları gibi seven okuyucular olduğunu ve onların “başarısının” okuyucuları anne-babaları kadar sevindirdiğini biliyorum.
Reklâmı seyredip de “Osman’ ıma her şey yakışır, helâl olsun” diyen yaşlı teyzeler olduğundan hiç şüphem yok.
Gelelim neticeye
BİR: Sadece belirli bir kesime “Gel, gel” diyen bu reklâmın Hürriyet okuyucuları için bir sakıncası olduğunu düşünmüyorum.
İKİ: Faruk Bildirici, “güvenirliğin reklâma tahvil edildiğinden” söz ediyor ama Hürriyet’ in gerçekten de güvenilir bir gazete olup olmadığı ayrı bir tartışma mevzuudur.
“Osman Hürriyet’ ten daha güvenilir” diyenler çıkabilir ve bu mesela Süleyman Demirel bile olabilir.
ÜÇ: Bu eğlenceli bir reklâmdır.
Osman Müftüoğlu şayet bir vitamin, gıda takviyesi, atıştırmalık, içecek veya herkesin alabileceği benzeri başka bir ürünün reklâmına soyunsaydı çok kızar ve fena şekilde eleştirirdim.
DÖRT: “Taşyapı” adı “For Winds” e hiç yakışmıyor, şirket adını acilen “Stone Building” olarak değiştirsin.
BEŞ: Ben de tıpkı romatizmalı, osteoporozlu, antioksidan içen teyzeler gibi düşünüyorum:
“Osman’ ıma her şey yakışır, helâl olsun!”.
KAYNAK
http://ahmetrasimkucukusta.com/2014/09/29/misafir-yazar/guvenilirligi-reklama-tahvil-etmek/