Oruç
Aslında bu seriyi yazmak istiyor muyum? Hayır. Bir sanatçıyım ve önümde
bitmesi gereken bir roman bir de senaryo var.
Ama…
Sanırım konuşmak için sıra geliyor, bir atlıyorsun, iki atlıyorsun üçüncüde
atlayamıyorsun .”Hadi yazayım” diyorsun.
Konu: Oruç.
Ramazan girince, üzerinde ileri geri bayağı bir konuşulmaya başlandı gene.
Kanımca, orucu deneyimlememiş insanların oruç üzere yazılar yazması, fikir
yürütmesi ukalalıktır.
Müslüman orucunu en fazla Hristiyanlar eleştirir.
Eleştirinin odağında “Aç durup durup, birden yemeğe saldırıyorsunuz, deliler
gibi yiyip mideyi şişiriyorsunuz, bunun nesi oruç?” sözü vardır.
Derim ki,
Oradan bakıldığında öyle görünür. Ama siz sadece bir kesit görüyorsunuz. Eğer
ciddiye alıp, bir kişinin bir aylık orucunu inceleseniz, hatta doğrudan deneyim-
leyip(Ki bir şeyi en iyi öğrenmenin yolu doğrudan deneyimlemektir) bir ay oruç
tutsanız, bu olayın, orucun ilk günlerinde olduğunu, yemek miktarının gün be
gün yavaş yavaş azaldığını, ramazan bitiminde de kişinin yeni yıl dönemine
küçülmüş bir mide ve yıkanmış bir zihinle girdiğini anlardınız.
Gelelim otellerin hazırladığı pahalı iftar sofralarına,
Oteller, gerçekte bu menüleri oruçlular için falan hazırlamaz. Tek dertleri vardır,
para kazanmak. E bu durumda “Ramazanın Ruhu”ndan neden yararlanılmasın?
Ve sandığınız gibi o iftar sofralarına sadece oruçlular gitmez. Hatta, o sofralarda
oturanların çoğunluk olarak oruçlu olduğu da şüphelidir. E oruç tutmadığı halde
o sofralarda keyf çatanlar kınanmalı mı? Hayır. O insanlar genellikle oruçluya
saygılı insanlardır ve muhtemel sevdikleri bir oruçluya güzel bir iftar zamanı
yaşatmak için o mekana götürüp ona oruç açtırarak işlediklerini düşündükleri
sevabın tadını çıkarıyorlardır. Ne güzel!
Gelelim şu “Ekonomik durumum kısıtlı” diyenlerin oruç tutmamak için uydur-
dukları meşhur bahaneye,
“Ben her gün oruçluyum zaten”
Yalan. Sen sigara içiyorsun. Sen alkol kullanıyorsun. Sen şans oyunlarına para
yatırıyorsun. Sen tembel tembel televizyon seyretmeyi, seni zorlayan bir işi
yapmaya yeğ tutuyorsun. Aslında oruç tutmanın zor bir şey olduğunu kabul
etmeyecek kadar da kibirlisin üstelik. Sen kendini kandırıyorsun. Sen aslında
büzüğü sıkmak istemiyorsun.
Gelelim günümüzün gerçek kahramanlarına.
Stresli ve zor işlerde çalıştığı için, oruç tutamayıp üzülenlere.
Niçin üzülüyorsunuz?
Sizdeki, “Hata yaparsam işten atılırım” korkusunu tetikleyip duran o hırs buda-
lası patronlarınız utansın.
Hem sonuçta nedir ki oruç?
Bir Nefs tezkiyesi.
E nefs tezkiyesinin çeşit çeşit yolları var.
Hem dinimiz “Oruç tutamayanlar bir muhtacı doyursun” diye kolaylık
göstermiş.( Bakara 184)
Çoğunuz, işten kazandığınız parayı bir başınıza yemiyor, çoluk çocuğunuza
yediriyorsunuz zaten.
Tutamıyorsanız canınız sağ olsun.
M.Ş. 10 Ağustos 11