Ortaklardan Biri Diğerini Tasfiye mi Ediyor?
1996’lı yıllarda, AKP iktidarı Amerika tarafından inşa edilirken, bazılarının kutsal ittifak diye tanımladığı bir ittifak oluşturulmuştu. Bölücüler, işbirlikçi liberal sermaye ve Tarikatlar.TÜSİAD hem 2002, hem de 2007 seçimlerinde AKP’nin tam destekçisi oldu. Ekonomik alanda ideoloji serbest pazardı, siyasi alanda ideoloji Siyasal İslam’dı.
İslami sermaye, işbirlikçi liberallerden emperyalizm ile mali ve ticari işbirliğini öğrendikçe güçlendi. İslami sermaye içerdeki liberal sermayeye bağımlı olmak yerine, aracı olmaksızın yabancı ortakla doğrudan çalışmayı benimsedi.
Sıra kutsal ittifakın liberal kanadına hükmetmeye geldi. Ortaklık yerine ortağına hükmetmek, ne de olsa daha sağlıklı bir yoldu.
İçinde yaşadığımız süreç; geniş tabanlı sermaye hâkimiyetinden daha dar, sayıları daha az bir sermaye grubunun hükmettiği bir düzene doğru gidiliyor.28 dolar milyarderi de bunu gösteriyor
Zaten faşizmin inşası da bu yolu izler. Hitler faşizminin oluşması da böyle olmuştur. Hitler faşizmindeki tek fark; sermeyenin tamamı yerliydi.
Bizdeki faşizmin inşa sürecindeki sermaye gruplarının hepsi yabancıya dayanmaktadır.
Tayyip, Doğan Grubuna-aslında TÜSİAD’ a – demektedir ki, şu şu yazarları artık gazetende çalıştırma. Çünkü onlar benim düşündüğüm gibi düşünmüyorlar. Bazen de muhalefet yapıyorlar.
İktidarın asıl yapımcısı Amerika’nın taleplerine karşı bazı liberal yazarların karşı durması iktidarın asıl sorumlusu AKP’nin işini daha da zorlaştırmaktadır.
Faşizm ihtiyacı buradan doğuyor. Amerika’dan talepler var. Halkın çıkarlarına uygun olmayan bu talepleri karşılamak için çatlak sesleri susturmak gerek. Tam bu sırada Tayyip TÜSİAD’ a diyor ki; eğer iktidarın ortaklarından birisiysen benim dediklerimi yapacaksın. Yoksa…
TÜSİAD’ dan Boyner, Tayyip ile yatıkları toplantıdan çıktıktan sonra “ yapılacak çok ev ödevimiz var” demişti.
Faşizmin emri altına alınmak istenen liberal sermayenin sadece gazetecileri değil, o sermayenin kendisidir.
Faşizm bir sermaye zümresine ve silahlı bir güce dayanmadan sürdürülemez. 210 bin kişilik kolluk güçleri ve yeknesak bir sermaye gurubu tamamlandığında faşizmin tüm kurumları tamamlanmış demektir. Bir ülkede emperyalizm ulusal pazarları kontrol ediyorsa orada faşizm zorunludur.
Halk bunun neresinde derseniz. TEKEL’de İtfaiye işçilerinde, işsizlerde kendini dayatmaktadır. Halkın bu düzene karşı koyacak, emperyalizm ile işbirliği yapmayan bir önderliğe ihtiyacı vardır.
Sadece "Ey insaf! nerdesin"? demek istedim.
Şubat 28th, 2010 at 00:29Saygılar.
Ey insaf, sıra buraya gelene kadar eminim ki milyonlarca işin vardır senin. insafın varsa asıl işinle ilgilen.
Her ne kadar Sayın AY ile aynı düşünemesek de resmi çok net çizen bir yazı olmuş.
Şubat 28th, 2010 at 02:13Elinize sağlık.
Faşizm bir sermaye zümresine ve silahlı bir güce dayanmadan sürdürülemez.
TAM 12 DEN VURMUŞSUNUZ
Sermaye,TSK ve dinci cemaatler konusunda görüntü karışık bence.
Her üçününde kullanıcısı ABD olduğu aşikar. Fakat en gözdesi dinci cemaatle olmalı bence.
Ortadoğuda şirin görünmek zorunda. Üçü de lazım yani. Ben üçününde kayıkçı kavgası yaptığına inanıyorum.
Şubat 28th, 2010 at 08:331996da akp amerikatarafından kurulurken....içinin doldurulmasında zorlanılacak bir iddia...belki de imkansız demeliydim!
Mart 1st, 2010 at 23:04