Organ Nakli
Bu hafta vizyona giren film olan av mevsimi adlı filme gittim; Ve sizin için analizini yapmaya çalışacağım. Şener Şen ve Okan Yalabık ve Cem Yılmaz'ın oynadığı bu filmde; Şener şen cinayet masasının şefi rolündedir. Cem yılmaz filmde iki çocuklu karısından ayrılmak üzere olan, biraz psikopat bir adamı oynuyor. film de lazca söylediği şarkı ile milleti eğlenceye teşvik ettiği sahne ile filme değişik anlam katmıştır.
Okan yalabık ise filmde cinayet mahallinde gördüklerinden dolayı biraz pimpirikli bir adam ellerini bir kaç kere yıkıyor, farelerden tiksinen bir yapısı var.
Çetin tekindor zengin nifuzlu bir adamı (yani arkasında bakanlar, bürokrat var) canlandırıyor. Böbrek hastası kızına bütün variyetini kullanarak böbrek arayışında olan bir babayı canlandırıyor. Filmde çetin beyin yanında çalışan ailenin kızı ile çetin bey kendi eşinden boşanıp bu küçük kızla evleniyor. çetin bey bu kızla evlenme sebebi ise yapılan testler sonucu kendi kızının kan ve dokusunun yanlarında çalışan ailenin kızının kan ve dokusu ile uymasıdır. Kız daha sonra kendi böbreğini vermek istemediği için öldürülüyor. Kıza verilen böbrek vicut kabul etmediği için çetin t.un kızı ölüyor.
Aslında; Bu ülkede filmden yola çıkarak yaşanan bir gerçek var ki; O da organları için kaçırılan insanlar organ alındıktan bir köşeye bir çöp gibi bırakılmasıdır.
Ülkemizde organ bağışının az olması nedeniyle yaşanan para ile organlarını satma, insan kaçırma, ver organı al evi gibi böbrek bağışlama ve bu işten komisyon karşılığı faydalanma olayları görülen gerçeklerdir.
Organ bağışı beyin ölümü gerçekleşen hasta ve donör olucak kişinin yakınlarının izini alınarak yapılır.
Ülkemizde organ bağışı yapıcak kişinin yakınları bazı dini , psikolojik , bilgisizlik durumu nedeniyle pek organ bağışına yanaşmadıkları gerçeği vardır.
Yapılan araştırmalarda; Organ naklinin gelişmiş olduğu ülkeler ile aramızda bir kıyaslama yapmak gerektiğinde arada ortalama 15-20 kat fark olduğu ortadadır. Avrupa ülkelerinden İspanya’da oranlar milyon nüfus başına 35-40 arasıdır. Yine diğer Avrupa ülkelerinde ve Amerika da oranlar milyonda 25’in altında değil. Organ bağış kartı alanlar da bizde düşük oranda, fakat son 2 yıl içindeki yoğun çalışmalarla iyi bir artış gösterdi. İstanbul da 2007 yılı içinde organ bağış kartı alan kişi sayısı 35.200 dür. 2006 yılında bu rakam sadece 2500 civarlarındadır.
Aslında organları toprak olacak kişinin eğer beyin ölümü gerçekleşmiş se yakınlarına bile sorulmadan böbreklerinin ve diğer organlarının alınabileceği bir kanun, yönetmelik gibi bir sistem olmalıdır .
Her organ bağışı ihtiyacı olan kişilere yardım etmek bizim görevimiz olması gerekmezmi.?
Sizinde bu filmden alacağınız bir ders mutlaka vardır. Ama katıla katıla gülmeyi umuyorsanız yanlış filme gitmiş olursunuz.
Filmin iki üç yerinde gülüyorsun. Büyük beklentiniz olmasın.