Ordu ve Neler Oluyor?
Ordu ve Neler Oluyor?
Ben askerliğini yedek subay olarak yapmış biriyim. Yıllarca ailemden uzakta okudum ama babamın benden ayrılırken ağladığı tek ayrılığımız ben askere giderken yaşanmıştı. Ve ben koskoca adamdım. Doğrusu bu ayrılık ağlaması değildi. Muhtemel ki en küçük çocuğunun mürüvveti sayıyordu askerliği… Ve bu 80 yaşındaki adam hala askerlik arkadaşlarını komutanlarını isim, soy isim hatırlar ve anlatır. Biz askerlikle ilgili bu kültürle büyüdük.
Yıllarca orduya ve dolayısıyla askere hep gözbebeği hassasiyetiyle yaklaştık. Kültürümüz bu hamurdandı. Zira Mehmetçik Hz. Muhammed’in (SAV) adına izafeten ordumuza isim olmuştu. Biz Çanakkale’yi Bedr’in aslanlarına denk gören bir anlayışla yetiştik.
Anlayışımızın özünde bir değişim olmasa da son zamanlarda bir gariplik görmeye başladık. Ya da Bir garabet diyelim; orduyla ilgili peş peşe yaşananlar geçmişte 60-70-80 ihtilalleriyle ve 28 şubat benzeri post modern çeşitleriyle yaşanan darbeler yetmezmiş gibi Ergenekon yapılanması üst başlığı altında isimleri “balyoz, sarıkız, yakamoz, ay ışığı vs.” ne tezgahlar dönmüş ve dönüyor… dönüyor diyorum zira dünyada 25 tanesi en üst düzey muvazzaf subay yüzlerce sanık emekli üst düzey subayı olan tek ülkeyiz.
Her gün hemen her şehirde millete çevrilme niyetiyle saklandığı gömüldüğü anlaşılan ve bu konu savcıların iddianamelerine girmiş mahkemelerin soruşturmasına konu mühimmatlar ve ağır silahlar bulunuyor.
Tüm bunlar olurken de yurt içinde konuşlanmış sayısı 1500 kadar olduğu yine ordunun sözcülerinin açıkladığı, yurt dışında ise toplamda 5000 kadar olduğu yine aynı resmi kaynakların ifadesinde geçen PKK her gün askerimizi, hem de en profesyonel olanlarını komandomuzu hem de karargâha saldırarak şehit ediyor… Her gün şehitlerin cenazeleri anaları babaları ağlatırken ortada herkesin yüreğini sızlatan bir acz var. Siz bu aczı dillendirdiğinizde ordu düşmanı oluyorsunuz. Peki acz değilse ne?
Sahi… Taraf, Bugün, Zaman, Vakit, Yeni Şafak’ta vb. yazan çizen kalemler hepsi mi hain? TV ler, internet siteleri de çabası… birde millete komplo belgelerinin ıslak imzalarına, ses kayıtlarına ne denilecek…
Özellikle son 1 yılda yapılan en çok şehit verdiğimiz baskınlara baktığınızda da tamamında garabetler diz boyu…
maşeri vicdan, toplum vicdanı açıklamalarla tatmin olmuyor… o zaman soru şu bu hep mi böyleydi de biz belli bir medyanın manipülasyonu, sisteme entegre siyasetçiler yüzünden habersiz mi bırakılıyorduk yoksa şimdilerde ilk kez mi bir şeyler oluyor???
Şimdi Bugün gazetesinin gün yüzüne çıkardığı bir “Heron skandalı” var.
Bir üsteğmen pilotun, bir yarbayla bir tuğamirali aradığı, “PKK’lıları korumak için Heron uçağının düşürülmesini istediği” saptanmış, telefon konuşmaları kayda geçmiş, üsteğmenle konuşan yarbayın “Ergenekon sanığı” olduğu belirlenmiş.
Bu, basit, sıradan bir olay değil.
Olaya adı karışan üç subay da daha sonra terfi etmişler, önemli görevlere getirilmişler.
Üstelik olaydan herkes haberdar, bugün Genelkurmay Başkanı olan orgeneral de olayın doğruluğunu, mahkemeye intikal ettiğini kabul ediyor.
30 AĞUSTOS ORDU DA TERFİ ZAMANI...
Bu 25 muvazzaf SANIK subay terfi edecekler mi? Hep beraber ibretle seyredeceğiz? Terfi ederlerse izahı nedir?
Sahi bu sözleri kendi kulaklarıyla dinleyen, her gün gazetelere yansıyan ihanetleri okuyan oğlumuza, babamızın bize anlattığı askerlik hatıralarını nasıl anlatacağız?
Bir üsteğmen pilotun, bir yarbayla bir tuğamirali aradığı, “PKK’lıları korumak için Heron uçağının düşürülmesini istediği” saptanmış, telefon konuşmaları kayda geçmiş, üsteğmenle konuşan yarbayın “Ergenekon sanığı” olduğu belirlenmiş.
eğer bu uydurma haberlerin devamını arastırp dinleseydiniz eminim buraya asmazdınız çünki adı geçen subayın birinin o saatte uçakta, diğerininde polonyada olduğunu genel kurmay açıkladı.
Temmuz 27th, 2010 at 12:22Burda anlasılması gereken bu kurgulanmış haberin ne amaçla kurgulanmış olmasıdır,genelkurmayda devam eden inceleme bu olayı genel kurmayın içinde kimin kurguladığıdır.
Yazınızın tamamını okuyunca,basının yönlerdirmesiyle öğrendiğiniz baberlerden başka bir fikrinizin olmadığı gayet net anlaşılıyor,oysa ben başlığı okuyunca acaba bu tutuklamalarla orduda yeni yapılanma isteyen dış güçlerin bu isteklerinin önünde ki görevli askerlerimizin önün kesilmesi olduğunu falan söyleyeceksiniz sandım. oysa o
yorumun devamı
oysa o eli öpülesi babanın evladından şunu beklerdim,yaşanan süreçteki olayları iyi inceleyip nedenlerini bulup, niçinlerini bulup öyle bir yazı yazmanızdır.eğer ki haberleri sizinde isimlerini saydığınız yandaş medyadan dinlerseniz eksik ve yanlış bilgi sahibi olursunuz, köşe yazarlığı ciddi bir iştir diye düşünüyorum,halkı aydınlatıp olayları irdeleyebilmek ve halka ilersi için ışık tutabilmektir oysa sizin yazınız bir yandas medya basın özeti olmuş,yorum yazmaya bile değmez,Sizi askere uğurlarken göz yaşı döken babanızın ordusuna ve vatanına olan sevgisinden döktüğü o kurban olacağım yaşlara hürmeten size diyorum ki. Bu yasadığımız olaylar veya başkaları lütfen iyi irdeliyelim, özellikle bir köşe yazarlığı yükünü yüklenmiş biri olarak, eğer halka değilde bir kesime yaranmak için yazmıyorsanız o ayrı
Temmuz 27th, 2010 at 12:31Saygılar
Sayın Mehmet Ali Kulat
Temmuz 27th, 2010 at 12:33Yazınızı okudum
Saygılarımızla
Çapar Kanat
Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi
sayın Ahmet Kandemir, bu ülkede insanlar muhatapların kalplerini ayırıp bakamayacaklarına göre elbette karinelerle, delillerle konuşacaklar. yukarıdaki makaleye konu ifadeler, ciddi olmasa özel yetkili savcılar ve mahkemeler hem de oy birliği ile 102 kişiyi sanık olarak yargılamazlar. Elbette insanların yargılanması bitip mahkumiyetleri kesinleşinceye kadar masumiyet karinesi gereği kesin suçlanmamalıdırlar. Ama alınan mesafe bu anlamadaki suçlamaların çok da masumane olmadığını gösteriyor. kaldı ki bu yazı bu kişilerin hakkında tutuklama kararı çıkmadan kaleme alınmış ve bu sitede yayına girmiştir. bu köşenin yazarı nahkemeyi oy birliğiyle karar verdirecek kadar etkilemediyse (ki böyle bir ihtimal akıllara zarar) en azından yazarın öngörüsünün çok iyi olduğu düşünülmelidir.
Temmuz 28th, 2010 at 13:26tarafsız olmaya gelince yazarı tanımam ama muhtemelen Ahmet Kandemir olarak sizde bir başka cephe adına tarafsınız. ve bu taraf olduğunuz ekip şu an itibarıyla maalesef sanıklar grubu...
aynı gazete heronlar yerine yerli yapım insansız uçakların aynı döneme yetiştirildiğini ancak heronların tercih edildiğinide yazıyor.
herşeye işinize gelen açı ile bakıyosunuz. ama artık sizler için bunlar çok normal nabza göre şerbet vermek anlayışınız, yaşam tarzınız olmuş.
Mart 12th, 2011 at 13:42yazarın söylediği adam benim dedemdir ve dedem hakkında söyledikleri doğrudur ancak yazarın kendi söyledikleri doğru değildir.
Mart 13th, 2011 at 00:31sadece olayları farklı pencereden yani kendi siyasi anlayışına göre değerlendirmektedir. tamamen çıkarına uygun davranmaktadır. yani kısaca mühür kimdeyse padişah o demiştir. ama bu devranın çok uzun sürmesi düşünülemez. hak doğrunundur zaman ise herşeyin ilacıdır.