content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

31 May

Ordu (TSK) Hakkındadır (III)

06- Gelişmenin amacı, insanları birbirine benzetmektir; Dünya birliğe doğru yürüyor; İnsanlar arasında sınıf, derece, ahlâk, elbise, din ve ölçü farkı gittikçe azalmakta. Tarih, yaşamak kavgasının ırk, din, kültür, terbiye yabancıları arasında olduğunu gösterir. Birliğe doğru yürüyüş, barışa doğru yürüyüştür. Ahlâk kanununun temeli kişisel sorumluluktur. İyiliği sevmek ve kötülükten kaçmak lâzımdır. Yaptığımız işler, etrafımızda sevinçler veya acılar halinde yankılar uyandırır. Bu durum bize vicdani vazifeleri duyurur. Bağlılık, bizi başkaları için hoşgörülü yapar. Çünkü başkalarının kusurlarında bizim de istemeyerek çoğunlukla beraber suçlu olduğumuzu gösterir. Kısaca, bağlılık, “Herkes, kendi için” yerine “Herkes, herkes için” düşüncesini ortaya koyar. Bu düşünce sosyaldir.

 

Milli’dir. Geniş ve yüksek anlamı ile İNSANCILDIR. (1930-Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk’ün El Yazıları, Prof. Afet İnan, Türk Tarih Kurumu Yayını, 1969)

07- Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle varlığı ile, hakkı ile, birliği ile ters düşen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzumunu ve milli duyguya dayanan düşünceleri büyük bir olgunlukla her karşıt düşünceye karşı şiddetle ve fedakârlıkla savunma zorunluluğu telkin edilmelidir. Yeni neslin bütün manevi gücüne bu özellik ve yeteneklerin aşılanması önemlidir. Sürekli ve müthiş bir mücadele şeklinde beliren milletlerin hayat felsefesi, bağımsız ve mutlu kalmak isteyen her millet için bu özelliği büyük bir şiddetle ister. Efendiler, yetişecek çocuk ve gençlerimize görecekleri tahsilin sınırı ne olursa olsun, en evvel ve her şeyden önce Türkiye’nin istiklâline, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir. (1921-Nutuk, C: 2, Türk İnkılâp Tarihi Ensı-1952)

08- Egemenlik hiçbir sebep ve şekilde terk, iade ve emanet edilemez, bırakılamaz. Bu egemenliği tekrar geri alabilmek; almak için kullanılmış olan araçları kullanmak gerekir. Millet, egemenliği kayıtsız şartsız elinde tutmayı kendi vicdanına karşı söz verip yemin ettikten sonra, şunun veya bunun gereğidir diye, şuna veya buna verilebilecek en basit bir halk bulunuz, vazife bulunuz ve yetki bulunuz. Kimse bulamaz... İrade alınamaz ve irade verilemez. Egemenliği verebilen bir insan ve yahut egemenliğini kaybeden bir insan ve yahut bir toplum egemenlikten yoksun olunca (ki, egemenlik iradenin göründüğü ve bilindiği yerdir) o halde iradesi felç olur.

 

Bundan dolayı, egemenliğini verebilmek için iradesinin felç olmasına razı olmak gerekir, veremez. Egemenliği verebilmek için; İradesinin, arzusunun, eğilimlerinin felçli kalmasını kabul etmek lâzımdır. (bu) Ölmeyi kabul etmek demektir. Dolayısıyla bir millet egemenliğini veremez. Egemenlik yalnız alınır ve zorla alınır. Millet egemenliğini elinde tutar, ancak, egemenliğinden gerektiği kadarını uygulamak üzere Millet Meclisi’nin tümünü görevlendirir. Fakat, bir tek adama bu yetki verilemez., Egemenliğine sahip olmayan insan veya toplum, hiçbir zaman iradesini kullanamaz., Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir ve Milletin kalacaktır. İdare usulü, halkın geleceğini, bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır., Milleti temsil eden, milli iradeyi millet namına sınırlı ve belirli bir zaman için manevi şahsiyetinde toplayan TBMM bile, en sonunda “millet tarafından yenilenebilir” Esas olan millettir. Egemenlik, onun olduğu gibi, idare hakkı da onundur., “Ancak, milletler egemenliklerini geçici olarak da olsa verecekleri Meclislere dahi lüzumundan fazla güvenmemelidir. Millet, her ihtimale karşı egemenliğini korumak zorundadır. Bu hususta yapılagelen şey, tekrar milletin oyuna başvurmaktır. Bugünkü Meclisimiz milli egemenliğin aşığıdır. Bundan sonrakilerin de öyle yapacağına şüphem yoktur. Bunlar elbette bu gibi önlemleri tam olarak bilirler. Türkiye halkının şeriat hükümleri, TBMM tarafından yerine getirilir. Bunu yapmak için hiçbir makama ihtiyaç yoktur. (1923-Atatürk’ün, Eskişehir-İzmit Konuşmaları)

09- Eğer devamlı barış isteniyorsa, kitlelerin durumlarını iyileştirecek uluslar arası tedbirler alınmalı. Tüm insanlığın refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları, haset, aç gözlülük ve kin’den uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir. (1937-Atatürk) “Eğer istersen memlekette sulh-ü salâh, hazır ol cenge her daim” – “Ekseriyetin istibdadı, istibdatların en korkuncudur” (Hukukçu Thomas Paine, Arif Hikmet Pamukoğlu-Türkiye’de Demokrasi)

10) Türk topraklarının veya haklarının en küçük kısmını kimseye terk etmek zorunda değiliz; Onurla yaşar ve onurla ölürüz. (Dankwart E. Rustow, Turkey, America’s Forgotten Ally, New York, Council on Foreign Relations – 1987, s. 88)

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank