Önümüze Bakarak Anacağız…
Çankaya köşkü onayladı.
Yasayla, mesleğin sonu getirildi.
Efsane isimlerin ipi çekildi.
Sünnetçilik tarihe karıştı.
***
Eli çabuk Niyazi, Acıtmaz Sabahattin, Pamuk Makas Sırrı, Üç dikiş Adem…
Yıl sonundan itibaren etiketleri olmayacak, aranmayacak.
Ellerinde çanta evlere koşturmayacak.
Eğer vefa varsa; onları unutmamak lazım.
Erkek kesiminin üzerinde hakları vardır.
Adamlığa geçişin damgası onların elinden çıkmıştır.
***
Sünnetçilik…
Yüksek beceri ister.
Hem cerrahlık, hem psikologluk gerektirir.
Sünnetçidir ama…
Erkek çocukları gösterilerle oyalar.
Yüzüne baka baka, tatlı diliyle inandırır…
“Oldu da bitti” derken, bir çığlık anında işini bitirir.
Çocuğun ailesine öyle keyif verir ki…
Kirveye, dedeye, pedere makası uzatıp, “ Dikişini de siz kesin” onurunu bahşeder.
Ağlamaktan gözleri şişen analara, “ Hep böyle mutluluklar yaşayın, artık askere gidebilir” diye vizesini verir.
***
Tam gün yasası çıktı, sünnetçileri vurdu.
Onları çok arayacağız.
Çünkü onlar mahallenin sıhhi sağlıkçılarıdır.
Sadece pipi kesmez.
İğneye, aşıya, pansumana gider.
Gebelik testi yapar.
Kulak yıkar. Serum, sonda, küpe takar.
Kan şekerine bakar.
Arzu edenin saçını keser.
Zaten çoğu sünnetçi, berberlikten gelmedir.
***
Sünnetçiler gidiyor ya…
Anadolu’da düğünlerde azalır.
Elinde asası, sırtında peleriniyle at üzerinde sünnet çocukları ender görülür.
Hastanede kesilen pipinin kutlaması olur mu?
Sünnetçi gelecek…
Herkes merakla bekleyecek.
Kutudan makası, usturayı çıkarıp…
Vurduğunda pencereden çığlık duyulacak ki…
Davul, zurna çalmaya başlayacak. Amcalar meydanda parmak şıklatarak dönecek.
Çocuğun başına para asılacak, hediyeleri verilecek.
***
Velhasıl kelam…
Atamı, dedemi, babamı, dayımı, beni budayan sünnetçi, çağın gereği budanmıştır.
Sünnetçinin elinden geçenler…
Onları şükranla anacaktır.
Her önüne baktıklarında!
***