Ondokuz Dalaveresi {II}
Harfçılık önceki bölümlerde anlattığımız gibi, düzmecelerden başka bir şey değildir. Öcalan’ın kitabına uyguladığımız başarılı çalışmamız birçok kişiyi bunalttı. Çünkü Atatürk’ün hayatında birkaç tane 19 sayısına uyan sayı bulup onu kutsal adam icat eden ondokuzcular; Öcalan’ın kitaplarından birine uyguladığımız 19 sayısı onları ne yapacaklarına karar verdiremez hale getirdi.
Eleştiriyi görür görmez “Öcalan” ismiyle karşılaştıkları için ya 19’dan vazgeçeceklerdi, ya da kutsal adamlarına yeni bir kutsal adam daha ekleyeceklerdi. Öcalan’ı kutsal kabul etmek ise, zor bir iştir. Daha kundakta iken hain, teör vb. isimlerle duyan bir insan, şimdi kalkıp onu kutsal kabul zordur. Rahatsızlık veren başarılı çalışmamız, Edip Yüksel’in şu satırlarından okunuyor:
“Türkiye’de terörist başı olarak bilinen bir adamın kitabından gelişi güzel seçtiği tutarsız örnekleri 19′un SİSTEMLİ örnekleri ile karıştıran ve boyut farkını bile fark edemeyen birisiyle 19 sistemini tartışmadan önce biraz kritik düşünme alıştırmaları yapmak lazım.” (bilgiagi.net)
Acep Edip Bey sayısı el parmağını geçmeyen Atatürk’ün hayatında ki sayıları kutsal kabul edip bizim devasa çalışmamızı bu kadar abartılı bulmasında ki neden nedir? Tanıdığım günden beri -görüşüne katılmayan herkesi cehenneme gönderen Yüksel 19 ile neler yapmıyormuş!
“Salih bana 7.146 ayetini anımsatıyor. Umarım yanılıyorumdur. Umarım aklını başına alır ve uydurduğu cam parçalarıyla Kuran’daki elmasları birbirine karıştırmaktan vazgeçer.” (bilgiagi.net)
19 mucize değildir. Zira mucize denilen şey yoktur. Özgür İnsan Savunması’na uyguladığım “bir benzer” düzmeceyi sunduğumda Edip Yüksel’in cehenneme gönderme eleştirileri dışında bir eleştiri görmedim. Ancak 19’cu dinine iman edip onu dogmalaştıran başka bir arkadaş eleştiri sayılmayacak on sayfalık bir doküman sundu. Ensar Uzumcu adlı arkadaşın sunduğu dokümanı kişisel siteme attığım şu dosyadan okuyabilirsiniz (www.meytisi.com/elestiri.doc) Neredeyse noktalama işaretlerini bahane ederek eleştiri () yapmak isteyen Uzuncu’nun giriş notuna bakın:
Mehmet Özalp isimli kişinin, Reşad Halife'nin Resulum olduğunu idda etmesi üzerine kendisiyle, makalesini tartışmamaya karar verdim. Makalesinde getirmiş olduğu iddeayı, aşağıda tartışıyor ve sizinle de paylaşıyorum.
Ne dediği anlaşılmayan Uzuncu, “tartışmamaya karar verdim” diyor. Sonra boy boy sayfa yazması arasındaki çelişkiyi anlamak için o kadar akıllı olmak gerekmez. Uzuncu Halife Reşad’ın Resullük iddiasını bir türlü anlayamıyor. Halife Reşad’ın “resuldür, ama bu resullük başka resullüktür” deyip, bizim ona kendisini resül ilan ettiğini yazmamızı hoş görmeyen, bu arkadaşımızın Halife Reşad’ın şu bildirisini okumasını tavsiye ederiz:
….Allah, rahmetinin bir tecellisi olarak, beni, kendisinden dünyaya bir mesaj sunmakla….
…..Allah'ın elçisi olarak gönderilmiş olduğum zihninizde hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kompütürün ortaya koyduğu 19 mucizesiyle desteklenmiştir. böylece siz, Allah'ın sizinle konuştuğunu anlayacaksınız….
Uzuncu’ya göre Kuran’da ki sayısal harmoni öyle her kitaba uygulanacak düzmece değildir. Hani geleneksel inançlarda -Kuran’da her şey var- denir ya. Bahaîlikte de, “Kuran’da bir sureye karşı bir sure getirilemez denir; Oysa İtkan’da bir harfe karşı bir harf bile getirilemez” denir ya işte, 19’uncu kafada diyor ki; besmele bile başlı başına bir Matematik kitabıdır. Herhalde bizim 19’dan habersiz olduğumuzu sanıyorlar. Onlara göre bir tek onlar 19 sistemini kavrayıp cennetlik oluvermişler. Uzuncu kalkıp getirdiğimiz eleştirileri cevaplayacağına bizlere 19 dalaveresini tekrarlayıp duruyor. Hatta ilk eleştirimizi sunduğumuzda bizim Edip Yüksel’in sitesinden habersiz olduğumuzu sanarak copy-paste yöntemiyle yorum transferi yapanları da gördük. Besmeleden bin bir türlü oyunla 19 sayısını bulmak için yarışa giriyorlar; biz ise Öcalan’ın kitabı “Özgür İnsan Savunması” 19 harftir dediğimizde de, kabul etmemek için kaytarma yapıyorlar. Bakın besmeleden ne mucizeler türetiyorlar:
Besmele dört kelimedir. İlk her kelimeye sırayla 1,2,3,4, kafadan numara vererek 19’a ulaşmak bir mucizeymiş…
1 3- 2 4- 3 6- 4 6... Elde ettiğimiz sayıya "13 24 36 46" olur. Bu sayıya 19 ile ulaşabilirsiniz. Başka bir değişle, bu sayı 19'un tam katıdır.
Her kelimeye bir sayı ver 19’a ulaşmazsan tersten ver, yine olmazsa ortadan ver ta ki yakalayan dek. Örneğin birinci kelimeye 1, ikinciye 2 ve sırayla böylece git. Matematiğin alanı geniştir. Önce önüne bırak eğer 19 etmez ise, yine önüne bırakıp topla, bu sefer de olmasa çıkar, yine ulaşmazsa böl, yine ulaşamazsan tersten ver… Ver de ver. Matematikte sonsuz sayı vardır, Kuran’da da maşallah altı binden fazla cümle vardır. Eğer Kuran sure, ayet vb. düzeneklerle yazılmasaydı hiçbir şekilde bu kadar denk gelen sayı elde edilmezdi. Kuran gibi yazılan, tekrarları çok olan, her surenin sonunda ve her surenin başında hemen-hemen aynı cümlelerin tekrarlandığı bir kitap getirin istediğiniz sayıyı uygulayabilirsiniz. Bırakın tekrarla dolu bir kitabı hiç bölümleri olmayan tıp bizim yaptığımız gibi herhangi bir kitab da uygularsanız kitaplık hesaplar çıkarabilirsiniz. Edip Yüksel, Reşad ve benzerleinin anlayamaya yanaşmadığı bu durumu başka hangi dil ile anlatayım!
Besmeleden deve yükü kadar mucize peydahlamak isteyen sayı avcılarının durması, mümkün değildir. Yüksel “Üzerinde Ondokuz Vardır” kitabında besmelede ki dört kelimenin Kuran’da 19/19’un tam katı kelime bulmak için, başvurduğu yöntemler ilginçtir. “Bismillahirahmanirahiym” Besmelede dört kelime vardır “ism, Allah, Rahman ve Rahiym” Kuran’da “ism” kelimesini 19’a denk getirmek mümkün değildir. 19’cu kafa burada hiç durur mu illa denkleştirecek. Kuran’da “ism” kelimesinin sakıncalarını görmek manidardır çünkü 22 defa geçer. İsm kelimesi yerine “bism” kelimesini aramak gerekecektir… “Bism” ile “İsmi” ayırmak Türkçede ki “ismi” “ismiyle” kelimelerini ayırmak gibidir. Oysa diğer kelimelerde türevleriyle beraber saydıkları yöntemlerini burada uygulamak sakıncalı olduğu için 19 sayısını bulmak için burada “ism” değil “ismiyle” kelimesini arıyorlar. Ayette çoktur, sayıda çoktur. Ara ara bitmez… İlla denkleştirmekse amaç sayıda çok, ayette, kelime de. Besmelenin ikinci kelimesini, “Allah”ı bulmak için Tevbe’nin son iki ayetini ayıkladık mı?" sistem tam oturuyor. Tevbe’den söz açılırken Edip Yüksel’in öznel kanıtı olabilecek bir başka konudan söz etmek istiyorum. Yüksel Tevbe’nin son iki ayetinin Kuran’dan olmadığını kendisine esinlerin geldiğini kayıt eder. Kendileri ayetleri iyi ezberlemiş, numaraları, konuları, özelikle 19 sayesinde ayetlerin numaralarını da beynine iyi kazımış. Tevbe suresinin son iki ayeti üzerinde de haftalarca düşünmüş ve bu konuda ciddi bunalımlar geçirmiş kendi ifadeleriyle. Oturup düşünürken birden kendisine net ifadelerle numaralar okunmuş ve ayet numaralarına bakınca bütün çelişkiler yok olup gitmiş. Aslında tarihteki “ben Allah’ım”, “ben peygamberim”, “ben veliyim”, “ben ermişim” vb. bütün şahsiyetlerin sessizliğe büründüğü, intihara kalkışıp şüpheler içerisinde kıvrandığını ilgili kişiler bilirler. Odakladıkları konular hakkında bazı sesler duydukları, rüyalar gördüklerini de biliyoruz. Halüsinasyonlar, kehanetler, büyücüler, cadılar ve toplum içerisindeki doğaüstü meraklılarının sıkça karşılaştığı böyle olayları, Edip beyin fark edip 19’a güvenini yitirmesini diliyorum.
Uzuncu, birinci bölümde elde ettiğimiz sayıları nasıl elde ettiğimizi merak ediyorsa bunları –eleştirdiği () makalemizin Ek’in de- bulabilirler. Hangi mantıkla hareket ettiğimizi sormuş kendileri. Yine sayfa sayılarının 19’a bölünmesi ile sure sayılarının 19’a bölünmesi arasında fark olduğunu söylüyorlar! Eleştirisini bana değil ilkokul öğrencilerine -152 ile 114- sayılarının bölüm işlemlerini sormalarını rica ediyorum. Veya hesap makinesi ile işlemini hal edebilirler.
Geçenlerde “Kozmos ve Kaos” adlı bir makale yazmıştık. Burada hiçbir şeyin düzenli olmadığını kısa da olsa anlatmaya çalıştık. İnsan mükemmel midir? Hayır… Köpeklerin gözleri bile bizim gözlerimizden daha iyidir. Evrende Kaos vardır. Ancak bizim bulunduğumuz yer bize göre/işimize yarayan şeylere biz düzen/kozmik diyoruz. Kuran’a uygulanan sayı avcılığı da insanın evreni düzenli bulmasının aynısıdır. Kuran’da ki harfler, ayetler bir sayı düzenine göre bırakılmamış. Aksine hepsi dizilirken sayılar kale bile alınmamıştır. Sadece Kuran içindeki harflerin 19’a uyan kısımları alınıp düzen sanılıyor. 19 ve 19’a bölünenlerin çok olmasının nedenlerine gelince:
—Kuran dizilirken çok surelere bölünmesi
—Tekrarların aşırı olması
Kuran’da aşırı derecede tekrar vardır. Tekrarların hikmetleri, felsefesi üzerinde de az kalem sallatılmış değildir. Tekrarları din eleştirmenleri Arsel, Tekin, Ergüven gibileri saçma bulurken, Sait Nursi’ler ise bunun üzerinde kitaplık açıklamalar yapmışlar. Aşırı tekrarların boyutunu tahmin etmek için sadece Rahman suresinde “febieyiala irrebikuma tukeziban” ayetinin 29 defa tekrarlandığını bilmek yeterlidir. Her surenin başında Tevbe suresi hariç besmele bulunur. Surelerin girişleri ile çıkışları benzer ayetler ile kapanır. Böyle birbirine benzer, aynı harflerle dizilen herhangi bir kitapta aynı sayılara denk gelebilecek özel sayılar bulmak kolaydır. Tesadüfleri mucizeleştirip, onu mükemmel ad etmek, evrende düzen vardır demek gibidir.
Kıvançla...