Önce Kürt Sorununu Çözün
Önce Kürt Sorununu Çözün Sonra Uluslararası Kurtacılığa Soyunun!
Halkların uğradıkları zulümlere sessiz kalmamak büyük bir erdemdir. ancak kendi halkının içinde bulunduğu zulümlere karşı duyarsız kalarak uluslar arası mazlum kurtarıcılığına soyunmak ilkesizlik ve riyakârlıktır.
16 Temmuz hareketinden söz ediyorum. Namı diğer Türkiye Müslümanlarından, yaptıkları eylem güzeldir ve fakat bu eylemi kan ve gözyaşının eksilmediği Kürdistan toprağından yürüyerek ve bu coğrafyada yaşanan zulümlere akan kardeşkanının durması için somut bir eylem ve yürüyüş yapmadan Suriye sınırına dayanmakla sadece ve sadece riyakârlık yapmış bulunmaktadırlar.
Üzerinden geçtiğiniz topraklarda yıllardır acı ve gözyaşı akmaktadır. Ölen canlar, yakılan köyler, yapılan işkenceler ve terk edilen topraklar. Tüm bunları görmezden gelerek Suriye sınırına nasıl dayanabiliyorsunuz. Bu yürüyüşü sağlayan ilke, algı ve vicdan nasıl bir şeydir doğrusu anlayabilmiş değilim.
Eğer samimi olsaydınız bu yürüyüşü kürdistana yapmanız gerekirdi ve lakin bugün değil yıllar önce yapmalıydınız. Uluslar arası kahramanlık yapmak kolay olandır. Zor olan ise kendi coğrafyasındaki zulmün son bulması için elini taşın altına koyabilmektir.
Bu ülke halkının içine sürüklendiği kardeş kavgası için yıllardır sessiz kalan ve resmi ideolojinin politikaları doğrultusunda Kürt sorununu okuyarak, PKK üzerinden Kürt halkını kategorize ederek, bu coğrafyada yapılan zulümlere sessiz kalan Türkiye Müslümanları ne yazık ki; yine beni şaşırtmadılar ve Suriye’de süren iç çatışma için sınırlara yürüdüler.
Kendi halkının çektiği acıları görmeyen ve bu konuda kendi beyinlerindeki sınırları aşamayan Türkiye Müslümanları 40 yıldır bu coğrafyada kan akmasına rağmen henüz Kürdistan coğrafyasına herhangi bir yürüyüş gerçekleştirmiş değildir. Bu Türkiye Müslümanlarının İslam kardeşliği ve ümmet algılarında ciddi problemlerin olduğunu ve milliyetçilik hastalığından kaynaklanan sıkıntılarından kurtulamadıklarını göstermektedir.
Arap halkları için gösterdikleri barış ve sorunları ortadan kaldırma mücadelesini, hiçbir zaman Kürt halkı için göstermediler. ABD beyazları için zenciler ne ifade ediyorduysa, Türkler içinde Kürt halkı aynı anlamı ifade ediyor ne yazık ki: İslam ümmet ve kardeşlik söylemleri sadece Kürtleri baskı ve kontrol altına almak için kur’an ve peygamber üzerinden sağlandı ve sağlanmaktadır.
Bu coğrafyada öldürülen halkın ve bu ülke halkının çocuklarının kırk yıldır kanlarının dökülüyor olması sizler için bir anlam ifade etmiyor mu yoksa?
Doğru ya size göre Kürt sorunu yoktur; olan şey sadece bir avuç çapulcu ne istediğini bilmez teröristlerdir değil mi?
Hayır, And olsun ki: sizler kendiniz için istediklerinizi Kürtler içinde istemedikçe İslam sadece sizin etiketiniz olabilir, siz asla ne İslam ve nede Müslüman olamazsınız.
Toplumları sözleri ile uyutarak sömürdüğünüz o güzel insan HZ peygamber (s) öyle diyor ya: kendiniz için istediklerinizi kardeşiniz içinde istemedikçe mümin olamazsınız ve birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” Bu söz evrensel vahyi insanlığa aktaran o yüce insanın sözüdür.
Sizler sadece kitabı kendinize yontarsınız. Bu ülkede 20 tane can toprağa düştü, umurunuzda mı? Siz ancak uluslararası ‘insancılık/ İslamcılık’ oynarsınız. Bu ülkede ölen öldürülen her Türk/ Kürt asker veya gerilla kanından hepimiz sorumluyuz. Kimse Allah katında hiçbir mazeret ortaya koyacak kadar masum ve temiz değildir.
Önce kendi ülkenizde adaleti barışı ve kardeşliği sağlayın, önce kardeşimiz dediğiniz Kürt halkına karşı doğru ve dürüst olun.
Önce evinizin sorunlarını çözün, önce etrafınızı düzeltin. Sonra gücümüz yettiğince tabiî ki insanlığın zulme uğradığı coğrafyalara insani elimizi uzatacağız…
And olsun sizler Kürt sorununu çözmek için batıdan doğuya içten pazarlıksız yürüyerek akmadıkça, sizlerin hiçbir çabası Allah katında değer kazanmayacaktır.
Toprağa düşen her canın canından bu ülkede yaşayan herkes ve her söz sahibi sorumludur.
O canları toprağa düşüren terör değil, bizim zulme ve zalimlere sessiz kalışımızdır.
Bir başka ülkenin barışını sağlamadan önce, kendi içimizdeki sorunları adalet ve özgürlük temellinde çözmenin gayretini ortaya koymadıkça, Kürt sorununu konuşmanız sadece ve sadece riyakârlıktır.
