Önce Gençler
Türkiye’nin sıkıntılı, görüntüde seçime, özünde geçime dayalı gündemi tam gaz sürüyor. Sayılı günler kaldı, umalım ki seçimin ardından yüksek gerilim kendini sakinliğe ve normalleşmeye bıraksın.
Artık yeter.
Huzura, sakinliğe, toplumsal acının dinmesine ihtiyacımız var. Hepimizin, annelerin, babaların, yaşlıların, çocukların, gençlerin.
Ve özellikle gençlerin, kaşınan ortama daha fazla kurban edilmeden, hayatın olağan akışına çekilmesi elzem.
***
İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) genç kızların üretim sektörüne katılımı için Genç İzikad Proje Yarışması’nı üçüncü kez düzenledi. Jüri üyesi olarak, gençlerin gelecek heyecanlarına yeniden tanık oldum. İZİKAD genç kızlara ‘sağlam bir projen varsa kendine güven, kendi işini kur, başarabilirsin’ diyor.
Bugünün işkadınlarının, gelecek kuşağın iş kadınlarını yaratabilmeleri adına doğru, cazip ve örnek bir çalışma.
***
Yarışmaya gelelim.
Genç kızlar hevesli, heyecanlı. İş fikrine inanan da var, sosyal projeleri daha gerçekçi bulan da. Tümünün hemfikir olduğu nokta ise net; “iş hayatında kendi işimizi kurmazsak sürünürüz.”
İzmir’de yaşayacakları işsizlik gerçeğinin farkındalar.Yüzde 18 genç işsizlik oranı ile Türkiye rekorunu elinde tutan bir kentin umutsuzluğu var üzerlerinde. İyi yanından bakarsak; bu kentte girişimcilik mecburiyete dönüşüyor.
***
Ancak diğer jüri üyeleri Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aysel Öztezel,İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ece Elbirlik Ürkmez, ABİGEM Müdürü Canan Arıkbay’la hemfikir olduğumuz bir tespitimiz daha var.
Girişimci olabilmek açısından yalnızlar.
Muhteşem fikirler yaşamın gerçekleriyle buluşmakta zorlanıyor. Fizibilite ve diğer ön hazırlıklar yetersiz olabiliyor. Ellerinde yalnızca KOSGEB dökümanları var ama onların fikirleri alışıldığın dışında kalmakta.
***
Sahi bu ülkenin Gençlik ve Spor Bakanlığı yok mu, hani gençlik kısmı yıllardır havada duran. Siz hiç Bakanlığın gençlerin işsizlik, gelecek kaygısı gibi sorunlarıyla ilgilendiğini duydunuz mu?
Halen işsizlik kangrenini 4-5 yıl dondurma gibi bir işlevin ötesine zor geçen üniversitelerle mesela, Bakanlık ne gibi diyaloglar kuruyor?
Seçimin ardından olası yeni hükümet umarım hiç olmazsa bundan sonra tek başına ve işlevsel bir Gençlik Bakanlığı kurar.
Acı ifadeyle, kaç gencimiz dağa kaçırılıyor, kaçı IŞID’in kurbanı ya da üniversiteden mezun olanların ne kadarı hayalindeki işe kavuşabiliyor, bu can yakan konuyu bir Devlet erkanımızın takip etmesi bu denli zor olmamalı.
***
Bırakılsın o kocaman vaatler, ülkede 15-30 yaş arasına özen gösterilsin, sahip çıkılsın, mutlu bir ülke olmak için fevkalade bir adım olur. Oysa ne tuhaf en çok bu yaş grubunu ihmal ediyor Türkiye.
Bir yarışmadan nerelere uzandık.
Evet, genç kızları iş hayatına teşvik eden İzikad’ı ve dereceye girsin, girmesin projesi için uğraş veren kızlarımızı yürekten kutluyorum. Ayakları üzerinde dik duran, özgür İzmir kadını geleneğine en çok böylesi projeler yakışıyor.