Önce Dürüstlük
Bakınız, Sn. Cumhurbaşkanımızın tayinlerine; maalesef, Kayserili’lik faktörünün ne kadar ağır bastığını görürsünüz. (ve de akrabalık ilişkileri)Bakınız, Sn. Cumhurbaşkanımızın tayinlerine; maalesef, Kayserili’lik faktörünün ne kadar ağır bastığını görürsünüz. (ve de akrabalık ilişkileri)
Türkiye’nin problemlerinin kaynağında; ahlaki dejenerasyon, rüşvet, torpil, kayırma, yolsuzluk, tembellik, hakkına razı olmamak, israf, saltanat vb. faktörler yatmaktadır.
Dürüstlük, bilgi, başarı, çalışkanlık vb. hasletlerin önemi kalmamıştır. Zira, ‘emaneti ehline vermek’, görevlendirmelerde ‘liyakati’ esas almak dönemi sona ermiştir. Zira, en üst görevlerden, en mütevazilerine kadar; yandaşlık (partidaşlık, hemşehrilik, akrabalık vs.) esas olmuştur.
-Bakınız, Sn. Cumhurbaşkanımızın tayinlerine; maalesef, Kayserili’lik faktörünün ne kadar ağır bastığını görürsünüz. (ve de akrabalık ilişkileri)
-Bakınız, Sn. Başbakan’ın icraatlarına; AKP yandaşı isen, Karadenizli isen, Sn. Başbakan döneminde İstanbul B.Ş. Belediyesi’nde çalışmış isen, bir de ( hakka ve hukuka aykırı bir uygulama ile) hapse düştüğü dönemde sık sık ziyarette bulunmuş isen, her kapı sana açıktır. Kamu ihalelerinde, tayinlerde, şansın büyüktür.
-Şimdi, armatörlerimize bakıyoruz. Hemşehrilik avantajı var ya, devamlı olarak talepleri bitmiyor. (Bu arada, henüz eğitime başlamış, daha ilmi açıdan geçerli tek bir doktora vermemiş fakülte; Sn. Başbakan’a fahri doktora diploması veriyor?)
Neymiş? Kriz sebebiyle, milyar dolarlık borçlara, devlet kefil olmalıymış? Gemi siparişleri iptal edilmemeli, icrai takibatlara muhatap, olunmamalı imiş? Ancak, (bu arada da) gemiler teslim alınınca, devlet bu gemilerin işletmesini söz konusu armatörlerimize emanet etmeli imiş.
Ne ala memleket. Sanki, siparişi yaparken, bize sordunuz. Kar ederken de bizimle paylaştınız. (rahmetli Özal, armatörlere sık sık niçin vergi ödemediklerini hatırlatırdı.)
Ve şimdi, benim ödediğim vergi, size aktarılacak. Niçin? Sn. Başbakan ile hemşehri olduğunuz için..
Peki, gerçekten sektörün yükünü çeken, Gemi İnşa Sanayii’nin suçu nedir? Onlar, bağış filan da istemiyorlar. Sadece, Eximbank desteği bekliyorlar.
-Bakınız, aylarca önce Mercedes’in, rüşvet dağıttığı iddiaları, medyada yer aldı. Pisliğe, benim dönemimdeki otobüs alımları da (çok komik bir rakam olsa da) bulaştırıldı.
Savcılığa, Başbakanlık Kamu Etik Kurulu’na ve birçok yere başvurdum. Hakkımda, soruşturma açılmasını istedim. Tık çıkmadı. Olayın üzerine giden olmadı.
-Bakınız, gümrük kaçakçılıklarına. Uyuşturucu, silah, akaryakıt, sigara, tuz, çay, dişçilik malzemesi, her türlü Çin malı vs. vs.
Hudutlardaki, bunca asker ve sivil ne işe yaramaktadır? Niçin, hiçbir azalma olmamaktadır? Niçin, bu ekonomiyi batıran terörü azdıran faciaya, göz yumulmaktadır? Hiçbir tedbir alınmamaktadır?
Ve bu muazzam tutarlı, kara para kimlerin cebine akmaktadır?
-Niçin; adil, yaygın, katlanılabilinir bir vergi düzeni için gayret gösterilmemektedir? Kayıt dışına göz yumulmaktadır?
-Niçin, tüm sivil ve askeri ihalelerde; tam anlamı ile şeffaflık ve denetim sağlanmamaktadır? Niçin, aracıların ve takipçilerin hakimiyetine son verilmemektedir?
-Bir baskı, şantaj ve çıkar aracı olarak kullanılan, bir kesim holding, ne zaman disipline edilecektir?
-Dürüst bürokratlar, kendilerini ne zaman güvende hissedeceklerdir? Politikacıların, tayin, terfi, iş ve ihale takibi hastalıkları, nasıl tedavi edilecektir? Belediye şirketleri, ne zaman disiplin altına alınacaktır?
Türkiye’yi yönetenler, ciddi bir vebal altındadırlar. Eğitim sistemi ile, hukuk düzeni ile, ve en başta da üst görevdekilerin örnek davranışları ile, mevcut dejenere düzenin ıslahı şarttır.
Vatan sevgisi, hak etmediğine el uzatmama hasreti, haram-helal ve saçı bitmemiş yetim hakkı sorumluluğu, hepimize yeniden aşılanmalıdır.
Ülkemizi kurtaracak olan, bu konuda sağlanacak başarılardır. Cilalı, gerçek dışı kalkınma rakamları, değildir…
Size tamamen katılmaktayım. Demokrasi, sandık, seçmen, hürriyet gibi kavramlar, 'dürüstlük-ahlak-vicdan' sahibi insanların elinde, hukukun koşulsuz kullanılması ile amaçlarına ulaşır.
Aralık 29th, 2010 at 08:21Diğer hallerde demokrasi bir göz yanılsaması, sandık bir kandırma aracı ve seçmenler de menfaatkar yığınlar olarak kalırlar.
Teşekkürler,
saygılarımla.