On Beş Yazar On Beş Soru (Gevher Aktaş Demirkaya)
Sayın Gevher Aktaş Demirkaya sizi tanıyabilir miyiz?
Çıldır’ın Âşık Şenlik Kasabasında doğdum. Ben iki yaşındayken babamın işi nedeniyle Ardahan’a yerleşmişiz. İlk ve Ortaokulu Ardahan’da, lise ve üniversiteyi Ankara’da okudum. Biri erkek üç çocuğum ve dört torunum var.
- Edebiyat dünyamızın yolunda yürümeye nasıl başladınız?
Çocukluğumdan beri benden küçük altı kardeşimi oyalamak için kendimin uydurduğu hikâyeler masallar anlatırdım. Çünkü bizler küçükken büyüklerimize bize hikâye ve masal anlat dediğimiz zaman onlar, Rus işgalini, Ermeni mezalimini anlatırlardı masal yerine.
İçimde yazma isteği o zamanlara dayanır. Onların anlattıkları göçleri, acıları sürgün anılarını kayıt düşmek için yazmak istiyordum.
- Sizce yazmak nedir?
Yazmak. Çocukluğumdan beri edebiyata ve okumaya meraklıydım. Elime ne geçerse okurdum. Okuduklarım bana edebiyatı ve yazmayı sevdirdi. Üstelik büyüklerimin anıları hep aklımdaydı ve o anıların yazılması gerektiği sürekli beynimi meşgul ediyordu. Yazmak deşarj olmaktır, yazmak bu dünyaya kendinden bir şey bırakmaktır. Yazmak benim de söyleyecek sözüm var demektir. Rahmetli Sait Faik Abasıyanık’ın dediği gibi, “ Yazmasaydım Çıldırırdım.”
- Yazmaya başlamadan önce nasıl bir süreç yaşarsınız.
Yazmaya başlamadan önce kafamda oluşturduğum temaya uygun eserler okurum. Araştırmalar yaparım. Notlar alırım. Gerçek hayattan esinlenmiş romanlar yazdığım için o olayların geçtiği yerlere giderim, yaşlı insanlarla konuşurum. Rahmete göçenlerin çocuklarıyla torunlarından dinlerim büyüklerinin anılarını. Sonra da yazmaya geçerim ve bu çok sancılı bir dönemdir.
- Yazmakla okumak sizin dünyanızda ne kadar yer kaplıyor. Yazarken bütünleşiyor musunuz? Yoksa yazarken aynı zamanda da okuyucu oluyor musunuz?
Baba tarafım Borçalı’ dan, ana tarafım Ahıska’nın Kasımlı kasabasından gelen Karapapak Türklerindendir. Her iki büyük dedem de, Çıldır’a yerleşmeden önce yaşadıkları bölgenin halk önderi ( aksakallısı) olduğu için sürekli Ruslarla ve Ermenilerle mücadele etmişler. Acılar, göçler, hapisler yaşamışlar. Sevmiş âşık olmuş ama kavuşamamışlar. İlk kitabım “ DİNMEYEN ACI KAFKASYA” onların anılarıdır hikâyeleridir. Beni yazmaya iten o hüzünlerdir acılardır. Bunların belgelenmesi düşüncesidir. Ailemin anıları ile beraber bana miras kalan hüzünler, hasretler, edebiyat ve şiir meraklısı babam “ yaz” diyordu hep. “Yaz ki bunlar bilinsin kim olduğumuz nerden geldiğimiz, bu vatan için neleri feda eden dedelerinin anılarını yaz” demesiydi.
- Roman da şiir gibi ilham gerektiriyor mu?
Şiir gibi ilham gerekiyor mu bilmiyorum. Belki kişiden kişiye değişebilir. Yazarken içini dökersin, bildiklerini, hissettiklerini, düşündüklerini paylaşırsın. Beynini sürekli meşgul eden kelimeleri yazıya döküldükçe rahatlarsın. Çünkü roman kahramanların beyninin arka lobunda gezinir durur, birbirleriyle konuşurlar. Eserin geçtiği mekânlar gözünün önünden geçer. Yazmaya başlayınca rahatlık hissedersin.
- Tarihimizin kanayan yarası Kafkasya sürgülerini işlemek nereden aklınıza geldi.
Yukarı da söylediğim gibi atalarımın anılarını, vatan toprağı için mücadelelerini, sandıklardaki belgeleri, mektupları gün yüzüne çıkarma isteği ve arzusu.
- Kafkasya sürgünlerini yazarken romanın bitmesine siz mi karar veriyorsunuz kahramanınız mı karar veriyor.
Romanımın bitmesine genellikle kahramanlarım karar verir. Çünkü ondan sonra yazacağım roman için ayrı bir araştırma yapmam gerekir.
- Romanlarınızda kendiniz ne kadar varsınız?
Romanlarımda mutlaka her yazar gibi kendimden kırıntılar vardır. Başka bir anlamda kahramanlarımla o kadar özdeşleşirim ki sanki onların yaşadıklarını ben yaşıyor gibi oluyorum. Acılarına ağlıyor, düğünlerinde eğeleniyor, ayrılıklarında hüzünleniyorum.
- Balkanlarla ilgili roman yazmayı düşündünüz mü?
Balkanlar, Balkan göçleri ve sürgünleri tarihimizin önemli bir sayfasıdır. Osmanlı Devleti’nin zayıflaması ile işgale uğrayan Kafkas ve Balkan coğrafyasında yaşayan Türk ve Müslüman halklar için de umutsuzluklar, göçler, ölümler, işgaller, ana vatanlarından koparılan, hastalıklara yenik düşen, yollarda ölen, açlık ve sefaletle karşı karşıya kalan bu milletin acısı, ne yazık ki dünyanın gelişmiş ülkelerince bir türlü görülmüyor. Onun için yazmak isterim tabi kısmet.
- Size yazma konusunda yön veren, örnek olan yazarlardan bahsedebilir miyiz? Nelerinden etkilendiğinizi bilmek isterim.
Bana yazma konusunda yön veren rahmetli babamdı. Etkilendiğim ve örnek aldığım yazar ise ilkokulda iki üç kitabını okuduğum Halide Nusret Zorlutuna’ dır Onun okumaya, eğitim almaya sonra öğrendiklerini aktarma isteğiyle öğretmen olma azmini, zorluklarla başa çıkma gücünü ve özgüvenini takdir ettiğim yazardır. Halide Nusret Zorlutuna Türkiye’nin kadın yazarlarının annesi ödülünü almış olması ve şimdi hatırlayamadığım çeşitli ödüller alması bana hep ilham vermiş ve yol göstermiştir. Bunun yanında Halide Edip Adıvar ve aşk romanlarının yazarı Kerime Nadir etkilemiştir örnek olmuştur bana.
- Yazarlığınız aile içinde nasıl yorumlanıyor?
Yazarlık hayatıma emekli olduktan sonra başladım. Zamanım boldu. Ailem de destek oldu. Başarabileceğimi, yapabileceğimi söyleyerek ilk bilgisayarımı aldılar, kullanmayı öğrettiler. Gezilerimin, araştırmalarımın her yönüyle ilgilendiler. Her zaman benimle gurur duyduklarını ifade ederler. Tabi ben de onlarla gurur duyuyorum.
- İleriye yönelik projeleriniz var mı?
İleriye yönelik projem Yazdığım romanların dizi veya film olması. Bu konuda bazı çalışmalar var. İnşallah kısmet olur. Ayrıca birinci tercih olarak Adli Tıp’ta çalıştığım dönemde gördüklerimi ve yaşadıklarımı yazmak istiyorum. İstiyorum ki, yazdıklarımı okuyanlar sonucu kötü biten eylemlerin insanın hayatını nasıl zehir ettiğini ve İyi olanlarında örnek alınması gerektiğini anlasınlar.
- Roman haricinde yazmayı düşündüğünüz alanlar var mı?
İkinci tercihim de memleketim Ardahan ve Kars’ta yaşayan Karapapak Türklerinin yaşantısından hikâyeler yazmak, fıkralarını, manilerini okuyucuya aktarmak. Birde resim yapma merakım var. Şu sıralar amatörce guaş ve yağlı boya tabloları yapıyorum. Zihni dinlendirmek için iyi geliyor tavsiye ederim.
- Bu güzel söyleşi için teşekkür ediyorum. Bana söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben teşekkür ederim sevgili arkadaşım. Edebiyata ve yazmaya merakın olduğunu biliyor ve takdir ediyorum. Oğuz boyu Karapapaklar dünya kurulalı beri sanat ve edebiyat ve şiire vakıf olduklarını biliyoruz. Galiba genlerimizde var. Sana başarılar dileyerek sevgilerimi selamlarımı gönderiyorum.