Ömero
Annemin Anlattıkları 2
Olay takriben,1925 – 30 arası yaşanmış.
-Ömero, genelevin çamaşırlarını yıkardı. Eve getiriyor, sık sık çamaşır geliyordu. Leğenlerde yıkanıyor. Kaynatıyor, çitiliyordu. Kar gibi… öyle.. zaten pis değildi çamaşırlar. Çarşafların yanı sıra, üstlerini başlarını da yıkıyordu. Komşular yazma oyalıyordu.Ömero, götürüp onları satıyordu. Kapış kapış ediyorlardı. Bugün alıyorlardı, yarın yıkamaya geliyordu.
Genelevin kadınları çok güzel ve gençtiler. Goncalı çarşaflarla dolaba gelirlerdi.
-Dolap ne?
-Bugünkü lunapark gibi. Babamın dolabı vardı. Büyük dutluğumuz vardı, orada.
-Dedemin de yapmadığı bir iş kalmamış, bu dolap nasıl bir şey?
-Bayağı döner salıncak gibi, salıncaklarına dolap deniyor işte.
-Nasıl dönüyor?
-Adamlar çeviriyor?
-Vay be? Neyse geneleve dönelim.
-Kırklarda genelevi kapadılar. Epremeli vardı dünyalar güzeliydi. Tozey de çok güzeldi. Tozey çok iyi bir kadınmış. Çok merhametliymiş. Çarşıya polis nezaretinde giderlerdi. Perşembe günleri hamam günleriydi. Bir Adile vardı, baş patrondu. Adile’nin kızı varmış. Kızını elinden almışlar.
-Niye elinden almışlar?
-E genelevde çalışıyor ya? Bir gün beni kucağına aldı, sevdi, ağladı, ağladı. Amcam bununla yatmış kalkmış. Sonra anama getirmiş, “bu kadın evin işini görsün” diye. Anam bakmış ki bu kollarını sıvamadan çamaşır yıkıyor,
“Kızım demiş şu kollarını bir sıva bakayım. Sıvamış ki, hep sırça bilezik.
(Camdan yapılma bir tür renkli bilezik)
-E nolmuş yani sırça bilezikse?
-O devirde o tür bilezikleri, ve takıları, normal kadınlar kullanmazdı. Çocuklara alırlardı. Benim de vardı. Anam bir gün bunu yanına almış çarşıya çıkmış. Yolda biri peşlerine düşmüş. Anam yüzünden peçeyi açmış, “Hele bana iyice bak hele” demiş, “Sen kimin peşine düştün?” Yerden bir taş almış, ve “Bak kafanı dört parça ederim şu taşla” demiş. Adam, “Ben senin peşine düşmedim, şunun peşine düştüm” demiş.
-E nasıl tanımış, çarşafın altından?
-Tanırlardı kızım, nebileyim ben?
-Sonra nolmuş?
-Annem, amcama demiş “Bu kim? Bunu al götür evden” Amcam almış götürmüş. Ondan sonra geneleve düşmüş.
(Not1:Şimdi bu olayı niye anlattım. Şunun için. Bir kere, savaş sonrası,
kadınlar dul ortada kalmış. Bunlara devlet sahip çıkmadığı, korumaya
almadığı gibi, bu ortadaki zavallı kadınları genelevlere tıkmayı bir devlet
politikası olarak uygulamış. Bu durum erkeklerin işine gelmiş, ama kadınlar
da hemcinslerini korumamışlar. Bence, Anneannemin o kadını koruması
gerekirdi. Evden atmamalıydı. Ayrıca, pozitif insanlar şıkır şıkır renkli takılar
takmayı severler. Belki de elinden alınan çocuğunundu bu bilezikler ve bir
gün tekrar ona kavuşabilme umudunu simgeliyorlardı. O çocuğa nooldu
acaba?
Not 2:Kırklarda genelev kapanmış. Acaba yeniden ne zaman açıldı? Böyle
şeyleri hiç merak etmiyoruz nedense? Ama merak etmediğimiz için, bugün,
gencecik bir kız diri diri toprağa gömülüyor.
Not3: (Bu açıklamaya, insanların ne kadar çok yaftalama meraklısı
olduklarını bildiğimden, Maocu veya komünist olmadığımı, hiçbir ist
olmadığımı söyleyerek
başlamak istiyorum.)
Çin’de İmparatorluk zamanında, devlet, genelevlerin açılmasını o bölgede
ticaret vs. geliştiği için destekliyormuş. Genelevler, köylere kadar yayılmış.
Öyle ki, yoksul Çinli köylüler,on yaşındaki çocuklarını genelevlere satıyor-
muş.
(ki bence çocuğunu geneleve satmakla, diri diri gömmek aynı şeydir.)
O beğenmediğiniz Mao Zedung, iktidara geldiği anda, sadece bir günde,
köylerdeki genelevlere varana kadar hepsini kapattırmış.
Bir toplumda genelevler, erkeklerden çok, kadınların ayıbıdır.
Şubat 2010