content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

22 Ağu

Ömer Faruk

“Hava ne kadar sıcak. Bu sene ilkbahar gelmeden yaz geldi. Şu yeni otobüsler de pek güzel, klimaları püfür püfür. Bir yere vaktinde varmak neredeyse imkânsız hale geldi. Bir de yolları geniş yapsa da trafik tıkanmasa ne iyi olacak.

Gökyüzünün berraklığı göz alıyor. Engin semada maviyle beyazın uyumu ne de hoş duruyor. Sahi uçan araba niye yapmıyorlar ki? Yapsalar belki ben de alırım. Bence uçan arabalar da olsa, havada kargaşa yapar sonra da küfrederiz. Acaba orada da bayanları sıkıştırırlar mı? Amaaan sanki arabamı alacağım ki? Alanlar düşünsün. Hem araba alsam da kullanamam ki korkağın tekiyim. Üstelik havada araba kullanmak daha zor olur. Çizgi yok, ışık yok.

Havada araba kullananlar pilot olur mu acaba? Ayy ben pilot olsam çok havalı olurum. Hız yapınca, ya kuş gelir de cama çarparsa…

Şu yol kenarındaki gelincikler ne kadar güzeller. Hafif bir esintiyle nasıl da nazlı nazlı salınıyorlar. Gelincikler ne kadar zarif olsalar da ben laleleri seviyorum. O mağrur duruşları güzelliklerine bir de erişilmezlik katıyor. Papatyalar bence her yerden çıkan dilencileri andırıyor. Her taşın altından boyunlarını uzatıyorlar, lale öyle mi? Zarifçe gelirler, on beş ya da yirmi gün her yanı bezer sonra da sessizce çıkıp giderler. Geçen yıl gittiğimiz gezide manolya görmüştüm o da başka bir görkem sergiliyordu. İlk gördüğümden mi ne, çok beğenmiştim.”

Şoförün hizasında, ikinci sıradaki dörtlü koltukta pencere kenarında oturmuştum. Alnımı cama dayayıp dışarıyı seyrederek bunları düşünüyordum. Yol yapımı varmış, trafik santim santim ilerliyordu. Başımı çevirip otobüsün içine göz gezdirdim. Birkaç yer boştu hoşuma gitti. İçimden keşke hep böyle olsa dedim. Saatime baktım. Beklediğimiz yere baktım, gideceğim yeri düşündüm, off daha çok yolum var diye iç geçirdim.

“Her gün aynı şey, sabahın köründe kalk süslen püslen yola koyul. Bir saatlik yoldan sonra, iş yerindeki odanın kapısını aç, masana otur başla uğraşmaya. Yok, efendim falan yazı olmamış, filan yazı cevap bekler, amir onu demiş, bunu dememiş. Bir sürü ıvır zıvır. Bari bu hafta sonumu evde geçirebilsem ne iyi olur,” iç konuşmalarımı karşımda oturan çocuğu görünce bitirdim.

On iki, on üç yaşlarında kafası sıfır numara traşlı, gövdesine oranla biraz büyük olan başını ince boynu zor taşıyor gibi gözüküyordu. Kara kuru olan bedeninin aksine, yüzündeki derin huzur ve terbiyeli hali içimi ısıtmıştı. Üzerinde rengi solmuş, kolları uzun, yakası eskimiş kahverengi gömleği, dizleri iyice süzülmüş, paçası kısalmış kot pantolon ve ayaklarında uçları açılmış spor ayakkabı vardı.

Bütün bu görüntüsü onda var olan güzelliği kapatamıyordu. Sakin duruşu, saygılı oturuşu ilgimi çekti.

  • Adın ne delikanlı?
  • Ömer Faruk.
  • Otobüse neden tek başına bindin Ömer Faruk.
  • Amcamlardan geliyoruz. Babam bir durak önce işe gitmek için indi.
  • Baban ne iş yapıyor.
  • Yük taşıyor.
  • Annen çalışıyor mu?
  • Annem yok… diyerek üzüntülü gözlerini bende kaçırdı.
  • Okula gidiyor musun?
  • Evet
  • Benim de senin yaşlarında oğlum var. O da okula gidiyor.
  • Okulun kapanmasına az kaldı derslerin nasıl.

İçimden “Ben de saçmaladım şimdi, bu imkânlarla nasıl olabilir, tabi ki kötüdür. Zaten cevap da vermedi. Utandı galiba. Hali ortada… Biraz para vereyim kendisine ayakkabı alsın. Ama ayakkabı al demeyeyim kalbi kırılabilir.” dedim.

  • Ömer Faruk bir şey desem kırılır mısın?
  • Kırılmam teyze?
  • Kitap alman için sana harçlık versem kabul eder misin?

-   Etmem teyze, biliyorum bana acıyorsun. Acıma babam fakir ama Devlet babam zengin. Ben okul birincisi oldum. Üstelik de ödül kazandım şimdi okula gidiyorum, müdürüm benim bütün ihtiyaçlarımı karşılayacak. Ben hep başarılı olacağım, ödüller alacağım.

Duygulandım. Durakta durduğumuzda Ömer Faruk otobüsten inip okuluna doğru koşarken bir an durdu. Uzaktan birbirimize baktık. Karşılıklı el sallarken kara gözlerinde bütün güzellikleri toplamıştı. Sanki uzaktan bana “Mutluluk, huzur, başarı insanın içindedir.” diyordu.

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank