Olumlu Düşünce ve Gülümseme
Evet; başlıktan da anlaşılacağı gibi içinde bulunduğumuz ve yaşamaya çalıştığımız hayat şartlarında çok zor olan bir eylemdir. Olumlu düşünmek, gülümsemek ve affetmek.
Artık insanlar öyle bir ruhsal çöküntü içerisindeler ki en küçük
şeylere olmadık tepkiler veriyorlar. Bu tepkiler sonunda ya geri dönülmez hatalar yapıyorlar başkalarına zarar veriyorlar ya da kendilerine.
Hem kendilerini mutsuz ediyor hem de karşısındaki insanları. Mutluluk huzur ve iyi geçim şartlarının resmini bile çizemez hale geldik. Bu kadar üzücü günleri yaşarken bazı değerleri unuttuk.
Bırakın palyaçoları hiçbir komediye gülemez hale gelmeye başladık. Ceviz kabuğunu doldurmaz sorunlarda büyük tepkiler veriyor kötü sözler sarf ederek kalp kırıyoruz. Veya kavga ediyoruz. Sonunda pişman olsak ta geri dönülmez hatalar yapabiliyoruz.
Bu hale gelmemizin ve tahammülsüz insanlar olmamızın sebebi ne?
Neden mutlu olmayı beceremiyoruz?
Hem kendimizi hem de başkalarını mutsuz ediyoruz. Kendimizle beraber başkalarını da mutsuz etmeye ve bu şekilde cezalandırmaya hakkımız var mı?
Elbette ki yok.
Öyleyse önce kendimizden başlamalıyız sonra karşımızdaki ve çevremizdeki insanlara faydalı olmaya. Biliyoruz ki stres, kötü söz ve davranış kişinin hem beden hem de ruh sağlığını da büyük ölçüde etkiliyor. Hayata olumlu bakmak, pozitif olmak, affetmek insanı kalp, sindirim, psikolojik hastalıklara ve kansere karşı koruyor. Affedici ve sevgi dolu olmak, hem ruhsal hem de bedeni müdafaa sistemlerinin güçlenmesini sağlıyor.
Artık bilim adamları, affetmenin ve hayata olumlu bakmanın yeni tedavi yöntemlerinin bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. Kişinin kendisiyle barışık olması hayata gülümsemesi Kalp hastalıkları, sindirim sistemi rahatsızlıkları, hormonsal bozukluklar gibi fizyolojik rahatsızlıkların affetme davranışıyla en aza indirildiğine işaret ediliyor.
Kişinin içsel barışını sağlaması, sevgi dolu, olumsuz dahi olsa birçok durumda affedici olmasının sağlık açısından önemli olduğunu unutmamak gerekir. Uzmanlar hayata olumlu bakmanın ve affedici olmanın kalp hastalıklarına yakalanma riskini düşürdüğünü belirtmektedirler.
Doğru beslenmek kadar önemli olan ve tek karşılığı sağlığımız olan olumlu düşünmek, gülümsemek ve affetmek bizim için zor olmaması gerekir. Çoğunuzun içinde bulunduğumuz geçim sıkıntısı, hayat kavgasında bunu nasıl başaracağınızı soruyorsunuz? Söylemek çok kolay gel de gülümse diyorsunuz.
Bu devirde kimse polyana'cılık oynayamaz.
Memnuniyetsiz ve şükür süz insanlar olduğumuz sürece elbette hiçbir şeyden tat almayız. Hep gözümüz yukarılarda oldukça, birileriyle kıyaslandıkça, senin var benim yok dedikçe, elimizdekilerle yetinmedikçe, özenti ve kıskançlık duygularıyla elbette ki huzursuz olacağız. Streslere girerek hem sağlığımızı hem de çevremizi rahatsız edeceğiz.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bazı insanlar gelip senin huzurunu bozuyor. Sana rahat vermiyor.
Kendi halince hayatını yaşamaya çalıştıkça gelip araya nifak ekiyorlar. İster istemez sende etkileniyorsun. Ve bu durumu çevrene de yansıtıyorsun.
Öyleyse kendimize bir yaşam şekli belirleyip hayatımıza yön vermeliyiz. Her olur olmaz şeylere takılmamalı aklımızdan ve hayatımızdan kötü düşünceleri ve olumsuzlukları atamalıyız. Bir şeyler yapmadan önce ani kararlar vermeden enikonu düşünmeliyiz.
Bizlere getirilerini ve bizden götürdüklerini hesaplamalı sonradan pişmanlık duyacağımız olaylara fırsat vermemeliyiz. Ne olursa olsun hayata karşı ve insanlara gülümsemeliyiz. En küçük şeylerden fırtınalar koparmamalı sabırlı ve ılımlı olmalıyız. Karamsar olmaktan ve olayların hep kötü yönünü düşünmekten kendimizi kurtarmalı pozitif olmalıyız.
Olumlu düşünmeli, gülümsemeli ve affedici olmalıyız ki hayatta bize aynı karşılıkları versin.