Ölümle Eşitlemek!
Değerli okurlarım ben Yüksel MERT olarak ne zaman akşam güneşinin batışını seyretsem,
İçimde tanımı imkansız, garipsi, sanki “ölümü derinlemesine duyumsatan” hüzünlü bir duyguyu yaşarım.
Bence akşam güneşinin batışı çok çok önemli…
Kibre karşı,
Ne oldum deliliğine karşı,
Sanırım en güzel, en etkili, ciddi bir Tanrısal görsel uyarıdır bu,
Evrensel bir mesaj…
Bence, çağımız insanının en büyük açmazı “Ölüm Dikkati”ni yitirmesidir.
İşte bunu en iyi güneşin batışıyla duyumsarız.
Bir gün hepimiz
Batan güneş misali,
Batıp gideceğiz…
Kara toprakta eşitleneceğiz…
Oysaki insanlar yarınlara kalmak için,
Hep biriktiriyor. Allah aşkına şu hanlara-hamamlara özelliklede apartmanlara bak!
Üst üste tabutlar gibi.
Maaleseaf! Doğayı hoyratça kullanıyorlar, kullanıyoruz.
Bir kişi, 2 kişilik, 3 kişilik aileler, 200, 300 metrekare evlerde oturuyorlar.
Üstelik çoook şatavatlı.
Alttan alta, içten içe herkes herkese bir gösteriş savaşı açmışlar.
Benimki seninkinden daha çok daha gösterişli savaşı.
Allah aşkına böyleler inde gönül güzelliği olur mu?
Olmaz, olamaz…
Onun için kurumuş gönül damarları.
İçleri adeta uçsuz -bucaksız bir çöl gibi.
Her şeyi maddede arayanlar ölümün güzelliğini duyar mı, duyumsar mı?...
Ölüm tatlılığında sevgi ve saygılarımla…